Ara

Kur'ân Okumak

Kur'ân Okumak

Allah Teâlâ buyurur: "Ey Rasûl-i Mükerrem! Sen Rabbin Teâlâ'nın ismiyle başlayarak Kur'ân oku, ki O Rabbin Teâlâ cümle mahlûkâtı halk etti." (Alak, 1-5)

Yâni, bilcümle cihânın zerrâtını halk eden Rabbin Teâlâ'nın ism-i şerîfiyle yardım taleb eder olduğun halde sana nâzil olan Kur'ân'ı sen oku. Kur'ân okumaya başlayacak olan kimsenin ibtidâ besmele-i şerîfe okuması vâcibdir. Kur'ân-ı azîmü'ş-şân'dan en evvel nâzil olan âyet-i celîle budur.

Rasûlullah (sav) Nübüvvetle ba's olunmadan evvel tevhîd fikriyle mü'tekid idi. Ve İbrâhim (as)'ın şerîatı ahkâmıyla ibâdet ederdi. Ramazan aylarında bir miktar azık alıp "Hirâ" dağına gider, orada kudret-i ilâhiyye'yi tefekkürle ibâdet ederdi.

Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz kırk yaşına erişdikde vahy-i ilâhîye mazhar oldular. Fakat vahyin başlangıç devri altı ay kadar rüya âleminde tecellî ediyor idi ki, gördüğü her rüyâ aynen zuhûr ediyordu.

Bir hadis-i şerîfte: "Rüyâ-yı sâliha nübüvvetin kırkaltı cüz'ünden biridir." (Buhârî) buyurmuştur ki bundan maksat da 23 sene süren müddet-i nübüvvetin 46'da birinin altı ay olduğu, muhaddisîn-i kirâm tarafından izah edilmiştir.

Vahyin başlangıç keyfiyeti Sahîh-i Buhârî metninde şöylece zikredilmiştir:

Ümmü'l-mü'minîn Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ- der ki: "Rasûlullah (sav)'in ilk vahyi başlangıcı (6 ay kadar) rüyâ-yı sâdıka ile olmuştur. Sonra kalbine halvet; yalnızlık muhabbeti ilka olundu. Cebel-i Hirâ'ya gider, orada ibâdet eder, sonra yine Hatice nezdine avdet eder ve yine azık tedârik eder Hirâ'ya giderdi. Nihâyet vahy-i ilâhî Hira ğârında bulunduğu sırada geldi.”

Zât-ı Akdes-i Risâletpenâhî buyurur ki:

"Cibrîl-i Emîn "Oku!" dedi. Ben de O'na: "Okumak bilmem." dedim. O zaman melek beni alıp tâkatim kesilinceye kadar sıkıştırdı. Sonra beni bıraktı, yine "Oku!" dedi. Ben de O'na; "okumak bilmem" dedim. Yine beni ikinci defa alıp tâkatim kesilinceye kadar sıkıştırdı, sonra beni yine bıraktı, "Oku!" dedi. Ben de "okumak bilmem" dedim. Nihâyet beni üçüncü defa sıkıştırdı."

 

Üçüncü tazyikte Aleyhi's-salâtü ve's-selâm Efendimiz'e Alak Sûresi'nin ilk beş âyeti vahyolundu. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- de kendisine vahyolunan bu âyet-i kerîmeyi telakkî ile okudu.

İlk iki "Oku!" emri Kur'ân değil kırâat denilen fiile başlamak için heceleme kabîlinden bir ihzâr ve teklîf idi. Üçüncü tazyikten sonra olan "Oku!" Cenâb-ı Hakk'ın emriyle, adıyla başlamıştır.

"Oku!" emri ilk nüzûlünde hem tekvînî bir mâhiyette, Hazret-i Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'i okumaz, ümmî iken kudret-i ilâhiye okur kılmıştır.

Bu âyet-i celîlenin bir tefsîre nazaran mânâsı: "Oku! Rabbin adıyla, Allah ism-i celîli ile başlayarak oku. İşte yaratmak denilen fiilin sâhibi olup kâinâtı yaratan ve seni yaratıp yetiştiren ve her işine mâlik bulunan Rabbin seni kudretiyle bir anda okur yaptı. Okunacak bir Kur'ân, bir kitap indirmeye başladı. Böyle tâlim olunduğu gibi: "O Rabbin ismiyle başlayarak oku!"

Pıhtılaşmış, katılaşmış kandan bir insan halk eden ve halk etmek kudret ve kuvvetinin sâhibi olan Rabbin hiç okumamış olanı da böyle okutur. Kalem ile yazıyı öğreten O, vâsıta ile ilim belleten de O'dur. Yoksa bir kan pıhtısından yaratılmış olan insanlar ne kalem bilirdi ne de yazı."

O, yâni Kâdir-i Mutlak, insana öyle bilmediği şeyleri öğretti ki, insanda olmayan istîdad ve melekeleri yaratarak, deliller ikâme ederek, âyetler inzâl eyleyerek vehbî olarak da öğretti, kesbî olarak da öğretti. İşte öyle ekrem olan Rabbin seni hiç unutmamış iken mahz-ı kereminden sana ledünnî bir ilim vererek böyle bir "Oku!" emriyle seni kaleme muhtâc etmeden de okutur.

Bilmediği şeyleri, bilgileri de bildirdi. Onun için sen de O'nun ismiyle bu Kur'ân'ı oku.

Şubat 2023, sayfa no: 30-31

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak