Sevgili Okuyucular,
Kudüs, manevi anlamlarla derinleşmiş, inananların yüreğinde kutsal bir emanet haline gelmiştir. Peygamberlerin izleriyle dolu bu kadim şehir, asırlardır iman, sabır ve mücadelenin simgesi olmuştur. Müslümanlar için ise Kudüs, sadece bir coğrafi nokta değil, aynı zamanda Allah’ın rızasına erişmek için verilen bir cihadın mihenk taşıdır.
Kudüs'e olan bağlılık, imanımızın bir tezahürü olarak kalplerimizde yaşamaya devam etmektedir. Bu bağlılık, sadece bir tarihsel miras ya da kültürel sembol değil, Allah’ın mesajlarını ve peygamberlerin mücadelesini hatırlatan bir ilahi çağrıdır. Kudüs, bizlere Allah yolunda sabretmenin ve mücadele etmenin gerekliliğini öğretir. Çünkü iman, yalnızca sözle ifade edilen bir bağlılık değil, gerektiğinde fedakârlık ve mücadeleyle sınanan bir teslimiyettir.
Cihad ise bu mücadelenin adıdır. Ancak burada cihadı yalnızca bir savaş olarak anlamak eksik olur. Cihad, nefsimizle, zorluklarla ve dünyadaki adaletsizliklerle yapılan çok yönlü bir mücadeledir. Kudüs'ün işgal altında olması, Müslümanların kalbinde derin bir yara açarken, bu yara imanla ve cihadın sabırlı bir şekilde sürdürülmesiyle iyileşecektir. Zira cihad, yalnızca silahlı bir direnişi değil, aynı zamanda eğitim, bilinçlenme ve dayanışma gibi manevi mücadeleleri de kapsamaktadır.
Bugün, Müslümanların üzerine düşen en büyük sorumluluklardan biri, Kudüs’ün ve Filistin’in özgürlüğü için güçlü bir duruş sergilemektir. Bu duruş kıyamete kadar sürecek bir cihadın adıdır. Bu cihad yalnızca topraklar için değil, aynı zamanda adalet ve insanlık onuru için verilen bir mücadeledir. İmanımızı diri tutarak, cihadın yalnızca savaş meydanlarında değil, her alanda yapılması gerektiğini unutmadan, Kudüs’e sahip çıkmak hepimizin görevidir.
Keyifli okumalar dilerim.
Saygılarımla.
Ekim 2024, sayfa no: 1
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak