Ara

Kur’ân Hakkında

Kur’ân Hakkında

Allah teālâ ve tekaddes Hazretleri buyuruyor ki:

(“Yâ Ekrame’r-Rusül, Ey Peygamberlerin en değerlisi!) Eğer şu, (dinin hükümlerini ve hakikatleri toplayan) Kur’ân’ı biz, dağ üzerine indirmiş olsa idik, sen o dağı Allah’tan korkucu ve Allâh’ın korkusundan yarılıp paramparça olmuş görürdün!

İşte bu örnekleri Biz insanlara veririz ki insanlar (kendi hallerini buna göre tartarak) düşünsünler (ve gaflete düşmeyip uyanık olsunlar!)” (Haşr, 21.)

Kur’ân-ı azīmü’ş-şânda o kadar tesir vardır ki, tabiatı gereği bir şeyden etkilenmeyecek olan bir dağ üzerine indirilmiş olsaydı o dağ Kur’ân’ın hükümleriyle mükellef olmadığı halde bundan etkilenirdi. Binâenaleyh Kur’ân’ın hükümleriyle sorumlu olan insanların Kur’ân’dan etkilenmeyip Cenâb-ı Allah’tan korkmamaları kalplerinin büyük dağlardan daha katı olmasına delâlet eder. Nitekim âyet-i celîlede buyurulmuştur:

“Kalblerinizi kasvet bürüyünce sertlikte taş gibidir veyâhut taştan da daha beterdir.” (Bakara, 74.)

Ebû’s-Suûd Efendi’nin beyânı vechile:

“Lev enzelnâ hâzâl Kur’ân” âyet-i celîlesi Kur’ân’ın yüceliğini açıklama, öğüt ve nasihatlerindeki insan ruhuna dokunup mânevî iz bırakan kuvvetini örneklendirmek için buyurulmuştur.

Kur’ân’ın hükümleriyle dağlar mükellef olmadığı halde eğer Yüce Kur’ân dağların üzerine inmiş olsaydı onların bundan etkilenip Cenâb-ı Allâh’ın korkusundan parça parça yarılacağı beyân buyurulduğuna göre insanların Kur’ân’ın ahkâmıyla sorumlu ve itāate mecbûr oldukları halde kalblerinin ondan etkilenmemesi kalblerinin pek katı ve hasta olduğuna işaret etmektedir.

Ebû Bekir Verrâk -rahimehullâh-’ın küçük oğlu Kur’ân okumağa hocaya giderdi. Bir gün benzi sararmış olarak ve titreyerek erkenden hocasından geldi. Babası:

- Ey oğul sana ne oldu? dedi.

- Ey baba! Bugün üstâdım bana Kur’ân âyetinden bir ders verdi. Onun mānâsını işittim, korkumdan bu hâle geldim, dedi.

- Ey oğul, o âyet hangi âyettir? dedi. Oğlu:

“Eğer küfür üzerine devâm eder de kalırsanız nefsinizi azaptan nasıl saklayacaksınız? O günde ki, o günün şiddetinden çocuklar koca olurlar. Yāni saçları ağarır.” (Müzzemmil, 17.)

 

İşte bu âyet-i celîlenin mānâsını o çocuk üstâdından anlayınca korkusundan hasta oldu. Ölüm döşeğine düştü, can verdi, öldü. Babası oğlunun kabrine giderdi, ağlardı ve der idi ki:

- Senin oğlun Kur’ân’dan bir âyet işitti, Allah korkusundan can verdi, sen ise bu kadar zaman Kur’ân okur hatmedersin, ömrün artık sona erdi, ecelin de yaklaştı fakat hâlâ hukūk-ı ilâhiyeden çocuk kadar korkmazsın! Meğer senin gönlün kara taştan da katı imiş ki kalbine Kur’ân-ı azīmü’ş-şân tesir etmiyor.

Ebû Saîdi’l-Hudrî -radıyallâhu anh-'dan, Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur:

“Kıyâmet gününde Allah tebâreke ve teālâ, Âdem atamıza: “Yâ Âdem!” diyecek. O da icâbet ederek:

- Yâ Rabb! Ferman senindir, diyecek. Allah teālâ ve tekaddes hazretleri de:

- Cehenneme girecekleri halk arasından seçip gönder, buyuracak. Âdem -aleyhisselâm- da:

- Yâ Rabb! Cehenneme gönderileceklerin miktârı ne kadardır? diye soracak. Allah tebâreke ve teālâ da:

- Her bin kişiden 999’u... buyuracak.” (Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, 9/121)

İşte, Cenâb-ı Hakk -azze ve celle- hazretleri Âdem’e böyle buyurunca bunun verdiği şiddetli korkudan çocuklar ihtiyarlaşacak, kadınlar çocuğunu düşürecek.

“Habîbim! Zikret o günü ki, o günde onun şiddetinden her çocuk emziren kadın emzirdiği çocuktan habersiz olur ve her hâmile hâtun korkudan bebeğini düşürür ve sen insanları sarhoş görürsün, halbuki onlar hakīkatte sarhoş değildir velâkin Allâh’ın azâbı şiddetlidir.” (Hacc Sûresi, 2.)

Bu âyet-i celîle nâzil olunca Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- ashâbına bu hadîs-i şerîfi buyurdular ki, Allah teālâ hazretleri Âdem -aleyhisselâm-’a: “Kalk yâ Âdem, zürriyetinden ehl-i cehennemi cehenneme sevket!” buyurunca Hazret-i Âdem de: “Ne kadardır?” diye sorar. Allah tebâreke ve teālâ da: “Bin kişiden 999’u...” buyuracak. Onun üzerine huzurda bulunan ashâb-ı kirâm:

- Yâ Rasûlallâh! O binde bir hangimiz olabilir? diye sordular. Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

- Size müjde olsun. Hayâtım kudret elinde olan Allâh’a yemîn ederim ve kesin olarak umarım ki siz ehl-i cennetin dörtte birini teşkîl edersiniz.

Bunun üzerine ashâb-ı kirâm:

- Allâhü ekber, dediler. Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- tekrar buyurdular ki:

- Umarım ki ehl-i cennetin yarısı olursunuz. Ashâb da:

- Allâhü ekber, dediler. En son Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

-  Siz mahşer halkının umûmuna kıyâs edilirseniz, ancak bir beyaz öküzün derisi üzerindeki siyah bir tüy mesâbesindesiniz, buyurdular. (Buhārî, Müslim)

Nisan 2022, sayfa no: 30-31

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak