Ara

Allah (cc) İçin Kardeşlik

  Kalemdar (ks)   Kıymetli kardeşlerim! Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’inde buyuruyor: Ey îmanla şerefyâb olan kullarım, îman rütbesini omzuna takan kullarım! Allah’tan korkun ve sâdıklarla berâber olun. Allah’tan korkmanın ölçüsü, beyne’l-havfi ve’r-recâ, yâni, korku ile ümit arasında olmaktır. Bir tek kişi cehenneme girecek dense, acaba o ben miyim diye düşüneceğiz. Çünkü günahlarımız çok. Bir tek kişi cennete girecek dense, inşâallâh o ben olurum diye düşüneceğiz. Çünkü Allâh’ımızın rahmeti bol, O’ndan ümit kesilmez. Tasavvuf yoluna, tarîkat-ı âliyye’ye, Allâh’ın sâlih kullarından olmak niyetiyle girilir. Sâlih bir insan olmak için gerekli şartlar şunlardır: Birincisi, Devâm-ı vudû: Devamlı abdestli bulunmak. Allah velîlerinden Bişr-i Hafî çıplak ayakla dolaşırmış. Niye yalınayak geziyorsun, demişler. ‘Rabbımız: “O yeri ayağınızın altına döşeyen benim.” buyuruyor. İnsanların döşekleri üzerine ayakkabı ile basamıyoruz, Allâh’ın döşeğine nasıl basarız?’ diye cevap vermiş. Ve o Bağdat’ta yaşadığı müddetçe, hiçbir hayvan yere gübre yapmamış. Onun için abdestli olalım, huzurlu dolaşalım kardeşlerim. Bu topraklarda nice şehitler yatıyor. Sâlihe lâzım olan şartların ikincisi: Hilâf-ı hakîkat söz söylememek. Sözüne aslâ yalan katmamak. Üçüncüsü, gıybet etmemektir. Buyuruluyor ki hadîs-i şerif’te: “Gıybet zinâdan daha şiddetlidir.” Dördüncüsü, namazı vaktinde edâ etmek. Amellerin en fazîletlileri üçtür:
  1. Kâfirlerle cihâd etmek,
  2. Ana-babaya ikrâm etmek, hizmet etmek, onların gönüllerini almak,
  3. Namazı vaktinde kılmak.
Beşincisi, geçirilmiş namaz ve orucu kazâ etmek. Kazâ edilecek, ayrıca bir de tevbe edilecek. Namaz çok önemlidir. Rabbımız Kur’ân’da seksen üç yerde sarahaten, yüzlerce âyette de işâreten namazı emrediyor. Üstâdımız ders verirken, bir günlük kazâ namazı kılmayı, varsa kazâ ve keffaret orucunu tutmayı tavsiye buyururlardı. Şerîat temeldir. O sağlam atılmalı ki üzerine tarîkat binâsı inşâ edilebilsin. Altıncısı, Mürşid-i Kâmil’e teslîm-i küllî ile teslîm olmak. Yıkayıcı elindeki ölü gibi. Ve her nefeste râbıta yapmak. Es’âd-ı Erbilî (k.s.) hazretleri, “Benim evlatlarımın semtine şeytan yaklaşamaz. Çünkü kâlbinde zikir var. Kalpte zikir olunca melekler, şeytanları kovar” der. Âyet-i kerîme’de: “Allâh’ı ayakta, otururken ve yanınız üzerine yatarken zikredin. Yeryüzünde ve gökyüzündeki yaratılmışları tefekkür edin.” buyuruluyor. Letâifler (vücuttaki zikir merkezleri) çalıştırılırsa; ayakta iken, otururken, yatarken onlar zikreder. Ayrıca yatağa abdestli yatıp, uyuyuncaya kadar Allah, Allah diye zikredelim. Aksi hâlde uyku isrâf olur. Yedincisi, küçük-büyük bütün günahlardan sakınmak. Az nimeti az sanma kimden geldi ona bak Az günâhı az sanma kime karşı ona bak Allâh’a karşı olunca, küçük günah da büyük gibi oluyor. Onun için her günahtan sakınalım kardeşlerim. Sekizincisi, târif olunan zikir, fikir, ahd-i mîsâkı yerine getirmeye gayret eylemek. Bunlara gayret edelim de inşâallâh Rabbimiz bizlerden râzı olsun. Hamdolsun Âlemlerin Rabbi olan Allâh’a.

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak