Ara

Sıla-i Rahm

Sıla-i Rahm

Rasûlullâh’ın -sallallâhu teâlâ aleyhi ve sellem-: “Kim ki rızkının bereketlenmesi, bakiyye-i ömrünün uzaması kendisini sevindirirse o kimse sıla-i rahm etsin.” buyurduğunu Enes (radıyallâhu anh) işittim demiştir. (Buhârî, Tecrîd-i Sarîh, c.:6; s.:436)

Sıla-i rahm vâcibtir. Terki mes’ûliyeti mûcibtir. Bu hususta müteaddid ehâdîs-i şerîfe vardır. Bu sıla-i rahm, yakın akrabânın derecesine göre sevâbı da fark ettiği gibi ziyâret edilen zâta yapılan iltifât, selâm veya yardım, hizmet ve muâvenetin derecesine göre değişir. Bāzı sıla-i rahm vâcibtir, bāzısı müstahabtır.

Abdullah ibn-i Semüre (ra)’den rivâyete göre: (Buhârî-i Sahîh şerhinde)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurmuştur ki: “Dün gece ümmetimden birini menâmımda gördüm. Kendisine melekü'l-mevt (Azrâil) aleyhi’s-selâm rûhunu kabzetmek için gelmişti. Fakat bu zâtın babası hakkındaki birr u ihsânı temessül edip melekü’l-mevti bu ümmetimin yanından reddetti.” Terğib ü terhîb sâhibi bu hadîs’e hasendir demiştir.

Buhârî ve Müslim’in Abdullah ibn-i Mes’ûd (ra)’den müştereken rivâyetine göre:

Bir kerre ben “Hangi amel ve ibâdet hayırlıdır?” diye sordum.

Rasûlullah (sav):

- “Vaktinde kılınan namaz...” buyurdular.

“Sonra hangi ibâdet hayırlıdır?” diye sordum:

Rasûl-i Ekrem (sav):

- “Anaya babaya birr u ihsân...” buyurdu.

Tekrar sordum, Rasûlullah (sav):

- “Allah yolunda cihâd etmek...” diye cevâb verdi.

Ali ibn-i Ebî Tâlib (ra)’den silsiletü’z-zeheb hâlinde ehl-i Beyt-i Rasûlullah tarîkiyle rivâyet olunduğuna göre:

Hazret-i Ali (ra), Rasûlullah (sav)’e:

“Allah dilediği şeyi mahveder, dilediğini de isbât eder.” (Ra’d, 39.) kavl-i şerîfinin mânâsını sormuş, Rasûl-i Ekrem (sav) cevâben:

“Bununla maksad Allah rızâsı için sadakadır. Anaya, babaya birr u ihsândır, sıla-i rahmdir. Yâ Ali! Bu hasâilden her biri şekāveti saâdete tahvîl, ömrü ziyâde etmeye, fenâ kimselerle karşılaşmaktan vikâyeye vesîle olur.” buyurmuştur.

Bu hadîs-i şerîf, Hazret-i Ömer, İbn-i Abbâs, Câbir (r.anhüm)'den rivâyet edilmiştir. Kezâ Abdullah İbn-i Amr İbn-i Âs(r.anhümâ)’dan Rasûlullah (sav) Efendimiz'in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur:

“Bir kimse sıla-i rahm eder de ömründen üç gün kalmış bulunursa Allah Azze ve Celle onun ömrünü otuz sene uzatır. Bir kimse de kat-ı rahm eder de otuz sene ömrü bulunursa Allah Azze ve Celle bunun ömrünü kısaltır da üç güne indirir.”

İşte bu hadîs-i şerîf ümmetini hayra terğîb ve mâsiyetten terhîbe dâir (hadîs-i hasen) olduğu Buhârî şerhinde bildiriliyor.

Bu hadîs-i şerîf Kādir-i Mutlak Hakk Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri’nin mukadderât-ı beşerden dilediğini mahvetmesi ve dilediğini de isbât etmesi esâsını müeyyiddir.

“Her vakit için bir kitâb vardır.” (Ra’d, 38.) O kitabda Allah Teâlâ kulunun üzerine cârî olacak ahvâlin küllîsini yazar.

Ra’d Sûresi’nde:

“Allah Teâlâ dilediği şeyi mahv eder, dilediğini isbât eder. Ve indinde Kitâb’ın aslı olan levh-i mahfûz vardır. Ve her şey onda mahfûzdur.” (Ra’d, 39) buyuruluyor.

Dilediğini tekvînde veya teşrîde siler, mahveder, hükümden ıskāt eder, eserini izâle eder. Dilediğini de sâbit kılar, değişmez/alâ hâlihî kılar.

Meselâ bir kimsenin ömrünü tezyîd eder veya kısaltır veyâhud saâdetini şekāvete veya şekāvetini saâdete tahvîl eder. Veya ğınâsını fakra tahvîl veyâhud fakrını ğınâya tebdîl eder.

Günahkârın defterinden seyyiâtını siler, mahv eder, hasenâta tahvîl eder. Çünkü âyet-i celîle sarîhtir.

Kādir-i Mutlak Hazretleri tekvîn husûsunda dilediğini mahvedip, silip değiştirdiği gibi, teşrîde dahî dilediği bāzı ahkâmı zamâna göre fesh etmiştir.

Nitekim Tevrât ve İncil’de ve diğer kütüb-i semâviyyedeki ahkâmı, Kur’ân-ı Azîmü’ş-Şân ile nesh eylediği gibi, Kur’ân-ı Azîmü’ş-Şân’da da nâsih ve mensûh 66 âyet vardır. Bu nesh, fürûâta mütaallıktır. Asl-ı esâs-ı ahkâm sâbittir.

“Ümm-i Kitab O’nun indindedir.” (Ra’d, 39.)

Bütün kitâbların aslı ve esâsı olan ve hiçbir vechile değişmeyen, lâ-yeteğayyer olan Ana Kitâb, Düstûr-i A’lâ, Cenâb-ı Allâh’ın indinde ilm-i ezelî-i İlâhîsinde, değişecek, değişmeyecek her şey ondadır.

 (Tekvin)de (teşri’)de mahv ü isbât cereyân ettiği halde (Ümmü’l-Kitâb)da (ceffe’l-kalem bi-mâ hüve kâin)dir. Her şey yazılmış bitmiştir, kalem kurumuştur. Yeniden yazılacak hiçbir şey yoktur. Ancak onun ilmi Cenâb-ı Hakk’a mahsûstur. Ne melek ne de nebiyyi mürsel vâkıf olabilir. Meğer ki bildirile...

Râmûz Hadîsi:

 “Ashâbım anıldığı zaman hakkında bir şey söylemekten dilinizi tutunuz, yıldızlar hakkında dilinizi tutunuz, kader hakkında dilinizi tutunuz.”

Câmiu’s-Sağîr hadîslerinden:

“Anaya, babaya hizmet, itâat ve ihsân sebebiyle Cenâb-ı Allah Azze ve Celle Hazretleri insanın ömrünü müzdâd buyurur.”

 “Vâlideyne ihsân ömrü tezyîd eder. Yalan söylemek rızkı tenkîs, duâ-i hayr da kazâları reddeder.”

 “Müslim kimsenin sadakası ömrü tezyîde sebeb olduğu gibi, sû-i hâtimeden de muhâfaza eder.”

 “Sadaka yetmiş nev’i belâyı men eder. Bunların hafifi cüzzâm ve baras illetidir.”

 “Sakınmak kaderi def edemez. Lâkin sulehânın duâsı nüzûl etmiş ve edecek olan belâ ve mesâibi def u ref’a medâr olur. Öyle olunca ey Allâh’ın kulları duâ ediniz!”

Ekim 2021, sayfa no: 34-35

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak