Ara

Kur’ân Öğrenmek -2-

Kur’ân Öğrenmek -2-

Abdullah bin Mes’ûd -radıyallâhu anh-’dan rivâyete göre, cinlerden bir zümre Kur’ân’ı dinlemek istedikleri gece Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem-’e: “Cinni kim bildirdi?” diye soruldu. O da “Bir ağaç bildirdi.” diye cevap verdi.

Sûre-i Cin’de:

“Habîbim! İnsanlara de ki: Cinden bir zümrenin hakīkaten Kur’ân dinlemek istedikleri bana vahyolundu. Bunlar Kur’ân dinleyip kavimlerine vardıklarında: “Biz acâib bir Kur’ân dinledik, ki o insanı îmâna, doğru yola yöneltir. Bu cihetle biz ona inandık. Artık Rabbimize hiç bir şeyi ebeden şirk koşmayacağız.” dediler.” (Cin, 1-2)

 

Bu cin vak’ası Batn-ı Nahle’de vukū bulmuştu.

Ebû Tālib ile Hazret-i Hatîce -radıyallâhu anhâ-’nın ikisinin birden az bir müddet içinde vefât etmeleri üzerine Kureyş müşrikleri Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz üzerine tazyiklerini son derece artırmışlardı. Onun üzerine Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- kendilerine bir melce edinmek ve Tāif halkını dîn-i İslâm’a dāvet etmek üzere Tāif’e gelmişti. Fakat orada gördüğü son derece fenâ muāmele ve hakāret üzerine oradan avdetle Batn-ı Nahle’ye gelmişti. Orada namaz kılarken cin tāifesinden 7 veya 9 kişi Rasûlullâh’ın okuduğu Kur’ân’ı dinlemişlerdi.

Cin tāifesi evvelce semâya çıkarlardı ve meleklerden işittikleri haberleri kâhinlere vesvese tarîkiyle ilkā ederler ve bu sûretle nâs arasında fitne ve fesad yayarlardı. Vaktâ ki ufk-ı nübüvvetten iki cihânın güneşi, fahr-ı ālem -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz tulû edip de hidâyet yolları açılmaya başlayınca cinnîler semâdan tardolundular. Bunun sebebini aramak üzere bölük bölük cinler yeryüzüne inip dağılmışlardı. İşte Batn-ı Nahle denilen mahalde, sabah namazında Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in Kur’ân okuduğunu görünce kemâl-i edeble Kur’ân-ı Hakîm’i dinlediler.

 

“Yâ Ekreme’r-Rusül! Zikret o zamânı ki, o zamanda Kur’ân işitir oldukları halde cinden bir tāifeyi sizin tarafınıza biz meylettirdik. Onlar huzūrunuza geldiklerinde bāzısı bāzısına: “Sükût edin dinleyelim.” dediler. Kur’ân-ı Hakîm’i dinlediler. Belâğat ve fesāhat-ı Kur’âniyye onları hayrette bıraktı. Kur’ân-ı azīmü’ş-şânın Hakk kelâmı olduğunu bildiler. Rasûlullah (sav)’e îmân ettiler. Tevhîd getirdiler. Şeref-i İslâm’la müşerref oldular. Ve taraf-ı Risâletten kendi kavimlerini inzâra memur olarak memleketlerine avdet ettiler.” (Ahkaf, 29.)

 

“Ey bizim kavmimiz! Biz Hazret-i Mûsâ’dan sonra inzâl olunmuş bir kitap işittik ki o kitab kendinden evvel geçen kütüb-i semâviyyenin cümlesini tasdîk ediyor. Taraf-ı İlâhîden geldiği açık bir sûrette anlaşılıyor. Cenâb-ı Allâh’ın kullarını tarîk-ı hakka dāvet ettiği gibi herkese de doğru yolu gösteriyor.

Ey bizim kavmimiz! Cenâb-ı Allâh’ın dāvetçisinin dāvetine icâbet ve ona îmân edin ki sizin günahlarınızın bāzısını Allah Teālâ mağfiret buyursun ve azâb-ı elîmden sizi kurtarsın.” (Ahkaf, 30-31)

 

Kur’ân-ı azīmü’ş-şânı dinleyen bir takım cin tāifesi de şeref-i İslâm ile müşerref oldular. İnsanların mü’mini-kâfiri olduğu gibi cinlerin de mü’min ve kâfirleri vardır.

Yeryüzündeki cinlerin, yeryüzündeki insanların on misli kadar çok olduğu rivâyet edilmiştir.

İnsanlar cinlerin onda biri kadar, insanlar ve cinler yeryüzü hayvanlarının onda biri kadar, bunların hepsi kuşların onda biri kadar, bunların hepsi deniz hayvanlarının onda biri kadar, bunların hepsi dünyâ semâsındaki meleklerin onda biri kadar, bunların hepsi ikinci semâdaki meleklerin onda biri kadardır. Bu nisbet yedinci kat semâya kadar devâm eder. Sonra bunlar Kürsî’ye göre çok az kalırlar. Bunların hepsi de Arş’ın etrâfındaki melekler yanında denizde bir katre gibi kalırlar.

Şeytanların erkekleri-dişileri vardır. Çoğalırlar. Cinlerin de erkekleri-dişileri vardır, onlar da çoğalırlar. Meleklerin ise erkekleri-dişileri yoktur, yemezler ve içmezler.

Ebû Saîd el-Harraz bir gün rüyâsında iblisi gördü. Ona asâsıyla vurmak istedi. Bunun üzerine iblis:

  • Yâ Ebâ Saîd! Ben bu asâdan korkmam. Korktuğum şey ārifin kalbinin semâsından doğacak mārifet güneşinin ışıklarıdır, dedi. (Rûhu’l-Beyan, 1/63)

 Haziran 2022, sayfa no: 32-33

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak