Ara

Ehlullahın Yolu

Hakk’ı ananlardan yüz çevirmeyelim. İrşad ve ıslahımız için onların tavsiyelerine candan kulak verelim. Bizi Mevlâ’dan uzaklaştıranlardan, dünya sarhoşlarından uzak duralım. “Öyle ise bizim zikrimizden (Kur’an’dan) yüz çevirip, dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselerden, (Sen de) yüz çevir.” (Necm: 29) “Şüphesiz ki bize kavuşmayı beklemeyenler, dünya hayatına razı olup onunla tatmin olanlar ve âyetlerimizden gâfil olanlar var ya, işte onların kazanmakta oldukları (günahlar) sebebiyle varacakları yer ateştir.” (Yunus: 7-8.) Varma münkirin yanına, Kokusu siner tenine. Doksan dokuz kişiyi öldüren bir adam, “Benim halim nedir?” diye bir rahipten sorar. O da, “Ateştir.” deyince, onu da öldürür, olur yüz kişinin katili. Seçkin bir âlime halini arzedince, o mübarek zât, “Çevreni değiş, sana, bu kıtal gibi kötü fiili işletenler, fena huylu kimselerdir, onlardan uzaklaş.” der. Toprağı güzel olan memleketin meyvesi de güzel olur buyurur Rabbimiz. Kişinin oturup-kalktığı insanlar salih olursa insan da salih olur. Aksinden Allah’ımıza sığınır, onların da isyan bataklığından kurtulmasını Halikımızdan niyaz ederiz. Hem nişîni sâlihan sâlih şeved. Hem nişîni tâlihan talih şeved. “Salihlerle oturan salih olur. Fasıklarla oturan fasık olur.” Sami Ramazanoğlu Üstazımız (k.s.), “Biz gençliğimizde fes giyerdik. Fesi bukalemun denen hayvanın üzerinde bir müddet tutardık; kıpkırmızı renge dönüşürdü hayvan. Üzerine kadınların siyah baş örtüsünü kapattığımızda, simsiyah olurdu bir müddet sonra. İnsanın gönlü de aynen öyledir. Kalbi, aşkullahla yanık, her an zikrullahla uyanık kimselerle olursa, insan, huzura erer. Gafillerle gezerse kişi, berbat olur.” buyurdular bir sohbetlerinde bize. Üstadımız (k.s.), trenle iş yerine giderken, karşısında kimsenin bulunmadığı yeri tercih ederlerdi. Bir gâfilin gözüne gözüm, gönlüne gönlüm denk gelmesin diye. Rızkımızı helalinden kazanarak, taharetimize riayet edip, def-i hacette su ile paklanıp, temiz bir bezle kurulanarak, kimin huzurunda durduğumuzu düşünerek namaz taatimizi huzur ve huşu ile eda edelim. Ehlullahın hayatlarını okuyup kendimize, Habîb-i Zîşân (s.a.v.)’ı, ashabını ve yolundan gidenleri örnek alalım. “Andolsun ki sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah’ın Rasûlünde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab: 21) “Sahabelerim yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayete erer, kurtulursunuz.” “(İhlas, ihsan sahibi, Allah’tan çok korkan) âlimlere tâbi olunuz, uyunuz. Çünkü onlar, dünyanın ve ahiretin ışıklarıdır.” buyurur Nebîler Nebîsi (s.a.v.). Allah (c.c.)’a tam teslim olup tevekküle riâyet edip, isyandan kaçar, taate yönelir, başa gelenlere razı olup sabreder, Hâlik-ı Lemyezel’in yüce kudretini düşünüp tefekküre dalarsak, dünyanın fânî, ukbânın, ahiretin de bâkî olduğunu hiç hatırımızdan çıkarmazsak her şey güzel olur. Nimete erse kişi, bu vasıfları elde edince şükreder Allah (c.c.)’a, sıkıntılı anlarda da sabreder hep. “Gaybın anahtarları O’nun katındadır; onları ancak O bilir. Karada ve denizde ne varsa bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin, ne yerin karanlıklarında bir dâne, ne yaş ne kuru (hiçbir şey) yoktur ki, apaçık bir kitap’ta (Kur’an’da) bulunmasın.” (En’am: 59) ayeti vird, ders olur Allah (c.c.)’a teslim olan kula. Dikenle gülü, kefenle hilatı bir görür rıza makamında bu kul. “Bâde-i ışkınla ser-mest olduğum günden beri Bilmenem âlem nedir dünya nedir ukba nedir. Fikr-i ferdâyı cihandan sinemi saf eyledim Gam nedir şâdî nedir illet nedir sevda nedir.” (Dîvân-ı Es’ad, .Es’ad Erbilî.) “Senin aşkının şarabıyla sarhoş olduğum günden beri, “Âlem nedir, dünya nedir, âhiret nedir.” bilmem. Gönlümden, dünyanın yarın ne olacağı düşüncesini çıkardım, yarını düşünmüyorum. “Üzüntü nedir, sevinç nedir, sebep nedir, sevdâ nedir?” Alemdar-Ali Ramazan Dinç Efendi (ks)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak