Ara

Hz. Ebû Bekir’in (ra) Nesebi İlk Müslümanlar

İlk Müslüman ünvânını almak şerefini hâiz olmak hususunda dört zat vardır. Hz. Hâtice - radıyallahu anhâ- ilk müslüman olandır, diyenler olduğu gibi Hz. Ali, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Zeyd bin Hârise -radıyallahuanh-’ın isimlerini de ileri sürenler vardır. Muhâlif gibi görülen bu rivâyetlerin hepsi de doğrudur. Çünkü ayrı ayrı itibarlarla ilk müslüman denilmeğe lâyık bu dört zattır. Kadınlar içinde ilk müslüman Hz. Hâtice, gençler için de Hz. Ali, hür erkekler içinde Hz. Ebû Bekir, köleler içinde Hz. Zeyd’dir -radıyallahu anhüm-.   Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-’in şâiri Hassân bin Sâbit -radıyallahu anh- Hz. Ebû Bekir’in bu yüksek şerefini şöyle medh eder:   “Peygamberden sonra takvâ ve adâlet itibariyle insanların en hayırlısı, Hz. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’e inanan müslümanların birincisi olan Ebû Bekir’dir.” Fahr-i Âlem -sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Hıra dağında vahy-i ilâhîye nâil ve nübüvvetle ba’s olunduktan sonra, hârikulâde olan bu hâli evvelâ hayât refîki olan zevce-i muhteremeleri Hâticetü’l Kübrâ -radıyallahu anhâ-’ya bildirdikten sonra Hz. Ebû Bekir -radıyallahu anh-’a bildirmiş ve erkekler içinde Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-’in nübüvvetini tasdîk eden müslümanların birincisi olmuştur.”   Hz. Ebû Bekir’in Delâletiyle Müslüman Olanlar Hz. Ebû Bekir, Kureyş kavmi arasında sevilir, sözüne inanılır ve sözü dinlenir; hâtırı sayılır, itibarlı muhterem bir zat idi. Dostlarına müslümanlıktan bahsetmiş ve onun bu gayretleriyle İslâm tarihinde fevkalâde mühim ve kıymet ihrâz eden şahıslar müslümanlığı kabûl etmişlerdir.   Aşere-i mübeşşereden Hz. Osman bin Affan, Zübeyr bin Avvâm, Abdurrahman bin Avf, Sa’d ibni Ebi Vakkas, Talha bin Ubeydullah, Ebû Ubeyde bin Cerrâh-rıdvãnullahi Teâlâ âleyhim ecmaîn- hazarâtı ile Osman bin Maz’un, Abdullah bin Mes’ûd, Habbâb bin Eret, Süheyb-i Rûmî gibi zatlar islâm nûruna kavuşarak sâbikûn-ı evvelûn’dan olmuşlardır.   Hz. Ebû Bekir, İslâmiyet semâsında parlak yıldızlar gibi parlayan bu şahsiyetler için bir merkez teşkîI ediyordu. Bu muhterem zevâtı İslâmiyete sokmağa muvaffak olduktan sonra evinin içinde mescid edindiği bir odasında ibâdet ederek son derece rakîk ve müessir sesiyle Kur’ân-ı Hâkîm-i okur ve fart-ı muhabbetinden kendisi ağlar ve dinleyenleri ağlatır, herkesin dînî zevkini, rûhârnî şevkini coştururdu.   Hazreti Ebû Bekir Sıddîk (ra) kitabından alınmıştır.      

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak