Editör'den...

Müslüman olmak, sadâkat sâhibi olmak ve doğruluk eri konumuna gelmektir. Peygamber Efendimiz’in (sav) şahsında hepimize Rabbimiz: “(Habîbim!) Sen emrolunduğun gibi dosdoğru ol, maiyyetinde sana tâbî olanlar da. Haddi aşmayın. Gerçektir ki O, yaptıklarınızı görmektedir.” (Hûd, 11/112) buyurmaktadır.

Değerli Okurlarımız,

Peygamberlerin de en önemli sıfatlarından biri, sıdktır (doğruluktur.) Bunun içindir ki, sıdk ve sadâkat üzere olmak, İslâm’ın da vazgeçilmez kâidelerinden biri olmuş, her bir mü’minin niyetinde, sözünde ve yapıp ettiklerinde ilâhî ölçülere uygun davranması, her hâl ve durumda Allâh’ın emirlerine karşı tam bir bağlılık içinde (sadâkat üzere olması) istenmiş, sadâkat üzere olanlardan övgüyle söz edilmiştir.

Efendimiz (sav) birçok hadislerinde hep sadâkat üzere olmak ve sadâkat üzere yaşamaktan bahsetmiş, ashâbına tavsiyelerde bulunmuştur. Kendisine nasîhat etmesini isteyen bir kimseye şöyle demiştir: “Allâh’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” (Müslim, Îman, 13)

Sadâkat, Allah Teâlâ’nın emirlerine riâyet etmek ve dînin sınırlarını esas alarak yaşamaktır. Sadâkat sâhibi insan, Allâh’ın istediği şekilde hayâtını sürdürmeye çalışır. İçi ve dışı bir olup amelleri, düşünce ve duygularıyla paralellik oluşturur. Gerek bireysel gerek toplumsal hayâtında doğruluğu aslâ terketmez.

Kıymetli Takipçilerimiz,

Bu sayımızda “Sadâkat” konusunu kapak dosyamıza taşıdık. Bu sayımıza yön veren tüm yazarlarımıza şahsım ve sizler adına teşekkür ediyor, şâir-yazar Serdar Tuncer’in Kurbanım şiirden bir dörtlükle yazımı sonlandırıyorum. Allâh’a (cc) emânet olunuz…

Sadâkat ne derse doğru demekmiş

Onsuz doğrulara eğri demekmiş

Sadâkat sıddîkın bağrı demekmiş

Ciğer yanar duman tütmez kurbanım

Ve minallâhi’t-tevfîk                                                                                                    Hasan HAFİF

Mayıs 2019, sayfa no: 1