Hakikat fenerimiz, sevda ateşimizin rahmet rüzgarı, Üstadımız Hacı Hasan Efendimiz (ra); kardeşliğin,vahdetin, sevişip kaynaşmanın aşığıydı sanki. Bulunduğu mekanlarda uhuvvetin huzur esintileri ortalığı kaplar, kalpler dünya kirlerinden muhabbet narıyla arınırdı. Aşk ateşinde saadeti ömürleri boyunca unutamazlardı. Bir hac mevsiminde kendilerine büyük samimiyet ve sevgi gösteren Konyalı bir gence, Üstadımız muhabbetin sebebini sorar. Genç hane-i saadette Üstadımızın sohbetinde bulunduğunu, sohbeti müteakip, Efendimizin yerlere saçtığı şekerleri kapıştıklarını ve o zevki hala unutamadığını söyler. Sohbetlerinde hayretimizi Mucib bir çok haller olurdu. Çay tabağının ses çıkarışında, çorba tasının karıştırılışında mânâlar sezilirdi. Evimize misafir olan bir hocaya sabah çorba ikram edilmişti. Üstadımız çorbayı karıştırırken Hoca Efendi'nin ağladığını görmüştük. Hoca Efendi, "Siz çorbayı değil, gönlümüzü karıştırdınız, Efendim." demişti. Allah-u Teala'nın izni ile Üstadımızın gözlerinden hiçbir şey kaçmazdı. Gönüllerden ne geçilirse haber verilirdi. Akşama doğru ziyaretlerine gelen bir misafire, ikindi sonu biraz istirahat ettiklerini söyleyince, misafir gönlünden, o vakitte yatmanın mekruh olacağını geçirmiş olacak ki, " Evladım, biz rahatsızız." buyurmuşlardı. Sohbet odaları üzüm çubuklarıyla örtülü olan balkona bakardı. Oturduğu yerden, "Şu üzümler bize nâsib olur mu?" diye gönlünden geçiren ziyaretçiye dönerek, "Biz, zaten bu üzümleri sizin için bekletiyoruz, kardeşimize üzüm getirin." diye buyurmuşlardır. Efendimiz, sık sık gönüllerimize sahip olmamızı öğütler, kardeşler arasında ihtilafın olmamasını tavsiye ederlerdi. Buna göre kardeşler, saatin çalışmasını temin eden çarklar gibidir. Çarkın dişlilerinden biri kırılsa saat çalışmaz. İhvan (Allah için kardeş olanlar) da böyle şer'i emirlere riayetsizlikle biri bozulursa, füyüzât-ı ilahiyye çarkı dönüp, gönüller Zikrullah ile çalışmaz, gaflet hasıl olur. İçimizdeki gaflet, mürşid-i kâmil'den aldığımız dersler şöyle dursun namazlarımıza bile sirayet eder. Sabah cemaate katılmaz, sohbete gelmez ise bir insan buz gibi olur. Esad-ı Erbili (ks) Efendimizin bildirdiğine göre gaflet hali üç sebeple hasıl olur: 1- Şer'i emirlere, edebe riayetsizlik, faizle muamele, yalan, gıybet, dedikodu, banyoda göbek bağı ile diz kapağı arasını örtmeme, yatma halinde edebe riayetsizlik ile ilgili davranışlar. 2- Islahı için hariç, gönüllü olarak gafil, kalbi isyanla siyahlaşan insanlarla oturup kalkmak, gülüp eğlenmek. 3- Dünyanın israf kabilinden olan süsüne püsüne itibar etmek. Bunun için kardeşlerim, vazife aldığınız Efendinin tavsiyelerine uyun. Sadece aldığınız ders ile de kalmayın. İsyan olmayan emirlerine tam teslim olun. Aldığımız dersle kalmakla, tam teslim olmamız, ameliyata muhtaç hastanın, ameliyattan korkup ilaçlarla biraz olsun ızdırabını dindirmeye çalışmasına benzer. Aldığımız Evrâd ve Ezkâr ile kalbimizdeki şehevi, hayvani duygular biraz sakinleşir ama bu sınırlıdır. İrademizi sınırsız iradeye teslim edecek olan mürşid-i kâmil'e tam bağlanıp, verdiği emirlere harfi harfine riayet edersek (ilahi emirlere uygun olmak şartıyla), mânen ameliyat olur, kalbi hastalıklardan biiznillah kurtuluruz. Bu konuda sebat eden pek çok insanın manevi ödüllerle mükafatlandırıldıkları sabittir. Rabbimiz İslam'ın emrettiği şekilde bağlılığı, bunun neticesindeki manevi lezzetleri bizlere de lütfeylesin. (amin)
Alemdar-Ali Ramazan Dinç Efendi (ks)
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak