Ara

Yuva / Elif E. Bayraktar

Yuva / Elif E. Bayraktar

Hayvanların da özellikle yavrularını korumak için mîmar gibi plan yaparak, bir mühendis gibi teknik çözümler getirerek, gerçek bir usta gibi çalışarak, kimi zaman bir dekoratör gibi yuvasını süsleyerek şaşırtıcı detayları olan yuvalar inşâ ettiklerini biliyor muydunuz?

Birçok hayvan türü üreyebilmek, yumurtalarını ya da yavrularını koruyabilmek için büyük fedâkârlıklarda bulunur ve hattâ bāzan bu uğurda ‘ölümü göze alır’. Kimileri yumurtlama dönemi kilometrelerce uzağa göç eder, yapımı çok detaylı yuvalar inşâ eder.

Bu canlılar, üşenmeden, bıkmadan güçsüz yavrularının tüm sorumluluğunu yüklenir, her biri Allâh'ın kendilerine ilhâm ettiği görevlerini mükemmel bir şekilde yerine getirir.

Hayvanlar yuvalarının inşâsında çok farklı teknikler kullanır, gece gündüz hiç durmadan çalışır, eşleri ile iş bölümü yaparak yardımlaşır ve dünyâya gelecek yavruları için yuvalar hazırlarlar.

İnsan gibi bir şuuru ve zekâsı olmayan canlıların ilginç tekniklerle inşâ ettikleri yuvaları, kendilerinin tasarlayıp planlamadığı açıktır. Hayvanlar yumurtalarının veya yavrularının güvenliği için bir yuvaya ihtiyaçları olduğu gerektiğini kendileri düşünüyor olabilirler mi? Sonrasında yuvaları için en uygun yeri tesbit etmeleri gerektiğini? Çünkü hiçbir canlı yuvasını rastgele bir yere kurmaz.

Ya da yuvanın yapısı ve kullanılan materyalleri yaşadıkları ortama göre "özel olarak" hayvanların kendilerinin seçtiklerini söyleyebilir miyiz?

Yazım için araştırma yaparken çulhakuşunun ‘sahte yuva’larından söz eden bir makāleye denk geldim. Bu kuş, yavrularını korumak için bir tek yuva yapmakla yetinmiyor, etrâfa çok sayıda sahte yuva kuruyormuş. Böylece yavrularını yerleştirdiği asıl yuvayı, sahte yuvalar arasında gizliyor ve düşmanın dikkatini farklı yuvalara çekiyormuş. Şimdi bu planlı yanıltma taktiğinin, çulhakuşunun kendi zekâsından kaynaklandığını söylemek mümkün müdür?

Bāzı kuşların yuva hazırlamayıp "kuluçka parazitliği" yapması da çok ilginç. Meselâ guguk kuşu, yumurtasını saz kamışçını ve dağbülbülü gibi türlerin yuvasına bırakıyor ve bu şekilde yavrularının bakımını bir ötücü kuşa devrediyormuş. Burada da gugukkuşunun bu davranışı kendi irâdesi ile yapma yeteneğinden mi söz edeceğiz?

Yuvaların inşâ edildiği yeri belirlemek hem bilgi hem zekâ ve akıl gerektirir. Bir hayvanın onlarca tehlike ihtimâli ve o muhtemel tehlikelerden yavrularını nasıl koruyacağı veya yavrularının görebileceği zarar konusunda bilgi sāhibi olması mümkün müdür? Bilgisi, şuuru ve aklı olmayan canlıların, bilgiye dayalı, şuurlu ve akıllı ve davranışlarını nasıl açıklayacağız?

Evrimci sitelerde canlıların farklı yuvalar inşâ etmelerinin içgüdüsel olmadığı, canlının genlerinin ön koşulları hazırladığı ve geriye kalan her şeyin canlının doğumundan ītibâren görerek ve tecrübeyle öğrendiklerinin bir ürünü olduğu ile izahına çalışılır. Yāni evrime göre hayvanlar sāhip oldukları yetenekleri kendileri tecrübe ederek kazanırlar.

Birçok kuş türü bitki liflerini, ot ve çalı-çırpı gibi malzemeleri örerek, yavrularının rahat büyümeleri için çok sağlam ve hayli ilginç yuvalar yapar. İlk defa yavru sāhibi olacak bir kuşun, hiç bilmediği bir yuvayı, gerekli malzemeleri kullanarak daha ilk denemesinde kusursuzca inşâ etmesi, evrimin ifâdesiyle

‘zihinsel aktivite’ ile nasıl açıklanabilir?

Her canlı doğduğu andan ītibâren kendi türünün kullandığı yuvanın kurulması ile ilgili tüm bilgilere sāhiptir. Aynı tür hayvanlar, dünyânın neresinde olursa olsun yuvasını aynı şekilde inşâ eder. Bu, bilgi ve yeteneklerinin tümünün hayvanlara tek bir güç tarafından verildiğinin açık delîlidir. Onlara sāhip oldukları bilgileri ilhâm eden ve onları üstün yeteneklerle birlikte var eden, sonsuz ilim ve güç sāhibi ve bir örnek edinmeksizin yaratan Allah'tır.

Hayvan yuvaları incelendiğinde anne ve babanın yuva yaparken gösterdikleri fedâkârlıklar olağanüstüdür. Büyük zahmetlerle bu yuvaları inşâ eder, müthiş enerji sarf ederler. Meselâ bir kuş, sıradan yuvası için bile yüzlerce kez uçuş yapar, çalı-çırpı toplar. Yüzlerce kez uçar çünkü gagasında her defasında birkaç parça malzeme taşıyabilir. Kuş aslâ yılmaz, bıkıp usanmaz, yorulup malzemeden ‘çalmaz’, sabırla yuvasını tamamlar.

Eski evimin penceresinin üzerinde üzüm salkımı görünümünde bir kuş yuvası vardı. Anne babanın yuvayı yapım aşamalarına da şâhit olmuştum. Gagalarıyla çamur veya kil parçaları toplayıp binânın çimentosunu yapmaları ve duvara yapıştırmaları hayret vericiydi. Senelerce o yuvaya dokunmadım, umarım hâlâ yerindedir ve gören insanlar için bir ibret vesîlesidir.

Yuvanın sıcaklığı evin duvarları içindedir ve hepimiz böyle huzurlu ve sıcak bir yuvada yaşamak isteriz. Bunun için ilk yapmamız gereken o yuvayı sevgiyle inşâ edip, sevgiyle donatmak, birbirimiz için fedâkârlık yapmaktır. Muhteşem bir duygudur fedâkârlık. Sevgiyi en güzel ifâde eden bir duygudur. İnsan sevdiği için kendini fedâ etmez mi?

Kur'ân, "Allâh'ın dışında başka velîler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi." (Ankebût, 41.) âyeti ile bize çok hikmetli bir örnek verir.

Örümcek ipeği aynı kalınlıktaki çelikten beş kat daha sağlam olduğu halde, yuvanın temelinde sevgi olmadığı ve yavruların korunmasından çok avlanmak amacıyla kurulmuş bir ‘yuva’ olduğu için midir dayanıksızlığı acaba?

Mart 2022, sayfa no: 6

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak