Ara

HER BAŞAKTA YÜZ TANE

HER BAŞAKTA YÜZ TANE

Bismillahirrahmanirrahim Peygamberimiz Efendimiz (SAV) buyuruyor:“Sırf Allah rızası için verilen bir sadaka, bir zekat; sahibinin elinden çıktığı zaman, sail eline almadan, Allah-u Teala Hazretleri kudret eline alıp kabul buyurur.” Yani o sadakayı alan ile veren arasında Allah’ın eli var. Cismaniyetten münezzeh olan Rabbimiz, önce alıp kabul buyuruyor. Yine Habib-i Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem (SAV) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde mealen şöyle buyuruyorlar. Can kulağıyla dinleyin. Verilen sadaka şu sözleri sahibine söyler:

  • Ben kıyamet bakımından küçüktüm, beni feyiz ve bereketçe büyüttün. Hem dünyevi hem uhrevi olarak Allah’ın fazlıyla bereketlendim.
  • Önce sana düşman idim. Çünkü zekatı verilmeyen mal, ahirette yılan olup dilini sokacak. Ateşten çivi olup vücuduna çakılacak. Şimdi beni kendine dost ettin.
  • Dünyaya sarf etmekle fani olacaktım, mahvolup gidecektim. Allah için vermekle beni baki kıldın. Seninle cennete beraber gireceğiz. Bir fakire elbise giydirdinse, kabirden uryan kalktığın zaman, ben hulle, yani cennet elbisesi olacağım. Sen de beni giyeceksin. Bir fakiri doyurdunsa, kabirden aç kalktığında cennet sofrası olup önüne geleceğim.
  • Elinde oldukça sen beni muhafaza edecektin. Kasa alacaktın kilitleyip saklayacaktın. Şimdi ben seni koruyup muhafaza edeceğim. Çünkü, “Sadaka belaları defeder ve ömrü uzatır.

Abdullah b. Ömer (RA)’den rivayete göre, Rasulullah (SAV) Efendimiz, Zilzal suresindeki, “Kim zerre kadar hayır işlerse karşılığını görür.” ayeti nazil olunca; -Ya Rabbi, ümmetim hakkında bu çok az, dedi. Allah (cc), “Sabırları sebebiyle ecirleri iki kat olacak.” ayetini indirdi. Yani Cenab-ı Hak, -Habibim, senin ümmetinin ecrini iki kat versem razı mısın, buyurdu. -Hayır ya Rabbi bu da azdır. -Peki on kat vereyim razı mısın? -Hayır ya Rabbi o da az. Ayet nazil oluyor: “Allah yolunda mallarını sarf edenlerin misali, her başakta yüz tane bitiren yedi dallı bir ekinin haline benzer.” Her başakta yüz tane, bire yedi yüz verilmiştir. Bu defa Peygamberimiz (SAV), az demiyor da; -Ümmetimin halislerine daha da arttır ya Rabbi, diyor. -Habibim, üzülme onların mükafatını kat kat arttıracağım. Sen ne büyüksün ya Rabbi ve bizim nasıl nazlı bir Peygamberimiz var. Allah'ımız kadrini bilen ümmetten etsin! (Amin) İhlas deyince aklıma geldi. 1947’de hacca gittiğimizde ehl-i irfandan Ali Haydar Efendiyle tanışıp elini öpmüştüm. Yıllar sonra nasip oldu İstanbul’da ziyaretine gittim. Kulağı hiç duymayan fakat gözlüksüz yazıyı okuyan, yüz on beş yaşında büyük bir zat idi. Allah şefaatine nail etsin (Amin). Beni hemen tanıdı. -On altı sene evvel hicaz da görüşmüştük değil mi, dedi. Ve devam etti: Ziyaretiniz kabul oldu ve Rabbim sizden razı oldu İnşallah. Herkes akın akın bayram şenliklerine giderken, siz benim gibi bir ihtiyara geldiniz. Sırf Cenab-ı Hakkın rızası için. Ondan dolayı Allah sizden razı oldu. Rabbimiz bizi riyadan muhafaza etsin ve amellerimizi halis kılsın. Hamdolsun alemlerin Rabbi  olan Allah’a...

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak