Ara

Editörden...

Editörden...

Bu Aralık, bir hakîkatin tam ortasında duruyoruz:

Yitirdik. Çok şey yitirdik.

Ve belki ilk kez bu kadar açık konuşmamız gerekiyor.

Başlangıç sorusu, başyazarımız Ali Ramazan Dinç Efendi’den geliyor:

“Yitirmediğimiz ne kaldı?”

Din gayretinden zarâfete, merhametten vefâya kadar… Kalplerin sarsıldığı bir çağdayız. Peygamber

Efendimiz’in (sav) o ürperten duası kulağımızda çınlıyor:

“Ey kalpleri çeviren Allâh’ım, kalbimi dînin üzere sâbit kıl.”

Prof. Dr. Ali Akpınar’ın uyarısı sert:

“Suskunluğumuz güçsüzlüğümüzdendir; güçsüzlüğümüz parçalanmışlığımızdandır.”

Birlik olmayı kaybettikçe, sözümüz de tesirini kaybediyor. 

Prof. Dr. Kadir Özköse kanâatin yitirildiği bir dünyânın aslında huzûrunu da kaybettiğini hatırlatıyor.

Servet Yalçın daha da net söylüyor:

“Merhameti yitiren, şiddeti bulur.”

Zarâfeti unuttuk, estetiği tükettik, vefâyı erittik, yiğitliği gölgeledik.

Kaybolan ne varsa, aslında bizden eksilen odur.

Fakat bu dosya bir ağıt değil; bir uyanıştır.

Çünkü Alper Duran’ın dediği gibi:

“Unutan kaybeder, hatırlayan bulur.”

Bu Aralık, sâdece yılı değil; kendi içimizdeki boşlukları da kapatma zamânı.

Belki kaybettiklerimizin tamâmını geri getiremeyiz.

Ama hatırlamaya başlarsak, yeniden diriliriz. 

Yitirdiklerimizi konuşuyoruz.

Belki de ilk kez bu kadar cesur, bu kadar açık.

Kasım 2025, sayfa no: 1

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak