Ara

Doğru Yolun, Doğru Yolcusu!

Doğru Yolun, Doğru Yolcusu!

Sahabe-i kiram bir savaş meydanında idi. Düşman askerleri epeyce kalabalık ve teçhizat bakımından da daha güçlülerdi. Müslümanlardan birisi; “Rum askerleri ne kadar çok, İslâm askerleri de ne kadar az!” deyince, İslâm ordusunun kumandanı ona şu ibretli cevâbı verdi: “Bilakis İslâm askerleri ne kadar çok, Rum askerleri ne kadar da az! Çünkü askerler, sayı çokluğu ile çok olmazlar. Düşmana üstün geldikleri vakit az da olsalar çok olurlar. Şâyet yenilirlerse çok da olsalar az sayılırlar. Vallâhi ben isterdim ki, Eşkar isimli atım hasta olmasaydı da, Rumlar bugünkü sayılarının iki katı olsalardı…” 

Yine bir savaşta da İslâm ordusu, güçlü bir düşman ordusu ile karşı karşıya gelir. İslâm kumandanı, karşı tarafın çokluğunu görünce Halîfeye mektup yazarak takviye birlik ister. İslâm Halîfesinin bu talebe cevâbı şöyledir: “Mektubunu aldım. Düşman askerlerinin kalabalık olduğunu bildiriyorsun. Ancak şunu bil ki, Cenâb-ı Allah bize, Peygamberinin yanında savaşırken silah ve asker çokluğu ile yardım etmezdi. Biz Allah Resûlü'nün maiyyetinde düşmanlarla savaşırken bizim sâdece iki atımız vardı, develere de sıra ile biniyorduk!”

Bir şeyin hak olup olmadığı, güçlü yâhut zayıf olduğu, o iş ile meşgûl olanların sayısı ile ölçülemez. Çokluk, çoğu zaman hakîkatin ölçüsü değildir. Nitekim yüce Kitâbımızda buyurulur: “Eğer yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allâh’ın yolundan saptırırlar. Zîrâ onlar, zandan başka bir şeye uymuyorlar ve dolayısıyla onlar ancak yalan söylerler.” (En’âm, 116.) 

Dünyevîleşme virüsü bulaşmış olan bizler, “Bu markayı almayan kalmamış!”, “Sen herkesten daha mı akıllısın?”, “Herkes böyle giyiniyor!” gibi cümlelerle çokluğu hakîkate kanıt gibi göstermeye çalıştığımızdan dolayı, hayâta dâir hesaplarımızın sonucu sürekli yanlış çıkmakta! Dinleyicinin çokluğu, cemaatin kalabalıklığı, okur sayımız ve tâkipçi sayısının fazlalığı nefsimizin hoşuna gitse de kalite noktasında bu bir ölçü olmadığı gibi; imkânların azlığı, zorlukların fazlalığı da ölçü değildir. Ölçüyü belirleyecek olan tek şey İSTİKAMET'tir. Karşımızdaki cemaatin çokluğu değil, yüreğimizdeki heyecandır asıl mesele! Okur sayımızın fazlalığı değil, kaleme aldığımız cümlelerin bizi cennetlikler defterine aday yazdırmasıdır asıl hedef! Elbette hakîkati çok kitlelere ulaştırmak derdimiz olsun lâkin dâvâmızın büyüklüğüne ve değerine gölge düşürmeden… 

Hakk'a tâbi olan insanların az olması da onların yanlış yolda olduklarını göstermez. Rasûlullah Efendimiz bize şöyle haber vermiştir: “Kıyâmet gününde nebîlerden bazıları berâberlerinde birkaç kişi ile bazı nebîler de yanlarında hiç kimse olmadığı halde gelecektir.” (Buhârî) Yine Allah Rasûlü bir hadîs-i şerifte şöyle buyuruyor: “Ümmetler bana gösterildi. Bir nebî gördüm ki onunla berâber ona tâbi olan bir topluluk vardı. Bir nebî gördüm ki onunla berâber bir veya iki kişi vardı, bir nebî de gördüm ki onunla berâber hiç kimse yoktu.” (Müslim) 

Fudayl bin İyâd hazretleri ne güzel söyler: 

Yolcuları az da olsa, sen Hak yoldan ayrılma! Rağbet edeni çok da olsa, aslâ kötü yola sapma!

Mayıs 2023, sayfa no: 14-15

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak