Ara

Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Aliyye

Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Aliyye

Allâh’a hamdeder kulu
Peygamber göstermiş yolu
Şükre devâm eyle ulu
Bu nimeti bilmek lâzım 

Kıymetli kardeşlerim!

Tarîkat-i aliyye, felâha ermenin yoludur. Bu yola intisap eden kimse, hem dünyevî hem de uhrevî kurtuluşun anahtarını elde eder.

Tarîkat-ı aliyye, edebi tahsil yoludur. Bu yolda çocuğa muamelede bile edeb terk edilmez. Aksi takdirde bu yola intisabın hiç bir faydası olmaz. Edebi muhafaza edebilmek içinse mürşid-i kâmille rabıtalı olmak şarttır. 

Tarîkat-i aliyye, mâsivâyı kalbten çıkarma yoludur. Bâyezîd-i Bistâmî (ks) Hazretlerine ‘Sizin kalbinizde de mâsivâ bulunur mu?’ diye sual etmişler, ‘Kalbimize uğrar geçer, hiç durmaz.’ cevabını vermiş. 

Tarîkat-ı aliyye, amel-i salihe talip olmanın yoludur. Kişinin kendisini kurtaracak salih amelleri yoksa âhirette nesebinin, soyunun-sopunun ona bir faydası olamaz. Peygamber Efendimiz (sav) Fâtıma annemize bile ‘Ey kızım Fâtıma, sakın babam peygamber diye güvenme!’ buyurmuştur. Kişi, sırât-ı müstakimden geçene kadar tehlikeden kurtulmuş sayılmaz.

Üstazlarımız mübarek gecelerde ve seher vakitlerinde evlatlarını gözlerler; amelleri semaya ulaşıyor mu diye. İnsan son nefesinde îman ile gidebilir ama salih bir ameli yoksa yaptıklarının cezasını bir bir çekecektir. Fakat zahire bakıp da kimse hakkında su-i zanda da bulunmamak lâzım. İnsanların içlerinde gizli olanı bizler bilemeyiz. Bir mevtayı on üç gün sonra kabrinden çıkarmışlar, bedeninde hiçbir değişiklik yokmuş. Herkes şaşırmış. Zira adam halk nezdinde pek makbul bir kimse değilmiş. Demek ki ‘Allah! Allah!’ diye ahirete göçmüş ki cesedi bozulmamış. Fakat bu yine de ahirette her şeyini kurtarmış anlamına gelmez.

Tarîkat-ı aliyye, azaptan kurtulma yoludur. Azapların en hafifi kabir azabıdır. Kabir azabının en hafifi ise kabirde kemiklerin sıkılmasıymış. Allah cümlemizi muhafaza buyursun. Bütün bu azapların sebebi ise kalbimizden söküp atamadığımız dünya muhabbetidir.

Tarîkat-ı aliyye, dünya muhabbetini kalbten söküp atma yoludur. Ehl-i tarik bir kişinin kalbinde zerre kadar gayrullah bulunmamalıdır, dünya sevgisi yer almamalıdır. Kalbte dünya muhabbeti varsa yapılan evrâd ü ezkârın hiç bir tesiri olmaz.

Tarîkat-ı aliyye, nefsin arzularını terk etme yoludur. Tarikatta, nefsin arzularını tamamen terk edene şehitlik mertebesi verilir. Nefsin arzularını kısmen terk edenlere gazilik rütbesi verilir. Nefsin arzularını terk etmeyenlere ise hiç bir rütbe verilmez. Dolayısıyla bir ganimet de elde edemez. Yâni ahirette felâha eremez. 

Tarîkat-ı aliyye, cemâlullahı talep yoludur. Cemâlullahı talepte gayret göstermedir. Kalbte karıncanın kanadı kadar günah karalığı kalmamalıdır. Aksi takdirde cemâlullahı müşâhede mümkün değildir. 

Tarîkat-ı aliyye, dünyaya rağbet etmeme yoludur. Tarîkat-ı aliyye ahirete rağbet yoludur. Pederim Şeyh Mustafa Efendi (ks) ‘Kıyamete ne kaldı ki insanlar dünyaya bu kadar rağbet ediyorlar?’ diyerek şaşkınlığını ifade ederlerdi.

Tarîkat-ı aliyye, gönül temizliğidir. Bir bayram temizliği yaptığımız kadar gönlümüzü temizlemiyoruz.

Tarîkat-ı aliyye, ahlâkı güzelleştirme yoludur. İnsanın ahlâkı ise her işinde, Cenâb-ı Allâh’ı vekil tutmakla ve kâinatta O’ndan başka güç ve kuvvet sahibi olmadığına inanmakla yâni tevekkülle güzelleşir.

Tarîkat-ı aliyye, nefse ‘Dur!’ deme yoludur. Nefse ‘Dur!’ denilmediği zaman kurtuluş ümidi olmaz.

Tarîkat-ı aliyye, dili hapsetme, nefse hâkim olma yoludur.

Tarîkat-ı aliyye, incitmeme ve incinmeme yoludur. Kardeşlerim, bu söylediklerimi sakın hafife almayın. İksir gibi kıymetli kelimelerdir bunlar. 

Mevlâ’mız cümlemizi tarîkat-ı aliyyede sabitkadem kılsın. (Âmin)

Hamd olsun âlemlerin Rabb’i olan Allâh’a!

Ekim 2023, sayfa no: 34-35 

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak