Sürâka’nın Rasûlullah’ı Yakalama Teşebbüsü
Sürâka bin Malik der ki:
Rasûlullah (sav) Efendimiz Hazretleri ve Hz. Ebû Bekir’in her birerinin diyeti yüz deve olmak üzere ikisinden birini katl veya esir edip getiren kimseye yüz deve verileceğine dair Kureyş keferesinin vermiş olduğu kararı tebliğ ve ilân etmek üzere gönderilmiş elçiler bize gelip haber verdiler.
Bir mecliste oturmakta iken bir kimse gelip yanı başımızda oturdu, bana hitaben:
- “Ey Sürâka, şimdi ben sahil yolunda bir takım eşhasın karaltısını gördüm. Mutlaka ben onları Muhammed –sallallahu aleyhi ve sellem- ve Muhammed’in ashabı zannederim.” dedi.
Ben onların Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- ile ashâbı olduğunu anladım; fakat suhûletle elde edilebilecek böyle bir ganîmete başkasının iştirak etmemesi için merkuma hitaben:
- “Senin gördüğün eşhas onlar değildir, falanca şahıslardır.” dedim. Bir saat sonra meclisten kalkıp eve geldim. Kısrağımı yüksek tepenin arkasına götürüp beklemek üzere câriyeme emreyledim. Ben de okumu ve mızrağımı alıp hânemin arkasından çıktım. Hem de mızrağımın süngüsünün parlaklığını kimse görmemesi için mızrağımın demirini aşağı eğerek yerde sürükledim. Kısrağımın yanına varıp bindim. Hemen kısrağımı dörtnal kemâl-i süratle koşturdum. Hattâ ben onlara yaklaştım kısrağımın ayağı kaydı, ben de kısrağımdan düştüm.
Sonra ben ok torbamın içine elimi sokarak kur’a ezlâmımı çıkarıp, “Acaba ben bunlara zarar ve ziyân edeyim mi?” diye ezlâm ile tefe’ül ettim! Kur’a attım tefe’ülümde arzu etmediğim taraf çıktı. Fakat ben yine buna rağmen hayvanıma bindim evvelki gibi kısrağımı koşturdum. Hattâ Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- Hazretlerinin kıraatini işittim. Hâlbuki Rasûlullah (sav) Hazretleri arkasına dönüp bana hiç bakmıyordu. Ebû Bekir (ra) ise arkasına çok bakar idi. Bu esnada benim kısrağımın iki ayağı dizlerine kadar yere battı; yâni mûcize-i nebeviyye olarak hayvanın iki ön ayakları yere battı. Sonra ben hayvandan yere düştüm. Hayvanımı kaldırmak için zecr ve tehdit eyledim. Hayvanım dahi kalkmak için çabaladı ise de bir türlü yere batmış ayağını çıkartamıyordu. Güç hal ile çıkarıp kısrağım ayakta durunca kısrağımın iki ayağının izinde bir ateş dumanı gibi duman çıkıp semâya intişâr etti. Sonra ben tekrar ezlâmımı çıkarıp kur’a attım. Yine arzumun hilâfına olarak “sakın onlara zarar verme” diye çıktı.
Devam edecek.
“Hazreti Ebû Bekir Sıddîk (ra)” kitabından alınmıştır.
Mahmud Sâmi Ramazanoğlu (ks)
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak