Ara

Yapay Zekâya Nasıl Bakmalıyız?

Yapay Zekâya Nasıl Bakmalıyız?

Teknoloji dünyâsında her dönemin kendine has moda kavramları var. Bu kavramlar kimi zaman Big Data, kimi zaman Nesnelerin İnterneti, kimi zaman da Metaverse ve NFT gibi isimlerle karşımıza çıkabiliyor. Genellikle bu kavramlar, teknoloji şirketlerinin sürükleyicisi olduğu sektörde, pazarlama dünyâsının sihirli kelimeleri olarak sunuluyor. Satıcı durumundaki şirketler bu kavramlar özelinde ürün ve hizmetlerini pazarlamaya ve kârlarını artırmaya odaklanırken, yeni trendleri kaçırma endîşesi ve paniği içinde olan müşteri durumundaki şirketler, kamuoyunda oluşturulan “Eyvah.. Teknolojinin gerisinde kalıyoruz galiba” endîşesiyle hemen hizmet alımı yapma gereği duyuyor. 

Metaverse Arsaları Elde Kaldı

Hatırlayalım; birkaç yıl önce Metaverse gündemin odağıyken birçok şirket “Metaverse’te şube açtık”, “Şirketi Metaverse'e taşıdık” gibi haberlerle teknolojinin gerisinde kalmadıklarını cümle âleme gösterme çabası içindeyken bir yandan da Metaverse’te -şu ara pek sesi soluğu çıkmayan- arsa satışı başlamıştı. Yine aynı dönemde, NFT eser sâhipliği çabası had safhadaydı. NFT eser kabûl edilen görsel ve videolara -kara para aklarcasına- büyük meblâğlar ödeniyordu. Şimdi bu cephelerde sular durulmuş, aşırı tepki verenlerin yelkenleri suya inmiş gözüküyor. Mâkûl olan da bu zâten. Yoksa bu kavramların hiçbiri gereksiz teknolojiler değil. 

PR Aracı Olarak Kullanılıyor

Bu girizgâhtan sonra gelelim yapay zekâ çılgınlığına. Yapay zekâ da yukarıda sıraladığım örneklerde olduğu gibi çok revaçta. Neredeyse ilgili ilgisiz yapay zekâyla ilişkilendirilmeyen haber, röportaj, proje vb. yok gibi bugün. Halkla İlişkiler (PR) şirketleri, hizmet verdikleri müşterileri için basın bülteni hazırlarken, “İçinde yapay zekâ kelimesi geçmeli mutlaka”diyor gibi bir izlenimim var. Çünkü gerçekte yapay zekâ olmayan birçok sıradan iş, bir yapay zekâ projesi gibi ambalajlanıyor; böylelikle haber değeri görülür ve basında daha fazla yer alır sanılıyor. 

Sihirli Kavram Tüccarlığı

Kavramlar üzerinden yürütülen bu iletişim savaşına ben her dönemin sihirli kavramları olduğundan hareketle, “sihirli kavram tüccarlığı” diyorum. Sonuçta bu bir tüccarlık. Bu noktada, teknolojiyi üreten şirketlerle, bu teknolojileri ve bu teknolojiler kullanılarak üretilen ürün ve hizmetleri pazarlayan şirketlerin abartılı pazarlama stratejilerine aldanarak yanlış kararlar almamak için çok dikkatli olmak gerekiyor. Günün popüler kavramı yapay zekâ olduğuna göre, ona karşı yaklaşım nasıl olmalı sorusuna cevap aramaya başlayabiliriz.

Adı Üstünde Bir Yapaylık Var

Kendilerine yüklenen devâsâ verileri işleyerek biz insanların faydasına sunan makine ve yazılım çözümleri yapay zekâ. Her ne kadar bazıları, yapay zekâya kutsiyet atfetse de adı üstünde bir yapaylık var burada. Bilgisayarlar kendi kendilerine düşünebilmekten çok uzak ve verilen görevleri yapmakla meşgûller. Biz insanlar, yapay zekâyı olduğundan fazla yüceltmek ve abartmak yerine, işimizi geliştirmek için ondan nasıl yararlanmamız gerektiğini öğrenme çabası içinde olmalıyız. Bir başka deyişle, yeni dönem, yapay zekâyı toptan reddedenlerin değil, ondan nasıl fayda elde edilebileceğini öğrenen ve uygulayan insanların öne çıktığı bir dönem olacak. 

İnsan-Makine İş Birliği ya da İş Bölümü

İnsanın eşsiz bir varlık olduğunu bir an bile unutmadan, insan yapımı yapay zekânın, insandan daha hızlı yapabileceği işlerin avantajını elde etmek bize düşen. Bu süreçte, insanların günlerce emek yoğun çalışmayla gerçekleştireceği işleri yapay zekâya devrederken, biz insanlar kıymetli zamânımızı başka işler için kullanabiliriz. Belki de yeni bir insan-makine iş birliği ya da iş bölümü diyebiliriz vardığımız bu kavşağa. Makinelerin rolünü artırarak insanı ikincil plana atan iş kurguları yerine, insanın biricikliğini göz önünde tutan ve faydasını önceleyen bir yaklaşım ihtiyâcımız olan.

Nihâî Karârı Makinelere Bırakmak

Baştan bu yana soyut anlatımlarla gidiyoruz. Biraz somut örneklerle devâm edelim. Bir şirketin işe alım birimine gelen binlerce özgeçmişi değerlendirmek için çok sayıda görevli günler süren bir inceleme ve sınıflandırma yapmak zorunda. Bu görevi, kuralları önceden belirleyerek yapay zekâ yazılımına devrettiğinizde dakîkalar içinde sonuç alabiliyorsunuz. Yapay zekâyı çalıştırarak, ön eleme aşamasında başvuru sayısını binlerden onlara indirmiş oluyorsunuz ve son aşamada nihâî karârı yine insan veriyor. Tabii ki nihâî karârı makinelere bırakacak kadar cesur olan şirketler de mevcut. Bu durum, insanın âkıbetine insan yerine makinelerin karar verici hâle gelmesi açısından aslında trajik.

Regülasyonlar Önem Kazanıyor

Yapay zekâ uygulamaları konusunda devletlerin alacağı düzenlemeler yâni regülasyonlar önem kazanıyor. Yapay zekânın kötü amaçlarla kullanılmasının önlenmesi ve insanlığın görebileceği olası zararların önlemesi için bu gerekli. Özellikle savunma sanayiinde yapay zekâ kullanımının yaygınlaşması, düşman hedeflerin belirlenmesi ve yok edilmesinde yapay zekânın rolü çok tartışılıyor. Yapay zekânın insan eliyle insanlığa yönelik tehdîde dönüşmemesi için yasal ve etik kuralların konulmasında bir arayış mevcut. Ancak bu konuda sınırların nerede başlayıp nerede biteceği konusu tam netleşmiş ve üzerinde uzlaşılmış görünmüyor. Yapay zekâ uygulamalarının eğitilmesi için kullanılan verilerin elde ediliş şeklinde de sorunlar var. Veri gizliliği ve güvenliği yapay zekâ uygulamalarıyla daha önemli hâle geliyor. Bu konuda ilgili kurumların gerekli önlemleri alması ve gerekli regülasyonları yapması elzem. 

Yapay Zekâ Halüsinasyonu

Son dönemde görsel ve video oluşturmada çok başarılı sonuçlar ortaya koysa da yapay zekâ başlangıçta metin işleme tabanlı teknolojiler olarak yola çıktı. Gerçi görsel ve video çıktılar aldığımız durumlarda da komutları metin tabanlı veriyoruz. Metnin rolü hâlâ birincil olarak önemini koruyor. Yazılı olarak çıktı veren yapay zekâ uygulamaları, kendilerine yüklenen devâsâ verilerden bir çıkarım elde ediyor ve size sunuyor. Gerçek zamanlı olarak internete bağlanan yapay zekâ yazılımlarıysa, internetteki kaynakları tarayarak bir çıktı veriyor bize. Cevâbını tam olarak kestiremediği noktalarda ise yapay algoritmaları insan beyni taklîdi yaptığından olsa gerek, boşlukları doldurmaya, daha net bir ifâdeyle uydurmaya başlıyor. Buna kibar olarak, yapay zekâ halüsinasyonu adı veriliyor.

Yapay Zekâ Okuryazarlığı

Makineleri bilgi almak için kullanırken, yapay zekâ halüsinasyonuna mâruz kalıp kalmadığımızı fark etmemiz için, bilinçli olmak gerekiyor. Nasıl medya okuryazarlığı, ardından sosyal medya hayâtımıza girince sosyal medya okuryazarlığı kavramlarından söz ediyor olduysak, aynı şekilde yapay zekâyı bilinçli kullanmak ve mağdur olmamak için yapay zekâ okuryazarlığı kavramından söz etmek gerekir. Yapay zekâ uygulamalarına yönelttiğimiz bir sorunun cevâbını dikkatle okumak, içerisinde çelişkili bilgiler olup olmadığını fark etmek için bu gerekli. Soruları doğru ve detaylı sormadığınız takdirde, yapay zekânın boşlukları kendi inisiyatifiyle doldurması ve uydurmaya başlaması kaçınılmaz. 

Bilgiye Erişim Değişime Uğruyor

Dijital ortamlarda bilgiye erişim metodumuz, yapay zekâ ile bir dönüşüme uğruyor. Google gibi arama motorlarına sorular yöneltip, karşımıza çıkan sonuçlardan çıkarımlar yapmaya çalışmak yerine, yapay zekânın bize daha rafine bilgiler sunduğu bir döneme giriyoruz. Daha da netleştirirsek, arama motorlarının sorularımıza cevap olabilecek internet kaynaklarını karşımıza listelemesi, eski bir metot olmaya doğru gidiyor. Bunun yerine yapay zekâ sorumuzun cevâbını, kaynaklara tek tek atıfta bulunarak ve düzgün cümleler hâlinde veriyor. Doğru ve detaylı sorulan sorular daha derinlemesine bilgilere bizi götürüyor. Bunun doğal bir sonucu olarak bilgi arama ve bilgiye ulaşma şekli de değişime uğramaya başladı. Yapay zekâya yöneltebileceğimiz olası soru öbeklerini bize öneren Bing gibi arama motorlarını ve Google Gemini’yi buna örnek gösterebiliriz. Örneğin kullandığım Windows 11 işletim sistemli bilgisayarımın sağ alt köşesinden Windows Copilot adlı yapay zekâ uygulamasına hemen ulaşabiliyor ve danışabiliyorum.

Kişisel Yapay Zekâ Asistanı Çağı

Yapay zekânın bu denli hızla gelişmesi, Google, Bing ve Yandex gibi klasik arama motorlarının geleceğini sorgulatıyor ve arama motorlarının tekeli kırılıyor mu sorusunu akla getiriyor. Çünkü bir yapay zekâ uygulamasını kullanmaya başlayan, arama motorlarına bakmaya fazla ihtiyaç duymuyor. OpenAI şirketinin ChatGPT adlı yapay zekâ sohbet botunun popülerleşmesine katkı yaptığı bu teknolojide, sayıları giderek artan yapay zekâ uygulamaları karşımıza çıkıyor. Özel ve kamu şirketleri artık kendi tedrisâtından geçmiş kendi yapay zekâ uygulamalarını yapabiliyor ve kendi bünyelerinde kullanıma sunabiliyor. Hattâ öyle ki, bireyler bile kendi kişisel yapay zekâ asistanlarına sâhip olabiliyor.

Zihinsel Tembelliğe Yol Açıyor

Biraz geçmişe atıf yapalım. Eskiler hatırlar. Kırtasiyelerden satın aldığımız minik defter şeklinde kişisel telefon rehberlerimiz vardı, ceplerimizde taşıdığımız. Çoğumuz cebimizde âcil durumlar için telefon jetonu taşır, âile bireylerimizin, arkadaşlarımızın numaralarını ezbere bilirdik. Teknoloji gelişip cep telefonları hayâtımıza girdikçe ne minik telefon rehberleri kaldı elimizde ne de ezberlediğimiz numaralar hâfızamızda. Ne oldu biliyor musunuz? Hâfızamızın yerine makineleri koymaya, görevlerimizi onlara yüklemeye ve zihinsel bir tembelliğe alıştık. Nasıl olsa telefona kaydetmiştik ve ezberlememize gerek kalmamıştı. Bu noktada her zaman ulaşabileceğimiz bilgileri makinelere emânet etmek ve onun yerine beynimizde başka bilgilere yer açmaktan söz edilebilir. 

Beyin Fonksiyonları Makinelere Emânet

Özetle; görevlerimizi, bilişsel ve düşünsel fonksiyonlarımızı makinelere emânet ettik. ‘Bizim yerimize onlar düşünsün’ diyecek kadar ileri gittik. Şimdi yapay zekâ bağlamında bunu daha ileri taşırken, beyin fonksiyonlarımızı daha da makinelere bağımlı kılacak teknolojiler gündemde. Örneğin, Elon Musk'ın kurduğu Neuralink şirketi, Telepathy adlı kablosuz bir çipi ilk kez bir insanın beynine yerleştirdi. Şirket bununla insan beyniyle bilgisayar arasında bağlantı kurmayı hedefliyor. Şimdilik amacın Parkinson, Demans ve Alzheimer gibi beyin bağlantılı hastalıkların tedâvi edilmesi olduğu açıklansa da bununla kalacağını söyleyemeyiz. İnsansı robot teknolojilerindeki gelişmeyi göz önüne alırsak, robotlara insan işlevi yüklenmeye çalışılan, insanlara da robot işlevleri yüklenmeye çalışılan deneysel faaliyetler görüyoruz.

Yeni Meslekler Doğuyor

Gelişen teknolojiler ve yapay zekâ uygulamaları, bazı iş ve işlemlerin akıl almayacak ölçüde hızlı ve kolayca yapılabilmesini sağlıyor. Bunun sonucu olarak, bugüne kadar popüler bildiğimiz meslekler listesi değişmeye başlıyor. Bazı meslekler ortadan kalkarken, yeni meslek dalları ortaya çıkıyor. AI (Yapay Zekâ) ve NLP (Doğal Dil İşleme) alanında uzmanlaşmış işgücü ihtiyâcı doğuyor. Prompt mühendisliği, yapay zekâ mühendisliği gibi yeni meslekler gündeme geliyor. Bugün eğitim sürecinde olanlar ileride zor durumda kalmamak için, mesleklerin gidişâtına göre iyi bir değerlendirme ve seçim yapmak zorunda.

Uyum Sağlayanlar Öne Çıkacak

Bugün kullandığımız birçok ürün ve hizmete yapay zekâ desteği ekleniyor. Evimiz, otomobilimiz, bilgisayarımız, televizyonumuz, saatimiz, kapı zilimiz, güvenlik kameramız ve telefonumuzda yapay zekâ destekli uygulamalar birer birer yerlerini almaya başlıyor. Farkında olarak ya da olmayarak yapay zekâ hayâtımıza bir şekilde giriyor. Özetle; bilgisayarlar işimizi kolaylaştırmak için çalışıyor. Yeni duruma direnmek ve eski yöntemlerle devamda ısrâr etmek faydasız. İnsanın en büyük özelliği, her dâim yeni şartlara uyum sağlaması. Bu nedenle yeni şartlara ve yeni doğacak mesleklere erken uyum sağlayan, kendilerini güncel tutanlar öne çıkacak.

Haziran 2024, sayfa no: 10-11-12-13

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak