Ara

Namaz - 2

Namaz - 2

Sûre-i Tāhâ’da buyuruluyor ki: "Rabbin Teālâ’nın medh ü senâsına müdâvim olduğun halde gün doğmazdan ve batmazdan evvel nekāisten tenzîh et ki âhirette Allâh’ın sevâbından râzı olasın ve Allah Teālâ da senden râzı olur." (Tāhâ, 130.)

Gün doğmazdan evvel dünya umûruyle meşgûl olmadan, sabah vakti kalbin sâfî olduğu ve gün batmazdan evvel de maîşet müzāyakasından ve çalışmasından kurtulup meşgûliyetten hâlî bir zaman olacağından gerek kable't-tulû ve gerekse kable'l-ğurûb yāni gün doğmazdan ve gün batmazdan evvel tesbîhlerle meşgûl olmayı dünyevî her umûr üzerine takdîm etmek gerekir. Tâ ki Rabb Teālâ’nın rızâsı hâsıl olsun.

Tefsîr-i Hâzin'in beyânı vechile tulû-ı şemsten evvel tesbîh ile murâd sabah namazı, ğurûbdan evvel tesbîh ile murâd ikindi namazı, ânâi'l-leylde tesbîh ile murâd; akşam ve yatsı namazları, etrâf-ı nehârda tesbîh ile murâd öğle namazıdır.

İşte bu âyet-i celîlede dahî beş vakit namaza işâret vardır. Kur'ân-ı azîmü'ş-şân’da ve ehâdîs-i sahîha’da beş vakit namaz hakkında sarahat olduğu gibi asr-ı saâdetten bu zamâna kadar beş vakit namazın farzıyetine icmâ-ı ümmet ve ittifak vardır. Hiç bir müslüman beş vakit namazın farzıyetini inkâr etmez ve edemez. Meğer ki münkir-i Hak ve hakîkat ola.

Mi’râc-ı Nebevî'de beş vakit namazın farzıyetinden îtibâren Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz hazretleri âhir-i hayatlarına kadar hiç bir vakit namazı terk etmedikleri gibi maraz-ı mevtlerinde dahî Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh-'a emir buyurarak on yedi vakit cemâatle ashâb-ı kirâm -rıdvânullâhi Teālâ aleyhim-'e namaz kıldırtmış ve bir defasında pek hasta olduğu halde koltuğuna Hazret-i Ali ve Abbas -radıyallâhu anhümâ- girerek cemâate gelmiş, ashâbına ve ümmetine namazın ehemmiyetini, devam lüzûmunu ve şiddetli hastalık hâlinde bile hiç bir sûretle aslâ terki câiz olmayacağını fiilen de tâlim ve irşâd buyurmuşlardır. Nitekim Rasûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: Gerek erkek ve gerek kız yedi yaşındaki çocuklarınıza namazı emrediniz. On yaşındakiler için de kılmazlarsa darb ediniz ve yataklarını ayırınız.

On yaşındaki çocuklar namaz kılmazlarsa hafifçe el ile avuçtan ziyâde olmamak üzere darb edileceği kütüb-i fıkhiyede musarrahtır.

İşte namazın derece-i ehemmiyeti ve devâmı lüzûmu çocukluk çağında başlamaktadır. Bir müslümanın evlâdına çocukluk çağında namazını ve ferâız-i dîniyesini öğretmesi farzdır, aksi takdirde ebeveyn mes'ûldur. Ve evlâdına dînî şefkatsizliğine binâen vicdânen de muazzebdir.

Hadîs-i sahîhte şöyle buyurulmuştur: Her doğan çocuk muhakkak İslâm fıtratı üzere doğar sonra anasıyla babası onu yahûdî, nasrânî, mecûsî yaparlar.

Binâenaleyh evlâdın küçüklüğünde dînî terbiyesini tâlimi ihmâl eden kimsenin evlâdı fenâ ahlâk ve bozuk îtikat ve cereyâna kapılmak tehlikesine mâruz kalacağı bedîhîdir.

Sûre-i Tāhâ'da: "Habîbim! Ehl-i beytine namazla emir ve namaz üzerine sabret ve emr-i tebliğle meşgûliyetten dolayı rızkın noksan olacağı hatıra gelmesin; çünkü biz senden rızık istemeyiz onları biz merzûk kılarız. Ehl-i ıyâlini âkıbet-i hamîdeye teşvîk et zîra âkıbet ehl-i takvâya mahsustur." (Tâhâ, 132.) buyurulmuştur.

Her kimin kalbinde Cenâb-ı Allah -azze ve celle- korkusu vardır, onun âkıbeti hayırdır ve illâ... felâ.

Sabırla murâd; namazı onlara tebliğ etmekten hâsıl olacak meşakkate sabırdır.

Beyzâvî, Hâzin ve Medârik'te beyân olunduğu vechile Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz hazretleri ehl ü ıyâline bir zarar isâbet ettiğinde namaz ile emredip bu âyet-i celîleyi okuduğu mervîdir.

Binâenaleyh bir belâya mübtelâ olan kimse beş vakit namazla berâber nâfileye devâm ile Hak'dan istiâne ederse o belâdan halâs olacağına işâret buyurulmuştur.

Nisan 2025, sayfa no: 40-41

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak