Ara

Medîne Devrinde Hz. Ebû Bekir (Radıyallâhu Anh)

Medîne Devrinde Hz. Ebû Bekir (Radıyallâhu Anh)

Resûl-i Ekrem’in Vefâtında Sehl ibn-i Sa’d es-Sa’dî’den mervidir ki, Resûl-i Ekrem –sallallâhu aleyhi ve sellem-: - “Yâ Ebâ Bekir, ben makâmınızda, mihrabda sebât ediniz diye emretmiş iken niçin sebât etmediniz de geri çekildiniz?” buyurmuştu da buna karşın Ebû Bekir Sıddîk dahi: - “Yâ Rasûlallah! Ebû Kuhafezâde’ye yakışıyor mu ki, Resûl-i Ekrem –sallallâhu aleyhi ve sellem-‘e namazda tekaddüm etsin?” diye i’tizâr eyledi. Özr-i mezkûr, nezd-i risâletpenâhîde makbûl oldu ki, takrir ve sükût buyurdular. Sonra Rasûlullah –sallallâhu aleyhi ve sellem- cemâate hitâben: - “Bana ne oldu, niçin ben sizin çokça el çırptığınızı gördüm? Her kim ki namazın içinde kendisine bir şey ârız olup işâret vermeğe mecbur kalırsa o kimse “Sübhânellah” desin. Zîrâ Sübhânellah denildikte nazar-ı dikkatı celb ile ana iltifat olunur.”1 buyurdu. Peygamber –sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz irtihâlinden dört gün evvel Müslümanları ihtilâftan korumak üzere bir şey yazdırmak isteyerek kalem, kâğıt istemişti. İbn-i Abbas’ın rivâyetine göre Hz. Ömer bu sırada “Resûl-i Ekrem’in (sav) hastalığı ağırlaştı, elimizde ise Allah Teâlâ’nın kitâbı vardır. O bize yeter” demiş idi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, “yanında bulunanlardan Ebû Bekir’den maada diğerlerinin başından savulmasını” işâret buyurmuştu. O gün öğle üzeri sıhhatinde biraz iyilik hisseylemiş, Hz. Ali ve Abbas’ın yardımıyla Mescid’e gelmiş; fakat Hz. Ebû Bekir namaza başlamış idi. Ebû Bekir –radıyallâhu anh-, Peygamber Efendimiz –sallallâhu aleyhi ve sellem-‘in geldiğini hissedince çekilmek istemiş, Resûl-i Ekrem yerinden çekilmemesini işâret buyurarak Ebû Bekir’in yanında oturmuştu. Hz. Âişe’nin hücresine döndükten sonra Peygamber Efendimiz –sallallâhu aleyhi ve sellem-‘in hastalığı kesb-i şiddet etmiş, nihâyet Resûl-i Ekrem –sallallâhu aleyhi ve sellem-: Allâh’ın ni’metine nâil olan peygamberler, sıddîklar, şehidler ve sâlihlerle beraber bunların refâkati ne hoş refâkattir” buyurdu. Sonra elini kaldırdı parmağıyla üç kere semâya işâret etti ve “Refîk-i A’lâ’ya” dedi ve bu kelimelerle mübârek eli düştü ve mübârek gözleri a’lâya dikildi. Rûh-i mübârekleri Âlem-i Kuds’e vardı. Hazreti Ebû Bekir Sıddîk–radıyallâhu anh- kitabından alınmıştır. Dipnotlar: 1 Namazda imamın sehvinde ve sâir avârızda el çırpmak nisâ tâifesine mahsûstur. Namazda inde’l-îcâb amel-i kesir olmayarak bir-iki defa çırpmakla erkeklerin dahi namazlarına halel gelmese de sünnet-i seniyyeye muhâlefet etmiş olurlar.

Mahmud Sâmî Ramazanoğlu (ks)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak