Ara

Hayatı Okumak

Hayatı Okumak

Hayat, bize sadece yaşamak için verilmiş bir vakit değil; anlamak, anlamlandırmak ve nihayetinde kemale ermek için açılmış bir sayfadır. Bu sayfada herkesin kendi nasibince satırları vardır. Kimi sadece şekle bakar, kimi mânâya. Kimi her gün biraz daha körleşirken, kimi gönül gözünü açmak için çabalar. İşte “hayatı okumak”, bu çabanın adıdır.

Kitaplar okunur, şiirler okunur, insanlar okunur… Peki hayat?

İşte tam da burada durmak, düşünmek gerekiyor. Çünkü bugün, bilgiye kolayca ulaşabilen ama hikmete bir o kadar uzak yaşayan bir neslin içindeyiz. Ekranlara bakan gözlerimiz var ama ibretle bakan kalplerimiz yok. Duyuyoruz ama işitmiyoruz. Görüyoruz ama fark etmiyoruz. Bildiklerimiz artıyor, anlayışımız eksiliyor.

Oysa hayat, Kur’ân'ın öğrettiği gibi bakıldığında aydınlanır. Sünnet’in rehberliğinde yüründüğünde anlam kazanır. Bu ayki dosya konumuzla işte tam bu noktayı merkeze aldık. “Hayatı okumak mümkün mü?” sorusunu, farklı kalemlerin ve bakışların eşliğinde sorduk.

Dergimizin başyazarı muhterem Ali Ramazan Dinç Efendi, “Hayatı Okumak” başlıklı yazısında dünya ve âhiret dengesine dikkat çekerek, her iki âleme de hakkını verenin hakiki okuru olabileceğini hatırlatıyor.

Prof. Dr. Ali Akpınar, “Hayâta Kur’ân Aydınlığında Bakabilmek” yazısıyla, ilâhî kelâmın hayata dair sunduğu ölçüyü berrak bir üslupla ortaya koyuyor. Prof. Dr. Kadir Özköse ise “Tefekkür ve Tezekkürle Mayalanan Yaşam Serüveni” başlıklı yazısında tasavvufî bir perspektiften hayatı derinlemesine anlamanın yollarını gösteriyor.

Genç yazarımız Sümeyye Palta, mütefekkir Dursun Ali Tökel’le yaptığı “Zihinler Yorgun, Kalpler Sürgünde” başlıklı röportajıyla çağımızın zihinsel ve kalbî yorgunluğunu gündeme getiriyor. Servet Yalçın’ın “Ben” Merkezli Okumalar: Nefsin Yedi Perdesi” başlıklı yazısı ise nefsin hayâtı nasıl perdelediğini gösteren kıymetli bir katkı.

Dosya dışındaki yazılarımızda da hayatı okumaya dair çok yönlü izlekler var.
Rabia Brodbeck’ten Hüseyin Akın’a, Bilal Kemikli’den Nidayi Sevim’e kadar her bir yazarımız, farklı pencerelerden okura bakış imkânı sunuyor.

Bu sayıyla birlikte okuyucularımıza bir çağrımız var: Lütfen biraz yavaşlayın. Yaşadığınız anın altını çizin. Sadece kelimeleri değil, sessizlikleri de okuyun. Çünkü hayat, sadece bakınca değil; gönül gözüyle okuyunca anlam bulur.

Hep birlikte, göze değil kalbe hitap eden bir okuma dert edinmemiz dileğiyle...

Ağustos 2025, sayfa no: 1

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak