Bizim memleketimizde güz mevsiminde yoğun bir çalışma başlar arı gibi. Sabah namazını kılar kılmaz camiden ayrılan cemaatin bir kısmı traktörüne binip meyvelerinin bakımı için bahçeye; kimileri sepetlerini, sandıklarını alıp üzüm kesmek için bağlara; koyunu, sığırı, malı için dağlara; zahiresini öğütüp ekmek yapmak için değirmene; mantısını, makarnasını, yağını, bulgurunu vesair ihtiyaçlarını gidermek için pazara gider, beş altı aylık kış mevsiminde perişan olmayalım diye. Bir sefere çıkacak olsa insan, her türlü ihtiyacını karşılayacak çantasını, beş altı saatlik eğlence için piknik sepetini de alır yanına. Beş altı saat değil; elli altmış yıl da değil ebedi âlem için ne hazırladık? Tahirü'l-Mevlevi'nin (V.1951.) kabir taşına, "Eli boş gidilmez gidilen yere." dediği gibi, sonsuz âleme amelsiz, taatsiz gidilir mi? "Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz."(Bakara: 156) gerçeğine inanan Mü'min hiç hazırlık yapmadan yan gelip yatabilir mi? Kutsal topraklara, Beytullah ve Rasûlullah'a (s.a.v.) âşık bir zat kabrini, Cennet'ül-Baki'de ziyaret eden kardeşine, mana âleminde, "Buralara öyle kolay gelinmiyor kardeşim!" der. Efendimiz (s.a.v.), defin işlerini takiben bir sahabenin, mübarek gözlerinden yaşlar boşanarak, "Bu gün için hazır olun ey ashabım ve ümmetim?" buyurur. "Ey İslam cemaati! Siz ölüm için hazırlanınız, durum ciddi ve ölümün vukuu katidir. Sefer azığınızı tedarik ediniz, zira göç yakındır. Sefere çıkacağınız yol ise uzaktır. Günahlarınıza tevbe ile yüklerinizi hafifletiniz. Zira önünüzde yükü hafif olanlarınızdan başkasının geçemeyeceği sarp bir yokuş vardır." hadis-i şerifini bize nakleder Enes b. Malik (r.a.). Aişe (r.anha)'ye Peygamberimiz (s.a.v.), "Ahiretteki ecir ve sevabın, dünyadaki sa'y ve meşakkatine göredir." buyurur. "Kim de ahireti diler ve bir mümin olarak oraya yaraşır bir çaba ile (ahiret için) çalışırsa, onların çabaları (Allah katında) makbuldür." Feneri önümüzden götürelim. Rabbimiz, "Kendi hesabınıza hayır olarak ne (iyilik) yapıp gönderirseniz, onu Allah yanında daha hayırlı ve karşılık olarak daha büyük bulacaksınız." buyurur. (Müzzemmil/20) Geliş gayemizi, o büyük mahkemede hesaba çekileceğimizi idrak edersek zerre kadar haksızlık yapmayız. "Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman ölçüyü tam yaparlar. Kendileri onlara bir şey (vermek için) ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik yaparlar. Onlar tekrar diriltileceklerini sanmıyorlar mı? Büyük bir gün için, o gün insanlar âlemlerin Rabbi (olan Allah)'nin huzurunda (hesap vermek için) dururlar. Hayır! (sakın, hileli ticaret yapmayın!) Allah'ın buyruğundan dışarı çıkanların yazısı muhakkak 'siccin' adlı defterde yazılıdır." (Mutaffifin: 1.-7.) Şuayb (a.s.), Eyke halkına ticari ahlaksızlığa düşmemeleri için şu ikazda bulunuyordu: "Ölçeği tam ölçün. Eksiltenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Sizi ve daha önceki nesilleri yaratan (Allah'ın azabın)'dan da korkun." Onlar dediler ki:"Sen iyiden iyiye büyülenerek aklını bozmuş bir adamsın. Sen de bizim gibi bir beşersin. Biz seni kesinlikle yalancılardan sanıyoruz. Eğer doğrulardan isen bizim üstümüze gökten bir parça düşür." (Şuayb):"Rabbim yaptıklarınızı en iyi bilendir." dedi. Yine de onlar Şuayb'i yalancı saymakta ısrar ettiler. Bu yüzden gölge gününün azabı onları yakaladı. Doğrusu o azap büyük (korkunç) bir günün azabı idi." (Şuara / 181.- 189.) Efendimiz (s.a.v.):"Helal kazanç peşinde koşmak her müslüman üzerine vaciptir." Enes b. Malik (r.a.)'den, Taberani ve Beyhaki, "Hiçbir kulun -kıyamet gününde dört şeyden sorulmadıkça- ayakları kıpırdatılmaz: Ömrünü nerede tükettiğinden, Gençliğini nerede yıprattığından. Malını nereden kazanıp ve nereye harcadığından, İlmi ile ne amel ettiğinden." Muaz (r.a.)'dan Tirmizi ve Beyhaki, "Haram ile beslenen bir ceset, cennete giremez." Ebu Bekir (r.a.)'den, Ebu Ya'la, Bezzar, Taberani 'Evsat'ında: Rızkımızı temin için çalışmayı ibadet sayar dinimiz. "Helal kazanmak için yorulup evine dönen kimse günahsız olarak yatar, Allah'ın sevdiği kimse olarak kalkar." , "Bir dirhem faiz, Müslümanla yapılan otuz zinadan daha ağırdır." buyurur Server-i âlem Muhammed Mustafa (s.a.v.). Dininin yasakladıklarını terkedenler Müslümanlardır. Şüphelilerden kaçınanlar salihlerdir. Harama düşerim endişesiyle helallerde bile dikkatli davrananlar müttakilerdir. Sıddîklar ve Allah'a yakınlık kesbeden mukarreb veliler Allah için olmayan her şeyden sakınırlar. "Sadık ve emin olan tacir yevm-i kıyamette nebiler ve sıddîklar ve şehidlerle haşrolunur." , "Helal lokma aramak ve onunla karnını doyurmak, cihad gibi sevap kazandırır." hadis- i şerifleri, ticaretin helal yolla yapılmasının faziletini haber verir. Sehl b. Abdullah, "Tevekkül Peygamberimiz (s.a.v.)'in hali, kesb, çalışmak sünnetidir." der. "Ey insanlar! Yer yüzündeki temiz ve helal şeylerden yeyin! Sakın şeytanın adımlarına tabi olmayın! Şüphe yok ki şeytan sizin için apaçık bir düşmandır." (Bakara / 168.) Not: Receb-i şerif girdiğinde, "Allahümme barik lena fî recebe ve şa'ban ve belliğna ramazan" (Ey Rabbim! Bize Receb'i ve Şa'ban'ı mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır) duası Ramazan-ı Şerife kadar yapılır. Receb ayının birinden itibaren Ramazan-ı Şerifin sonuna kadar biner Tevhid okunur. Leyle-i Regaib, Miraç, Berat ve Kadir geceleri için yapılacak vazifeler M. S. Ramazanoğlunun "Dualar ve Zikirler" kitabından takip edilir.
Alemdar-Ali Ramazan Dinç Efendi (ks)
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak