Bayram Âdâbı
Kalemdar (ks)
Kıymetli Kardeşlerim!
Bayram öncesi bu sohbetimizde sizlere bayramda riâyet etmemiz gereken hususlardan bir nebze de olsa bahsetmek istiyorum.
- Bayram günü, sahur zamânında olduğu gibi erken kalkmalıyız: ‘İki bayram gecesini ihyâ edenin kalbi ölmez.’[1] buyuruyor Peygamber Efendimiz (sav). Bu geceyi muhakkak sûrette ihyâ edelim.
- Bu gecede gusletmeliyiz.
- Varsa misvak kullanmalıyız.
- Güzel koku sürünmeliyiz. Alkol bulunan kokuları kullanmamalıyız, gül esansı tercîh edilirse güzel olur. Soğan, sarımsak, sigara kokusu gibi insanlara rahatsızlık verecek kokulardan da sakınmalıyız.
- Yeni elbiseler giymeliyiz. Bayram günü yeni elbiseler giymek sünnettir, çünkü Peygamberimiz (sav) o gün yeni elbiselerini giyerlerdi. Çeyiz elbisesi varsa o da giyilebilir. Yıkandığında burcu burcu kokan giyecekler giyileceği gibi imkân varsa yeni elbiselerin alınması efdaldir.
- Bu bereketli günlere eriştirdiği için Cenâb-ı Hakk’a şükretmeli, parmağımıza gümüş yüzük takmalıyız.
- Iyd-i fıtırda (Ramazan bayramında) tatlı bir şeyler yemeliyiz: Peygamberimiz (sav) genelde üç tâne hurma yerlerdi. Yenilen şeyin kuru hurma olması ve tek adet olması sünnet. Memleketimizde hurma pek yok; öyleyse biz de bu sünneti îfâ etmek için üç tâne şeker, bir baklava dilimi veya tatlı ne var ise onu yiyebiliriz.
- Sükûn ve temkinle câmiye gitmeliyiz: Bayram namazına geç kaldık diye câmiye hızlı hızlı gitmemeliyiz, vakarlı bir şekilde gitmeliyiz.
- Erken kalkıp, tekbirler getirerek câmiye gitmeliyiz: Bu tekbir, Ramazan bayramında gizli, Kurban bayramında ise açıktan okunur.
- Evimize dönüşte ise bir diğer yolu kullanmalıyız. Bunun hikmetini şöylece îzâh edeyim sizlere: Yarın huzûr-i İlâhî’ye varınca, bizzat o yollar, ağaçlar, taşlar bizlerin câmiye gelişine şâhit olacak, Allâh’ın huzuruna gelecek ‘Yâ Rabbi! Ben şâhidim, bu kulun bayram namazına gitti’ diyecekler. O taraftaki yollar, ağaçlar, taşlar da şâhit olsun, şâhitlerimiz çoğalsın, mü’minler cennete kolayca gitsinler diye büyüklerimiz bunu emretmişler. Ayrıca namazlarımızı kılarken de, farzı şurada kıldıysak sünneti başka bir yerde îfâ edelim ki secde ettiğimiz yerler şâhidimiz olsun.
- Mü’minleri tebessümle karşılamalıyız: Bu kutlu günde oruçları kabûl olan Müslümanlar, birbirlerine kırgın da olsalar barışmak için ‘Yaptığımdan vazgeçtim kardeşim, gel Allah rızâsı için barışalım’ deyip, kardeşlerine muhabbetle bakmalıdırlar. ‘Ne olursa olsun, düşman benim düşmanım!’ demeksizin mü’min kardeşiyle barışmalıdır. Zîrâ düşmanlık, kişinin dîninden daha da kuvvetli değildir.
- Bayram sabahı az da olsa sadaka vermeliyiz.
[1] İbn Mâce, Sıyam 68; Beyhaki, Şuabu'l-Îman, c.III, s.341.
Ağustos 2019, sayfa no: 34-35
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak