Devletlerin târihi olduğu gibi kurumların, şehirlerin ve kişilerin de târihi vardır. Hepsinin toplamı milletlerin kültür târihlerinin bāzı boyutlarını gün ışığına çıkarıyor. Böylece dünü öğrenerek yarını inşâ etmeye çalışır insanlar. Bizim geleneğimizde eli kalem tutan insanlardan kendisi hakkında yeterli bilgi verenler azın azıdır. Yüzlerce insanın hayâtı hakkında bilgi toplamak için büyük gayret sarfeden, çileli yolculuklara, sabır gerektiren ilişkilere göğüs geren yazarlar kendi hayâtını yazma ihtiyâcı hissetmez. Dolayısıyla bize ulaşmasında sayısız faydalar olan birçok bilgi ve belge de çölde kaybolan nehirler gibi zaman içinde yok olup gider.
Osmanlı şehirleri arasında Bursa şanslı sayılır. Çünkü XVII. yüzyılda Baldırzâde1 ile başlayan İsmail Beliğ2 ile devâm eden “Bursa Vefeyatnâmeleri” serisi zeyilleriyle/ekleriyle birlikte günümüze kadar ulaşmıştır. İşte bu silsilenin halkalarından birini de Şemseddin Mısrî’nin eserleri meydana getirmektedir. Malatyalı Niyâzî-i Mısrî’nin 1669 yılında Bursa Ulucâmi’nin kıble tarafında, bugün PTT’nin bulunduğu yerde kurduğu Mısrî dergâhının 1925 târihinde şeyhi olan bu zâtın aynı zamanda bir târihçi olması bu şehrin târihi üzerinde çalışmak isteyenlere büyük bir imkân sunmuştur, sunmaktadır.
1934 târihinde Ulusoy soyadını alan Şemseddin Efendi, Âyine-i Şemsî isimli son eserinde doğum târihini hicrî ve mîlâdî olarak şöyle vermiştir: 26 Şaban 1283/3 Kânunisânî (Ocak) 1867. Tahsil ve terbiyesini tamamladıktan sonra, babası İsmail Nazif Efendi’nin 1888’de vefâtından sonra Mısrî tekkesinin şeyhi olan Ulusoy, 9 Ekim 1936’da vefât ettiği güne kadar, bütün olumsuz şartlara rağmen elinden kalemi ve kâğıdı hiç bırakmamıştır. Tedâvi için bulunduğu İstanbul’da vefât etmiş ve Merkez Efendi kabristanında defnedilmiştir.3
İrili ufaklı 60 kadar esere imzâ atmış, sağlığında, harf devriminden önce Mısır’da, 30 sayfalık küçük bir eser olan Mesârr-ı Şemsî4 isimli Mevlid ile Bursa dergâhlarından bahseden Yadigâr-ı Şemsî’nin bir kısmı basılabilmiştir.5 Bu kitabın iç kapağında şu bilgiler vardır: Yâdigâr-ı Şemsî /Bursa’da Mevcud Dergâhlardan Güzerân İden Meşâyıh-ı Kirâmın Terâcim-i Ahvâlinden Bâhistir. /Hâsılâtı Bursa Dârülacezesine Âittir. /Müellifi: Mısrî Dergâhı Seccâdenişini Mehmed Şemseddin. /Sene 1332 Bursa Matbaa-i Vilâyet.6
Şimdi onun bāzı eserlerinin isim ve konuları sıralanırsa mesele daha iyi anlaşılacaktır7:
1.Gülzâr-ı Mısrî: Bursa Mısrî dergâhının postnişinleriyle birlikte târihi.
2.Yâdigâr-ı Şemsî: 1326-1926 târihleri arasında Bursa’da faaliyet gösteren dergâhların târihi.
3.Medâr-ı Şemsî: 1929 yılı îtibâriyle Bursa câmilerinin durumu.
4.Devvâr-ı Şemsî: Medreseler ve son müderrisler hakkında bilgiler.
5.Hâkisâr-ı Şemsî: Bursa türbeleri.
6.Karâr-ı Şemsî: Bursa mezarları.
7.Ezhâr-ı Şemsî: Bursa şâirleri ve örnek şiirleri.
8.Bahar-ı Şemsî: Gülzâr ve Yadigâr’da yer almayan bāzı şahsiyetler.
9.Dildâr-ı Şemsî: Seyahat ve hâtıraları.
10.İ’timâr-ı Şemsî: Ulucâmi hakkındadır. Gamküsâr-ı Şemsî8 de bu ulu mâbed ile ilgili bir manzûmedir.
11.Eş’âr-ı Şemsî/Güftâr-ı Şemsî: Yüzlerce şiiri ihtivâ eden İki ayrı dîvân.
12.Diyâr-ı Şemsî: Ömrünün son yıllarında kaleme aldığı bu büyük eserde yeni konularla birlikte âdetâ bütün çalışmalarının bir özetini sunmuştur. Bir nevi Bursa kültür ansiklopedisidir.
Mısrî şeyhi Şemseddin Efendi, bu şehrin din ve kültür târihinin bāzı detaylarını yazmakla yetinmemiş, daha önce yazılan kitaplarda yer alan yanlış ve eksik bilgiler için de ayrı bir eser kaleme almıştır: Mi’yâr-ı Şemsî9
Eserlerin Basılma Mâcerâsı
Şemseddin Efendi’nin vefâtının 40. yılında (1976) Bursa Yüksek İslâm Enstitüsü tasavvuf târihi asistanlığı için açılan imtihâna girdim. Birkaç ay sonra yeni görevime başlamak üzere İspir’den Bursa’ya gelirken Ankara’ya uğradım. Dergâh Kitabevi’nde Ali Birinci ile karşılaştım. Bursa’ya gittiğimi söyleyince hemen kurduğu cümle şu oldu: “Mustafa’cığım, Şemseddin Ulusoy’un kitaplarının peşine düş!” Bu ismi ilk defa duyuyordum. Verilen görevin gereği olarak ilk fırsatta önce Bursa yazma eserler kütüphanesine başvurdum. Rahmetli Mehmet Öz Efendi ile tanıştım. Eserlerin orada olmadığını öğrendim. Bir müddet sonra Numaniye’nin nigehbânı Safiyyuddin Erhan ile karşılaştım. Kandil geceleri bu güzel mekânda güzel insanlar bir araya geliyordu. Konuyu kendilerine açtım: “Kitaplar, mahdûmu Fehâmeddin Efendi’dedir. Teşrîf ettiklerinde arzederiz” buyurdular.
Bu arada Yâdigâr-ı Şemsî isimli eserin bir kısmının basıldığını öğrenince sahaflarda onu aramaya başladım. Bizzât Şemseddin Efendi’nin 1933 yılında “Bursa Müzesine Sâhib-i Yâdigâr’ın bergüzârıdır” cümlesiyle10 imzâladığı nüshayı görünce de heyecanlandım. O sayfanın hemen fotoğrafını çektim. Daha sonra kitaptan bir nüsha da temin ettim. Safiyyuddin Efendi vâsıtasıyla Fehâmeddin Efendi’ye ilk teklîfim şöyle oldu: İzin verirlerse ve ellerindeki yazma nüshayı lütfederlerse eserin bütününü yeni harflere aktarabilirim. Aslında otuzlu kırklı yıllarda Şemseddin Efendi’nin bāzı eserlerini, özellikle Gülzâr, Yâdigâr ve Âyine-i diyâr-ı Şemsî’yi yeni harflere aktarma teşebbüsleri olmuş fakat netîce alınamamıştı. O yıllarda cereyân eden bāzı değerlendirmeler sebebiyle mi yoksa başka mülâhazalardan dolayı mı bilmiyorum Fehâmeddin Efendi’den müsbet cevap alamadım. Hal böyle olunca bir taraftan tezimle11 meşgûl olurken diğer taraftan Şeriyye sicilleri12 ve Bursa Kütüğü13 başta olmak üzere eldeki mevcut kaynaklarla Bursa tekkeleri ve tasavvuf kültürü üzerinde çalışmaya başladım.14
Fehâmeddin Efendi 25.05.1985 târihinde âlem-i cemâle intikāl etti ve Emirsultan mezarlığında amcası Seyyid Usûl dergâhı şeyhi Ali Haydar Efendi’nin yanına defnedildi. Soru aynı: Yâdigâr’a nasıl ulaşılacak? İstanbul sahaflarından gelen haberlere göre Şemseddin Efendi’nin bāzı el yazması ünik nüshaları alınıp satılıyordu. Daha sonra mahallî bir haber duydum: Kütüphaneyi işadamı Ahmet Erdönmez satın aldı. Sorunun yeni şekli: Ahmet Erdönmez’e kimin vâsıtasıyla ulaşacağız? Sonunda bulduk: Enişteleri, Emetli Dr. Ahmet Özkul ile.15 Bir akşam Ahmet Erdönmez Bey’in, ortaklarından olduğu, Hürriyet’te Pars Tuğla fabrikasının yanında bulunan evine gittik.16 Konuyu anlattım. “Olur” dediler. Antika her türlü eşyâ ve kitapla dolu alt kata indik. Kitabı aradım, buldum, fotokopi için bir günlük izin aldım. Mutluluğumu tahmîn edebilirsiniz.17
Hemen çalışmaya başladım. O günlerde bilgisayarı olan ve bilgisayar kullanmayı seven ender insanlardan biri olan doktora öğrencim Kadir Atlansoy’u yanıma alarak 650 sayfalık eseri bölüştük ve yeni harflere aktarmaya başladık. Transkripsiyon işâretleri ile birlikte dizgi işini Kadir Bey yaptı. Mayıs 1997’de Bursa Dergâhları Yâdigâr-ı Şemsî adıyla basıldı.18 O günlerde tanıtım yazısı yazanlardan biri de Yeni Şafak yazarı, şâir İhsan Deniz’dir.
Şemseddin Efendi’nin yeni harflerle basılan ikinci eseri, seyahat ve hâtıralarını ihtivâ eden Dildâr-ı Şemsî isimli eseri olup Niyâzî-i Mısrî’nin İzinde Bir Ömür Seyahat adıyla basılmıştır.19 Üçüncü olarak yukarıda adı geçen Mevlid, 12 Rebiulevvel 1429/19 Mart 2008 günü Mevlid Kandilinde bastırılarak dostlara ikrâm edilmiştir. Dördüncü eser olarak orijinalleri Safiyyuddin Bey’de bulunan dört küçük risâlesi Hakikatperest Olalım adıyla Arzu Meral tarafından yeni harflere aktarılmıştır.20
Son Dörtlü
Ahmet Erdönmez’in koleksiyonunda bulunan kitaplar henüz tasnîf edilmediği için Şemseddin Efendi’nin hangi eserlerinin orada olduğunu tam olarak bil(e)miyoruz. Kendileri Kent Müzesi’nde bulundukları zaman bāzı eserleri taratarak birer nüsha aldım. Şiirlerini ihtivâ eden Eş’âr-ı Şemsî’yi doktora tezi olarak Mustafa Efe çalıştı. Müellifin vefâtının 85. yılında Osmangazi Belediyesi’nin desteği, Mehmet Temelli’nin sayfa düzeniyle, kamunun hizmetine dört cild hâlinde (beş kitap) orijinal metinleriyle birlikte sunduğumuz kitaplar21 şunlardır:
1.Gülzâr-ı Mısrî Niyâzî-i Mısrî ve Bursa Mısrî Dergâhı 246 s. Hzn. M. Kara/Serhat Gültaş/Sedat Akay
2.Yâdigâr-ı Şemsî, Bursa Dergâhları, 582 s. Hzn. M. Kara/Kadir Atlansoy (ikinci baskı)
3.Bahar-ı Şemsî, Bursalı Mutasavvıflar Âlimler ve Meşhurlar, 183 s. Hzn. M. Kara/Serhat Gültaş/Olcay Kocatürk
4. Medâr-ı Şemsî- Devvâr-ı Şemsî, Bursa Câmileri-Bursa Medreseleri (İki eser bir arada) Hzn. M. Kara/Betül Tarakçı/Selime Terzioğlu
Şimdi ikinci dörtlüyü (beş kitap) hazırlıyoruz. Bu yıl içinde basılacağı umûdunu taşıyoruz:
1.Dîvân
2.Hâkisâr-ı Şemsî
3.Karâr-ı Şemsî/Mismâr-ı Şemsî22
4.Ezhâr-ı Şemsî
Bu şehrin kültür târihini aydınlatan eserleri bize armağan eden Şemseddin Efendi’yi, babasının eserlerini koruyarak bize ulaşmasını temin eden oğlu Fehâmeddin Ulusoy’u, Yâdigâr-ı Şemsî ve Mesârr-ı Şemsî’nin ilk baskılarını yayınlayan Uludağ Yayınları’nın sâhibi Cahit Çollak’ı rahmetle anıyoruz. Bu işe hâlen omuz verenlere ve verecek olanlara ise gönülden teşekkür borcumuz vardır.23
Dipnotlar:
1 Ravza-i Evliya, Nşr. M. Hızlı-M. Yurtsever, Bursa 2000.
2 Güldeste-i Riyaz-ı İrfan, Nşr. Suat Donuk, Ankara 2016.
3 Şanına layık bir mezartaşı -maalesef- yoktur. Torununun oğlu Can Ulusoy,Taşrada Kent ve Aydın ismiyle Galatasaray Üniversitesi’nde tamamladığı doktora tezinde büyük dedesiyle ilgili değerlendirmeler yapmıştır. İstanbul 2021
4 Tam adı Mesârr-ı Şemsu’l- Mısrî fi’l- Mevlidi’l- Muhammedî olan eserin önsözündeki târih 27 Zilkade 1344/9 Haziran 1926 olduğu halde kapakta, Mısır 1924 târihi vardır. Nşr. M. Kara, Bursa 2008. Sır Yayınları.
5 Önsözdeki târih 16 Safer 1331/22 Kânunievvel 1330 (1915).
6 Kitabın baskı masrafları için o günkü vali Abbas Halim Paşa kendi cebinden bir miktar para vermiştir. Fakat bu meblağ kitabın bütününün basımına yetmediği, Vali de Bursa’dan ayrıldığı için basım işi yarım kalmıştır. “H” harfine kadar (Emirsultan Dergâhı- Hamam Tekke arası) 275 sayfada otuz kadar tekke tanıtılmıştır. Önsözdeki târih 1328, kitabın sonunda yazarın, geri kalan kısmın basılamayacağına dâir özrünü beyân eden paragrafın sonunda ise 1331 târihi gözükmektedir. Bu da basım işinin ne kadar yavaş gittiğini göstermektedir.
7 Şemseddin Efendi yukarıda sözkonusu edilen geleneği bozarak eserlerinin tam listesini hem nazım hem de nesir olarak yazmıştır.
8 Nşr. M. Kara, Bursa’da Dinî Kültür, s.129. Bursa, 2011.
9 Bāzı bölümleri Bursa’da çıkan Yeni Fikir gazetesinde yayınlanmıştır.
10 Kültürpark içinde bulunan Arkeoloji Müzesi’nin üst katında Bursa Şeriyye Sicillerinin orjinalleri ile küçük bir kütüphane de vardı. Doksanlı yıllarda 1000 kadar Şeriyye sicil defteri Ankara’ya nakledilmiştir.
11 İbn Teymiye’ye Göre İbn Arabî.
12 Şeriyye Sicilleri’nin bir nüshası Setbaşı Şehir Kütüphanesi’nde vardır.
13 Arşivci Kâmil Kepecioğlu’nun (ö. 1952) hazırladığı ve bir nevi Bursa Ansiklopedisi olan dört ciltlik bu eseri de arkadaşlarımla birlikte uzun yıllar uğraşarak yeni harflere aktardık, Bursa Büyükşehir Belediyesi 2009 yılında yayımladı.
14 İlk eser 1990 yılında Cahit Çollak’ın sâhibi olduğu Uludağ Yayınları’nın 1 nolu kitabı olarak çıktı: Bursa’da Tarikatlar ve Tekkeler.
15 Bugün için Bursa Özel Hayat hastahanesinin sâhibi.
16 Şimdi bu geniş arsa üzerinde gökdelenler yapılmaktadır. Ahmet Erdönmez de topladığı malzemeyi buranın bir bölümünde sergilemeyi düşünmektedir.
17 O gecenin mutluluğunu anlatan yazım, Dergâh dergisinin Mart 1991 târihli 13. Sayısında çıkmıştır.
18 Baskıyı Uludağ yayınları yaptı. 1997. Kapak düzenlemesi Mustafa Kutlu’ya âittir. 2021 yılında Osmangazi Belediyesi’nce yapılan ikinci baskıda bu transkripsiyon işâretlerini -okuyucudan gelen şikâyetler üzerine- kaldırdım. Aslında eser tek cilt olarak kaleme alındı. Fakat yarısının basılması diğer yarısının yazma olarak kalması iki cilt intibâını verdi. Bunun için ilk baskının kapağında “Yâdigâr-ı Şemsî I-II” şeklinde yer aldı.
19 Nşr. M. Kara-Y.Kabakçı, İstanbul 2010. Dergâh Yayınları.
20 İstanbul 2019. Revak Yayınları
21 Tanıtım yazısı için bk. M. Kara, Şiraze dergisi, sy. 6. (2021) Eserler Bursa’da Panoroma 1326 Müzesi’nde satışa arzedilmiştir.
22 Mismar-ı Şemsî üzerine Büşra Kartal Bursa Uludağ Üniversitesinde yüksek lisans tezi hazırlamıştır.(2021)
23 Şemseddin Efendi’nin vefâtından önce ve sonra kendisiyle ilgili olarak kaleme alınan yazılar için bk. M. Kara, Şemseddin Ulusoy Saklı Târihin Muhafızı, Bursa, 2016.
Ekim 2021, sayfa no: 40-41-42-43-44-45
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak