Elhamdülillahi Rabbil alemin, vessalatü vesselamü ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sabihi ecmain.
Bizi yoktan var eden Mevlamız Ayet-i Celile-i cemilesinde:“Kullarım beni layıkı ile zikrediniz, anınız, ben de sizi zatıma uygun şekilde anayım, zikredeyim” buyuruyor. Bu büyük bir müjde ve şereftir. Siz yeryüzünde Mevla’yı zikrediyorsunuz, Allah da sizi zikrediyor. Siz “Allah” diyorsunuz, Halık-ı Zülcelal, “kulum” diyor. Biz aciziz, O her şeye kadir. Kadir olan Rabbimiz, bizim günahkar dillerimiz ile zikrettiğimizde, bizi zikrettiğini müjdeliyor. Nerede? Ala-yı illiyinde meleklerin arasında. Bu ayet-i celile insanı sevindiriyor, sadrını genişletiyor, elhamdülillah.
Allah-u Teala’nın kullarını zikri, hüsnü kabulü demektir. Zikreden kulunu güzel bir kabulle kabul ediyor ve güzel bir mukabele ile mukabelede bulunuyor. Cemalullah'ı vadediyor. Bu ayet-i celile şu manalara gelmektedir:
Birincisi: Kullarım beni zikrediniz, layıkı ile anınız. Ben de sizi bana layık bir şekilde anayım, size olan inayetimi devam ettireyim.
İkincisi: Kullarım bana şükredin. Ya Rabbi, her halime çok şükür, deyin. Bunca, Hristiyan, Yahudi, Mecusi, mason vb. gayr-i İslami bir yolda insanlar hayatlarını sürdürürken, Rabbim bizi kendine inanan kulları arasına seçmiş. Nasıl şükretmezsin. İnsana şükür lazım. Şükrü eda edilmeyen nimet elden alınır.
İman en büyük nimet. En çok şükür onun için olması icab eder. Üç kişinin imansız gitmesi muhtemeldir deniyor, İmam-ı Azam Efendimiz tasdik ediyor. İmansız gitmesi muhtemel olanlar:
- Nimeti-i İslamiyye’ye şükrü terk eden kimsenin imansız gitmesi muhtemel. Yani; çok şükür Ya Rabbi, beni imanlı etmişsin, demiyor.
- İmansız gitmesi muhtemel olanın ikincisi, imanla ölüp ölmeyeceğinin kaygısını çekmeyen kimsedir. Bu yüzden, mürşidi kamiller hep “tefekkür-ü mevt” yaptırırlar. Tefekkür-ü mevte devam ettikçe bir hal gelmeye başlıyor, bir korku sarıyor, imansız ölme korkusu. Hacı Esad-ı Erbili (Rh. A) Efendimiz:“Terakkiye en büyük vesile ölümü tefekkür etmek. Kalbin içinde dünya muhabbeti var. Ölümü çok tefekkür etmek dünya muhabbetini söker,”
- Üçüncüsü; gücünün yettiğine zulmeden kimse. Değil insana, hayvana bile zulmeden kimsenin akıbetinden korkulur. Kediye zulmettiğinden imansız ölenler, köpeğe şefkatle muamele ettiğinden imanlı ölenler vardır.
Kalemdar-Hacı Hasan Efendi (ks)
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak