Ara

Yeryüzünde İlk Mâbet

Mahmud Sâmi Ramazanoğlu (ks) “İbrâhim’e –aleyhisselâm- nâsın en evlâ, dinde yakın ve muhabbette ziyâde onları o kimselerdir ki, onlar onun zamanında bulundular ve İbrâhim’e –aleyhisselâm- ittibâ ettiler. Ve şunu Nebiy-yi zîşân ve bu Nebi’ye ittibâ ve îmân eden mü’minleri Allah Teâlâ sever.”[1] Tefsîr-i Hazîn’de beyan olunduğuna nazaran bu âyet-i celîlenin sebeb-i nüzûlü: Mekke müşriklerinin ezalarından Habeş’e hicret eden ashâb-ı Rasûlullah’ı Mekke’ye iade edip eza etmekle irtidat teklif etmek üzere Mekke müşrikleri Habeş meliki Necâşi’ye birçok hediye ile Amr ibn-i As ve Umâre bin Muaytî’yi göndermişlerdi. Mekke elçileri ile Muhâcirîn-i Kirâm, Necâşi huzurunda mübâhaseye başladıklarında elçiler kendilerinin din-i İbrâhim üzre olduklarından bahsettiklerinden onların iddialarını reddetmek üzere bu âyet-i celîlenin Medine’de Rasûlullâh’a –sallallâhu aleyhi ve sellem- nâzil olduğu mervîdir. Necâşi huzurunda din-i İbrâhim üzre bulunduklarını iddia eden Mekkelîleri tekzip için nâzil olmuştur. Her ne kadar mübâhase Habeş’te vâkî olmuş ve âyet-i celîle de Medîne’de nâzil olmuş ve arada birçok mesafe var ise de Kur’ân- Hakîm’in âyetleri mütevâtir ve ilâyevmi’l-kıyâm bâkî ve ahkâmı her zaman cârî ve süratle intişâr ettiğinden aradaki mesafe ile îtiraz vârit olamaz. Çünkü onların yalancı olduklarını yalnız kendilerine duyurmak değil, belki bu gibi iddianın yalan olduğunu herkese bildirmek gerekir.   [1] Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, Prof. Dr. Kâmil Miras, 9/147

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak