Ara

Güzellerin En Güzeli

Güzellerin En Güzeli

Kıymetli kardeşlerim!

Sizlere senediyle birlikte ‘güzel’ bir hadîs-i nebevî nakledeyim: ‘Râve’l-Hasen, ani’l-Hasen, an Ebi’l-Hasen, an Ceddi’l-Hasen: Elâ inne ahsene’l-hasen, el-huluku’l-hasen.’

Güzel ahlâktan bahseden bu hadîs-i şerîfin öncelikle senedinde geçen -ve her birisi de birer ahlâk âbidesi olan- râvîlerini tanıtalım. Bize, Hasan-ı Basrî Hazretleri (ks) rivâyet ediyor hadîsi. Hasan-ı Basrî Hazretleri (ks) tâbiînin büyüklerinden sûfî-muhaddis bir zât. Hayâtında tek bir günah işler. Nefsine bir mağrurluk gelmesin diye onu da yazar, yakasına yapıştırır. Zaman zaman o yazıya bakar, ‘Ben bir günah işleme gafletinde bulunmuştum.’ diye ağlaya ağlaya yakası ıslanırmış. Allah şefâatine bizleri nâil etsin.

O da Hz. Hasan Efendimiz’den (ra), yâni Peygamberimizin (sav) torunundan rivâyet ediyor. Hz. Hasan ve Hüseyin, Fâtımâtü’z-Zehrâ’nın çocukları, kuzuları… Arşın küpeleri, cennet ehlinin seyyidleri, bizim sultanlarımız... Hakāretle, zulümle şehîd edildiler. Bize şefâat etmek için… 

O da babası Âliyye’l-Murtaza Efendimiz’den (ra) rivâyet ediyor. Hz. Ali (ra) Rasûlullâh Efendimiz’e (sav) çocukken îmân eden Allâh’ın arslanı. Bir harpte düşmanını yere vurur ve kılıcını kâfirin boğazına dayayıp, ‘Şehâdet okursan kurtulursun!’ der. Kâfirin îmân etmeye gönlü olmayınca alttan yukarı tükürür, hiddetlenerek acıtmadan hemen kesiversin, diye. Bunun üzerine Hz. Ali Efendimiz, kılıcını kınına sokar; öldürmekten vazgeçer. 

Kâfir der ki: ‘Beni niçin öldürmedin?’ Hz. Ali şöyle mukābelede bulunur: ‘Yüzüme tükürdüğün için kesmedim. Bizim Efendimiz Peygamberimiz (sav), ‘Kötülük edene iyilik edin’1 buyuruyor. Sen yüzüme tükürdün, haysiyetime dokundu. O anda kesersem araya nefsim girer de Allah rızâsı için kesmemiş olurum diye vazgeçtim. Seni affediyorum.’

Kâfir: ‘İşte şimdi beni kendine esîr ettin’ der ve şehâdet okuyup Müslüman olur. Hz. Ali (ra) de Hz. Hasan ve Hüseyin’in dedeleri Hz. Muhammed Mustafâ’dan (sav) rivâyet ediyor.

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri (ks): ‘Ben seni nasıl vasf edeyim yâ Muhammed (sav)! Yer ile gök arası kadar bir ağzım olmalı ki seni vasfedebileyim. Bütün denizler mürekkep olsa; insan, cin, melek kâtip olsa, senin vasfından zerreyi yazamazlar’ diyor.

On sekiz bin âlem hürmetine yaratılan O (sav).

Bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen O (sav).

Güzel ahlâk üzere yaratılan O (sav).

İnsanlığa güzel ahlâkı öğretmek için gönderilen O (sav).

Ahlâk-ı ilâhî kendisinde mükemmelen tezāhür eden O (sav).

Allâh’a en sevgili olan O (sav).

Bizi birbirimizle sevdiren O (sav).

İçimize dolan mânevî feyzin menbâı O (sav).

Cedde’l-Haseneyn O (sav).

Elbette vasfını yazmak zor O (sav)’nun.

Hadîs-i Şerîf’in asıl metninde şöyle buyuruluyor: ‘Dikkat ediniz, güzellerin en güzeli, ahlâk güzelliğidir.’2 İçimizde kimin ahlâkı en güzelse, en güzel insan odur. Ahlâksız bir kimse işe yaramaz. Tarîkat-ı âliyyede ahlâk-ı hamîde çok mühim kardeşlerim. Ahlâkı güzel olanın tasavvufu da tarîkatı da güzel olur.

Füyûzât-ı Rabbâniyye ile gönlümüzü neşve-yâb etmenin yolu güzel ahlâklı olmadan geçer. Feyiz alamıyoruz Efendim diyorsanız; ahlâkımızı kontrol edelim, ahlâk-ı ilâhî ile ahlâklanmaya gayret gösterelim.

Önemine binâen ek olarak güzel ahlâka dâir bazı hadîs-i şerîfleri sizlere naklediyorum:

‘Mü’minlerin îmânen en olgunu, ahlâken en güzel olanıdır.’3

‘Sizin ahlâk bakımından en güzeliniz, ehline (âilesine, çoluk-çocuğuna) en hayırlı olanınızdır.’4

Peygamberimize (sav), ‘Ümmetinden en fazîletli olan kimdir yâ Rasûlallah (sav)?’ diye soruldu.

Peygamber Efendimiz (sav): ‘Ümmetim içinde efdal olanlar; halîm, selîm, âilesi ve çocuklarıyla hoş geçinen, onların sıkıntılarına sabreden, komşularına iyi muamele eden güzel ahlâklı kimselerdir’ buyurdu.

Sahabe-i Kiram, Rasûlullâh Efendimize (sav) sordular: ‘Yâ Rasûlallah! Sana en sevgili ümmet kimdir?’ 

Peygamberimiz (sav), ‘Bana en sevgiliniz, âhirette meclisime, cennetime en yakın olanınız, ahlâkı en güzel olanınızdır’5 buyurdu. 

Mevlâmız bizleri, güzel ahlâkı vesîlesiyle Habîbi Muhammed Mustafa’nın (sav) meclisinde olan sevgili kullarından eylesin!

Hamdolsun âlemlerin Rabb’i olan Allâh’a!

Dipnotlar:

1 Tirmizî, Birr 63.

2 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, c. 5, s. 89, 99.

3 Tirmizî, Ra'dâ11.

4 Ebû Davud, Sünnet 14; İbn-i Mâce, Nikâh 50; Dârimî, Sünen, Nikâh 55.

5 Tirmizî, Birr 71.

Mayıs 2024, sayfa no: 34-35

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak