Ara

Hz. Ebû Bekir’in Halîfe Seçilmesi

Hz. Ebû Bekir’in Halîfe Seçilmesi
Halîfe Olarak Yaptığı İlk İş Kezâ Hz. Ebû Bekir: -“Hıyânet etmeyiniz, gadretmeyiniz, haddi tecâvüz etmeyiniz, kimsenin âzâsını kesmeyiniz, çocukları, ihtiyarları, kadınları öldürmeyiniz. Hurma ağaçlarını kesip yakmayınız, yemiş veren bir ağaca dokunmayınız. Deve, koyun, inek gibi hayvanları gıdâdan başka bir maksad için kesmeyiniz. Yolda manastırlara çekilmiş âdemlere rast geleceksiniz, onları kendi hallerine bırakınız.” dedi. Orduya Allâh’ın avn-i samedâniyyesiyle yürümesini emretmiş ve Resûl-i Ekrem’in emrini yerine getirmesini söylemiş ve ordu da yürümüştü. Üsâme’nin bu seferi iki buçuk ay kadar sürmüştü. İrtidâd edenleri tenkîl etti. Âsîler Dûmetü’l-Cendel’e kadar çekildiler. Sonra Eyle’ye ilerledikten sonra Medîne’ye avdet eyledi. Hz. Ebû Bekir, Üsâme ordusunu göndermekte ısrâr ile Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in emrini yerine getirmiş ve hem de Müslümanların nüfûz ve şöhretini muhafazaya hizmet etmiştir. Bu sûretle İslâm düşmanları İslâmiyet’e karşı yapmak istedikleri fenâlıklardan vazgeçtiler. İrtihâl-i Peygamberî’den Sonra Mühim Bir Hâdise Kısas-ı Enbiyâ” müellifi Cevdet Paşa, Hz. Ebû Bekir’in halîfe seçilmesinden sonra Ali (kv)’nin tavrını; Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in Hz. Ubeyde vâsıtasiyle Hz. Ali’ye söylediklerini şöyle anlatmaktadır: “Benî Sa’d sakiyfesinde ashâb-ı güzînin ictimâiyle gerçekleşen intihab meclisinde Hz. Ali -radıyallâhu anh- haberdâr edilmediğinden bulunamamış ve bundan dolayı canı sıkılmış ise de öyle dâvâ ve dâiyelerde bulunmayıp kûşe-i uzlete çekilerek Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in âteş-i iftirâkıyle ve aşkıyla zevce-i muhteremeleri Fâtımatü’z-Zehrâ -radıyallâhu anhâ- ile yanıp yakılmakta idi. Lâkin böyle nâzik vakitte Hz. Ali -radıyallâhu anh- ile Zübeyr -radıyallâhu anh- ve rufekâsının gelip de Hz. Sıddîk-ı Ekber -radıyallâhu anh-’a bey’at etmemeleri zihinlere endîşe vererek bâzı dedikodular işitilmekte idi. Hz. Sıddîk -radıyallâhu anh- ise bir müddet sabır ve tahammül etmiş ise de ‘bu hâlin temâdîsi belki mübâyenet vukûuna sebep olur ve tarafeynin arası açılır. Ve mağrur câhiller, zaîfülkalb olanlar söze karışır’ diye havf ettiğinden ıslah çâresini aramağa mecbûr olmuştur. Mahmud Sâmî Ramazanoğlu (ks) Hz. Ebû Bekir Sıddîk (radıyallâhu anh) kitabından alınmıştır.

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak