Muhabbet-i Rasûlillah (sav)
Kalemdar (ks)
Kıymetli kardeşlerim!
Rabbimiz Âl-i İmrân sûresinin otuz birinci âyet-i kerîmesinde şöyle buyuruyor: ‘Habîbim Ahmed, Resûlüm yâ Muhammed de ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.’
Hadîs-i şerifte de buyurulur ki: ‘Bir defa bana salavât gönderene, Cenâb-ı Allah on defa rahmet eder.’[1]
Tek bir salavât okuyacağız, Hâlik-ı Zül-Celâl on defa rahmet edecek. Niçin böyle? Peygamberimiz (sav) çok büyük olduğundan, Allah yanında çok sevgili olduğundan; Resûlullâh’ı (sav) memnûn edenlerden Allah da memnûn oluyor. Galip Efendi şöyle vasfediyor Peygamberimizi (sav):
Hutben okunur minber-i iklîm-i bekâda,
Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-i cezâda,
Gülbank-ı kudûmun çalınır arş-ı Hüdâ’da,
Esmâ-ı şerîfin anılır arz u semâda,
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin Efendim,
Hakk’tan bize Sultân-ı müeyyedsin Efendim
Molla Câmî de:
‘Bahçe tarafına gitmiştim. Bütün gülleri açılmış gördüm. Gül bahçesinden Hz. Muhammed’in (sav) kokusu geliyordu. Güneş O’nun yüzünü, gece saçlarını vasfeder’ diyerek duygularını ifâde ediyor. Allâh’ımız, Peygamberimiz (sav) için gözlerimizi, burunlarımızı açsın da görebilelim, kokusunu hissedebilelim. Kulağımızı açsın da O’nun (sav) kemâlâtını dinleyebilelim. Abdulvahhâb-i Şârânî, Envâr-ı Kutbiyyesi’nde salavât-ı şerîfe okumanın on tâne faydasını şöyle kaydediyor:
- Salavât okumak hatâların affına, derecelerin ref’ine/yükselmesine, amellerin kabûlüne sebep olur.
- Dünyâ ve âhiret âfetlerine karşı gelir, mâni olur. Kıyâmet günü o kimsenin îmânına Resûl-i Ekrem (sav) şehâdet eder. Şâhidi benim yâ Rabbi! Bu kulun, bu ümmetim îmanlıdır. Bana salavât okumuştu, der.
- Kul hakkı dışında bütün günahların bağışlanmasına ve şefâat-ı Nebeviyye’ye vesîle olur.
- Allah Teâlâ’nın gazabından, azâbından emîn olarak rahmet-i Hakk’a mazhar olur. Güneşin bir mızrak boyu inip, beyinlerin kaynadığı mahşer gününde arşın gölgesinde gölgelenir.
- Salavât okuyanın mîzanda sevâbı ağır gelir. Peygamberimiz’in (sav) Kevser havzından kana kana içer.
- Daha dünyâda iken, cennetteki makâmını görür. Âhirete intikâli ânında cennetteki makâmı gösterilir.
- Salavât okumak, Allah indinde ibâdetlerin en makbûllerindendir. Resûlullah (sav) sevgisi gönüllerimizin gıdâsıdır. Sâdece insanlar değil bütün yaratılmışlar O’na (sav) hayrandır.
Rivâyete göre gök ile yer iddiaya girdiler. Gökyüzü dedi ki: ‘Yağmur bizden iner. Dünyâyı aydınlatan güneş, meyvelerin rengini veren yıldızlar, lezzetini veren ay bizdedir. Hiç günah işlemeyen melekler bizde; Cebrâil, Mikâil, İsrâfil, Azrâil bizde; Beytü’l-Mâmur, Arş-ı Âzam, Levh u Kalem, Sidretü’l-Müntehâ hepsi bizde, ben üstünüm’ dedi.
Yeryüzü mahzûn olunca, ilham yoluyla şöyle söylettirildi: ‘Ey gökyüzü, senin yaratılmana vesîle olan iki cihan güneşi Hz. Muhammed Mustafa (sav) da bizde doğacak, bizde büyüyecek ve bizim toprağımızda, Medîne-i Tâhire’de yatacak.’
Bunun üzerine gökyüzü ağladı ve: ‘Yâ Rabbi! ‘Habîbim! Eğer Sen olmasaydın kâinâtı yaratmazdım’, dediğin Resûlün (sav) ne olur beni de şereflendirsin’ dedi. ‘Mi’râc’ın sebeplerinden biri de budur’ denir. Allah, Peygamberimizden (sav) ayırmasın bizi.
Şâirin biri diyor ki: ‘Bütün ağaçlar kalem olsa, bütün denizler mürekkep olsa, yer-gök kâğıt olsa, Hz. Peygamber’in (sav) vasfını bitiremezler. Allah O’nu kendi nûrundan yaratmıştır.’
Bir toplantının sonunda salavât-ı şerîfe getirmek âdaptandır.
Âyet-i celîle’de buyurulur ki: ‘Şüphesiz ki iyilikler, kötülükleri yok eder.’(Hûd, 11/114.)
- Salavât, meclisleri nurlandırır, fakirlik ve sıkıntıların yok olmasına sebeptir. Çok salavât okuyanın, ehl-i cennet olduğu kesin gibidir.
- Salavâta devâm eden kimse, mahşer gününde Peygamberimiz’e (sav) en yakın olacak kişidir. Çünkü salavât, sevginin işâretidir ve kişi sevdiği ile berâberdir.
- Salavât okumak kalpten pası siler. Münâfıklığı, şâkîliği temizler. Bütün mü’minlerin kalbinde o kimseye karşı muhabbet tecellî eder. Ve devâm edilirse Fahr-i Kâinât Efendimiz’i (sav) evvelâ rüyâda, sonra açıktan görmeye vesîle olur.
İmâm-ı Şârânî Hazretleri: ‘Her gün Peygamber Efendimiz’le (sav), kabrinin üzerine elimi koyarak konuşmazsam kendimi ricâl-i mü’minînden saymam’ diyor.
Yıllarca bize Peygamberimiz’i (sav) unutturmaya çalıştılar. Onun için Resûlullah Efendimiz’i (sav) anlatmamız lâzım. Çokça salavât okuyarak gönlümüze O’nun (sav) muhabbetini yerleştirmemiz lâzım. Rabbimiz dünyâda, âhirette Peygamberimiz’den (sav) ayırmasın bizi.
Hamdolsun âlemlerin Rabbi olan Allâh’a (cc)!
Yenidünya Dergisi Ocak 2019, Sayfa No: 36-37
[1] Müslim, Salat 70 ; Ebu Davud Vitir 26.
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak