Ara

Toprağımızı Mayalayan Metinler

Toprağımızı Mayalayan Metinler

Toprağımız, vatanımızdır. Toprağı vatan kılan iksir ise sözdür. Vatan, tıpkı bahçe gibidir. Nasıl ki bahçeyi bahçe yapan bahçıvanların dokunuşuysa, toprağı vatan kılan bahçıvanlar da söze hükmeden şâirler, âlimler ve mütefekkirlerdir. Bu bahçıvanları, hakîm ve ârif sıfatlarıyla da anmak mümkündür. 

Siyâsî ve askerî hayâta yön veren aktörler, toprağı yerleşime açarlar. Onlar fâtihtir; kale kapılarını açarlar. Daha sonra orada bir nizam kurmak için fakîhler (hukukçular) devreye girer, nizâmı tesis ederler. Hukuk kamu düzenini sağlar. Huzûru temin eder. Ancak oranın sâkinlerini şehirli kılmadan hukuk kalıcı kültür inşâ edemez. İnsanı şehirli kılan, söz ve sohbettir. Nitekim insan sözle mayalanır. Söz kelâmdır; kelâm ise ok… Ok nasıl yaralarsa insanı, söz de eğer ehlinden gelirse derin bir yara açar. İz bırakır. Bu izle insan ağacı aşılanır. Bu izle insan, şehirli olur. 

Bahçıvanlar, söz ehlidir. Neyi nasıl ve kimin için söyleyeceklerini çok iyi bilirler. O sebepledir ki derin tesir oluştururlar. Sözleri kalıcı olur. Söz yazıya tebdîl eder. Böylece eserler oluşur. Sözlü ve yazılı anlatım diye tasnîf edilen bu birikim kültürü oluşturacak, dimâğı besleyecek ve zihniyeti inşâ edecektir. Böylece şehir kültürü, şehirli duruşu ve bakışı inşâ edilecektir. Fakat burada şunu söylemek gerek: Her söz ve her metin bu inşâ edici özelliğe sâhip değildir. Derin tesir oluşturan söz, atasözü, kıssa ve nükte olarak varlığını koruyacaktır. Yazılı metinleri ise biz, kurucu metin olarak nitelendiriyoruz.

Kurucu metin yerinde bāzan “kök metin” ve “zemin metin” gibi ifâdeler de kullanılmaktadır. Her üç isimlendirmede de kastedilen mânâ, hemen hemen aynıdır. Ma'mâfîh kurucu metin tâbirinden, öncelikle şu iki husus anlaşılmaktadır:

  1. Telif edildiği dönemde geniş kitleleri etkileyerek gelenek oluşturan metindir.
  2. Daha sonraki dönemlerde edebî ve sosyal hayâtı derinden etkileyen metindir. 

Bu meyanda kurucu metin, edebî hayat açısından yeni bir türün, tarzın ve geleneğin oluşmasını temin eden metindir. Düşüncede, paradigma inşâ eden; kavramlara içinde alışılmışın dışında anlamlar yükleyen, yeni usûl ve esaslar telkîn eden ve içinde yaşanılan zamânı tavsîf ve tahlîl eden metinler. Fakat bunu yaparken, târihî hakîkatlerden beslenmeyi de ihmâl etmeyen metinler… Farklı bir ifâdeyle, bu metinler yeni bir perspektif inşâ eder; ancak bu perspektifi sâdece güncel siyâsî zemin ve anlık duygulardan beslenerek inşâ etmez. Bununla birlikte bu metinler, bir yönüyle hâlin eserleridir; ancak târihî birikime, tevârüs eden mânâya ve bu mânâyı besleyen ana kaynaklara dayanmaktan da imtinâ etmezler. Bu bakımdan kurucu metinler, ana kaynaklardan beslenen, köklü bir târihî birikime atıfta bulunan, zamânı münderecâtı içinde anlamlandıran ve yarını inşâ eden metinlerdir.

Kurucu metinler, zaman penceresinden bakıldığında, mâzî, hâl ve istikbâli bir arada bulundurur. Dolayısıyla yazıldığı dönemden sonra da, tanzir veya tercüme edilerek ve şerhleri yazılarak her dönemde yeniden üretilme imkânına sâhiptirler. Böylece klasikleşen bu metinler, her dönemde münderecâtıyla tesiri görülen ve inşâ ettikleri tür itibâriyle daha sonraki dönemlerde benzeri birçok eser yazılmış olsa da hiçbir zaman değerini yitirmeyen “ana metin”lerdir. Bu yönüyle bu metinler, milletin hâfızasıdır.

Toprağı mayalayan kurucu metinlerden birisi Vesîletü’n-necât’tır. Vesîletü’n-necât’ı neden kurucu metin olarak tavsîf ediyoruz? Bu soru etrâfında düşündüğümüzde şu konu başlıklarını tesbît etmemiz mümkündür: 

  1. Toplumun, içine düştüğü sosyal ve kültürel bunalımdan çıkması için nazmedilmiştir.
  2. Çıkış olarak temel referans, Hz. Peygamber’in velâdetidir.
  3. Dönemin gereği ortaya çıkan dînî ve fikrî tartışmalara mâkûl ve iknâ edici cevaplar içerdiği gibi, daha sonraki dönemlerde de buluşturucu bir metin olmuştur.
  4. Okunarak bir kültür oluşturmuştur. Mevlid okuma, mevlidhanlık, tevşih ilâhileri, aşr-ı şerîf, tekbir ve salavâtlarla bir kültür inşâ etmiştir.
  5. Nazîreleri yazılarak edebî hayâta yön vermiştir.
  6. Tercümeleriyle geniş coğrafyalarda tanınır bir metin olmuştur.

Evet, toprağı vatan kılan iksir, sözdür. Bu söz, Vesîletü’n-necât örneğinden hareketle kurucu metinlerle asırlar boyu toprağımızı mayalamış ve bizi bir millet hâline tebdîl etmiştir.

Haziran 2024, sayfa no: 32-33

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak