Tohumun filizlenmesi, toprağın altında çürümesiyledir. Mevlâna Celâleddîni Selçukî (k.s), "Toprağın altına girmeyen tohumu haşereler yer." der. Üstünlük taslayan enaniyet sahiplerini de şeytan ve nefis kurtları yer, bitirir. "Kim tevazu ederse Allah, onu yükseltir. Kim de kibir ederse onu alçaltır." buyuruyor Efendimiz (sav). Taatlerde olan kibir ise daha tehlikelidir. İsa (as) zamanında âbid bir kul, "Asî, mücrim bir kul cennete girerse ben onunla girmem." deyince, Rabbimiz (cc), İsa (as)'ya "Söyle âbid kuluma, Ben asî kulumu cennete girdiriyorum. İlâhi nimete ibadetle değil ihlasla ve rızâ ile erişilir. İhlâsla yapılan az taat ihlâssız yapılan çok taatten daha makbuldür." buyururlar. Ne kulluk görevini yapanları tahkir ederek, ne de ibadette benliğe düşerek bir yere varılmaz. Hacdan dönen birini ziyarete giden Cüneyd (ks), hacının:"Bir önceki haccımda getirdiğim kapla ikramda bulunun." sözünü işitince geri döner. "İki defa hacca gittiğini ima eden ibadette gurura kapılan riyakarların yemeğini yemeyiz." der. Takva, ihlas ve ihsan ölçüleri içerisinde edâ edilen sâlih ameller başarıya ulaştırır bizleri. Hesap ve kitap üzerine yapılan işler süte değil su karıştırmak, necaset karıştırmak olur. Ali Haydar Efendi (ks) (İstanbul Nakşı meşayihinden)'yi ziyaretlerinde Hacı Hasan Efendimiz, Beyyine suresinin beşinci âyetini okur. "Onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler (bir Allah'a inanan) olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştur. Sağlam din de budur." Ardından şu misali verir:"116 yaşında dört mezhebe göre fetva vermeye dirayeti olan Üstad Ali Haydar Efendi (ks), "Bir kap dolusu sütün içine ineğin memesinden bir damla kan (necaset) gelse yenmez. İbadetlerin içine de riya, kibir gibi şeytan necaseti girse kabul olmaz." buyurur. İnsanları Hakk'a davet eden kişilerin de özelliklerini Rabbimiz (cc), Fussilet Suresi 33. ayette sıralarken "Salih amel yapan"lardır. (Kur'ân-ı Kerim'e uygun bir yaşayışı tercih eden) buyurarak ucuz davetçilerin , ucuz kahramanların, amelsiz, taatsiz, taat yapsa da maksatlı bir makam ve riyaset hırsıyla çalışanların amellerinin boşa çıkacağı vurgulanmaktadır. Savunduğumuz davaya uygun yaşayış biçimini tercih etmedikçe, nefsimizi ıslah edip gönlümüzü arındırmadıkça muvaffak olmamız hayaldir. Başarımız, "Bizim uğrumuzda cihad edenlere bütün yollarımızı gösteririz. Muhakkak Allah bu cihadı en güzel yapanlarla beraberdir." (Ankebut 56) ayetini yaşamaya bağlıdır.
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak