Ara

Varlığın Kalbi: Hz. Muhammed (sav)

Varlığın Kalbi: Hz. Muhammed (sav)

Kıymetli kardeşlerim!

Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır: ‘(Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.’ (Âl-i İmran, 3/31.)

Âyet-i celîlede Cenâb-ı Mevlâ’nın hitabı başta Peygamber Efendimiz (sav)’e, O’nun (sav) vasıtasıyla da bizlere...

‘Onlara, Benim tarafımdan söyle!’ buyuruyor Habîb-i Ekremi’ne.

Peki, onlar kim?

Evvela Müslümanlar.

Sonra Ehl-i Kitap yani Hıristiyanlar ve Yahudiler.

Aslında Mevlâmız ‘Ey Rasûl’üm!’ buyururken aynı zamanda ‘Ey kullarım!’ da demektedir.

Yani ‘Ey Rasûl’üm! Bütün kullarıma söyle.’

‘Biz de Allâh’ı seviyoruz’ diyenlerin hepsine söyle: ‘Ben kullarımı ancak ve ancak, Sana tabi olurlarsa severim, Sana tabi olmazlarsa onları sevmem.’

Şunu çok iyi bilelim ki Allâh’a itâat ile Rasûl’e itâat arasında hiçbir fark yoktur.

Bu vesileyle Cenâb-ı Allah bizlere, Habîbi’ne tabi olup itâat edenleri affedeceğini ve onları mükâfatlandıracağını müjdelemektedir: ‘Sizden her kim Allâh’a ve Rasûlü’ne itâat eder ve yararlı iş yaparsa ona mükâfatını iki kat veririz. Ve ona (Cennet’te) bol rızık hazırlamışızdır.’ (Ahzab, 33/31.)

Hz. Muhammed (sav), nübüvvetin son halkasıdır. O (sav), hâtemü’l-enbiyâdır. Peygamberlik görevi O’nunla (sav) sona ermiş, mühürlenmiştir. Hiç şüphesiz Hz. Peygamber’in (sav), son peygamber olarak gönderilmesinin bir takım hikmetleri vardır.

Birinci Hikmet

Ruhen Hz. Muhammed (sav), bütün insanların babasıdır. Diğer peygamberler, Peygamberimizin (sav) nûrundan yaratılmıştır. Dolayısıyla da mânen bütün peygamberler O’nun çocukları ve torunları hükmünde kabul edilmektedir. 

İkinci Hikmet

Muhammed Mustafa (sav), bütün insanlığa şefâatçi olarak gönderilmiştir. Malumunuz, Âdem (as) Cennet’ten yeryüzüne indirilince üç yüz sene boyunca günahına ağladı, fakat günâhı affolunmadı, daha sonra hatırına Cennet’te gördüğü yazı geldi. Ve ‘Yâ Rabbi! İsmini isminle arşta, levhte yazılı gördüğüm Muhammed’in hürmetine beni affet’ diye yalvardı. Buna binâen Allahımız; ‘Affolunanlar zümresine dâhil oldun ey Âdem’ buyurdu. Akabinde Allah u zü’l-Celâl ve’l-Kemâl Hazretleri, Hz. Âdem’e neden böyle duâ ettiğini sual edince Âdem (as), ‘Hz. Muhammed’in ismini isminle beraber yazmışsın. Buradan anladım ki Sen, O’nu çok seviyorsun. Böyle olunca Sana, Habîbin Muhammed’in hürmetine yalvardım’ diyor. Hz. Âdem’in duası, Hz. Muhammed’in (sav) yüzü suyu hürmetine kabul olunacağından Cenâb-ı Mevlâ O’nu (sav) Hz. Âdem’den sonra göndermiştir.

Üçüncü Hikmet

Bir peygamberin Allah (cc) katındaki kıymeti, onun ümmetinin çokluğu ile anlaşılır. Efendimiz (sav) ‘Ben, kıyâmet gününde ümmetimin çokluğu ile iftihar ederim.’(Beyhaki, Şuabü’l-İmân, c.VIII, s.81.) buyurmaktadır.

Dördüncü Hikmet

Ümmet-i Muhammed’in kabirde ve kıyâmet günündeki sıkıntıları azalsın diye bedenen Allah (cc) O’nu (sav) son peygamber olarak göndermiştir. Zira ümmet-i Muhammed (sav), son ümmet olması hasebiyle de en hayırlı ümmettir. 

Muhterem kardeşlerim, Hz. Muhammed (sav), risâletin serlevhasıdır.
Hz. Muhammed (sav), beşeriyetin kurtuluşu, insaniyetin övünç vesîlesidir.
Hz. Muhammed (sav), kemâlatın evveli, şefkat ve fazîletin menbâıdır.
Hz. Muhammed (sav), âlemin özü, kâinatın yaratılış sebebidir.

Ocak 2024, sayfa no: 34-35

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak