Ara

Kur'ân Dinlemek -2-

Kur'ân Dinlemek -2-

Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-'dan rivâyet olunmuştur, der ki:

Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- beni bir vakit zekâtın muhâfazasına memûr etmişti. Gece bir kimse gelip hurmadan avuçlayıp aldığında onu tutup: "Seni Rasûlullâh'a -sallallâhu aleyhi ve sellem- götüreceğim.” dedim. Sârik bana yalvardı, zarûretten bahsetti, ben de merhamet edip bıraktım.

Sabah olduğunda Rasûlullâh'a -sallallâhu aleyhi ve sellem- vardığımda bana hitâben: "Yâ Ebâ Hüreyre! Dün geceki esîri ne yaptın?" buyurdu. Ben de cevâben:

"Zarûretten şikâyetle yalvardığından merhameten bıraktım." dedim.

Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-: "Hakkâ ki o kimse sana yine gelip bu işi yapacaktır." buyurdu.

Ben tekrar tarassudda bulundum. O kimse yine geldi. Hurmadan avuçladı. Ben tuttum. "Seni Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e götüreceğim." dedim.

Bir daha bundan böyle gelmeyeceğine söz vererek son derecede istirhamda bulunduğundan yine merhameten bıraktım.

Sabah oldukda yine Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- bana hitâben:

"Yâ Ebâ Hüreyre! Geceki esîri ne yaptın?" buyurdu. Ben de merhameten yine bıraktığımı söyledim. Yine Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-: "Hakkâ ki o kimse yalan söyledi. Fakat yine gelecektir." buyurdu.

Üçüncü gece yine o kimseyi hurma avuçlarken yakaladım ve dedim ki: "Artık bu defa ben seni behemehal huzûr-ı Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e götüreceğim. Zîrâ bir daha gelmem dediğin halde bir daha geldin. Bu üçüncü defa oldu." dedim.

Sonra o kimse bana: "Bu defa beni bırakınız. Ben sana bir güzel kelime, dua tâlim edeyim ki her halde o dua sebebiyle Cenâb-ı Hak sana menâfi-i kesîre in'âm ve ihsân ede." dedi.

Ben de: "O dua nedir?" dedim. O da bana hitâben: "Uyku için yatağına vardığında Âyetü'l-Kürsî ki, "Allâhu lâ ilâhe illâ huve'l-Hayyu'l-Kayyûm" âyetini, "ve huve'l-Aliyyu'l-Azîm"e kadar oku, tâ sabaha kadar Allâhü azîmü'ş-şân tarafından seni muhâfaza için üzerinde hafaza melekleri bulundurulur. Sen sabaha kadar Allâhü azîmü'ş-şân'ın hıfz u emânında bulunursun ve sabaha kadar aslâ sana şeytan yaklaşamaz.” dedi. Ben de hırsıza yol verdim.

Sabah olduğunda Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- bana hitâben:

- Geceki esîri ne yaptın? buyurdu. Ben de:

- Bana güzel menâfî-i kesîresi olan bir duayı ezberlettiğinden bıraktım, dedim.

- O dua ne imiş? buyurdu. Ben de "âyetü'l-kürsî"nin hasâisini arz eyledim.

Sonra Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- bana: "O kimse hadd-i zâtında kendisi yalancı olduğu halde bu sözü sana doğru söylemiş, bu sözü doğrudur ve öylecedir.” buyurdu. Ve sonra bana: "Yâ Ebâ Hüreyre! O geceden beri sana bu muâmeleyi yapan ve seninle konuşanın kim olduğunu biliyor musun?” buyurdu. Ben de "Hayır yâ Rasûlallah, bilmiyorum." dedim. Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

"Yâ Ebâ Hüreyre, o kimse şeytandı, kendisi hadd-i zâtında yalancı olduğu halde bu sözü sana doğru söylemiş ve öylece de doğrudur." buyurdu.” (Buhârî)

İşte âyetü'l-kürsînin hâssası pek büyüktür. Hem yatarken okumalı ve hem de akşam ve sabah ve sefere çıkıldığında okumalıdır.

Bu hadîs-i sahih sarâhatine nazaran âyetü'l-kürsîyi ancak bir kere okumak kifâyet edeceği anlaşılıyor ise de o zamanki ashâb-ı kirâmın huzur ve teslîmiyetleri ve mânâyı tefekkürdeki derece-i hallerine nazaran onlar için belki bir kere de okumak kifâyet edebilirse de bizlerin zaaf-ı hâlimize nazaran bu âyet-i celîleyi yâni âyetü'l-kürsî'yi hiç olmazsa def-i şer niyetiyle üç veya yedi defa okumaklığımız daha efdal ve daha evlâdır.

Âyetü'l-kürsî'nin fazîleti hakkında müteaddid ehâdîs-i şerîfe vardır.

Aralık 2022, sayfa no:  32-33

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak