Yönetmen: Mustafa Akkad
Oyuncular: Anthony Quinn, Irène Papas, Michael Ansara
Çağrı (The Message / Er-Risale), İslamiyet’in doğuşunu anlatan ve dünyaca tanınan bir başyapıt olarak kabul edilen bir film. 1976 yılında Suriyeli-Amerikalı yönetmen Mustafa Akkad tarafından çekilen bu eser, sadece bir sinema filmi değil, aynı zamanda İslam’ın mesajını doğru bir şekilde Batı dünyasına ulaştırmayı hedefleyen bir kültürel köprü niteliği taşıyor.
Mustafa Akkad, bu projeyi gerçekleştirmek için büyük zorluklarla karşılaştı. Filmin finansmanından çekim izinlerine, İslam dünyasında hassasiyetle karşılanan temsiliyet meselelerinden Batı’daki önyargılara kadar birçok engeli aşması gerekti. Konu Peygamberimiz (sav)’in hayatı olduğu için oldukça hassas ve titizlikle yürütülen bir iş olması gerekiyordu. Bunun için Mısır’da bulunan El-Ezher Üniversitesi’ndeki önemli hocaların danışmanlığında filmin ana hatları belirlendi. İslam dünyasının Peygamber Efendimiz (sav)’in suretini veya sesini temsil etme konusundaki hassasiyetlerini göz önünde bulunduran Akkad, Peygamberimiz (sav)’in hiçbir şekilde doğrudan gösterilmediğini veya duyulmadığını açıkladı. Bunun yerine, sahneye giren karakterler aracılığıyla onun varlığını hissettirmek ve mesajı aktarmayı amaçladığını önemle belirtti.
Film, Fas ve Libya’da çekildi. Ancak bu süreçte de ciddi sorunlar yaşandı. Başlangıçta Fas’ta başlayan çekimler, dini ve politik baskılar nedeniyle kesintiye uğradı. Bunun üzerine Libya lideri Muammer Kaddafi, projeyi destekleyerek film çekimlerinin Libya’da tamamlanmasını sağladı.
Akkad’ın vizyonu hem Müslüman hem de gayrimüslim seyircilere hitap edebilecek bir film yapmaktı; bu nedenle iki ayrı dilde (Arapça ve İngilizce) iki farklı oyuncu kadrosuyla çekildi. Bu sebeple Anthony Quinn sadece kendi ülkesinde değil, Hz. Hamza’nın temsili noktasında İslam dünyasında da benimsendi ve bir ikon oldu. Böylece Anthony Quinn, Hamza bin Abdülmuttalib rolüyle unutulmaz bir performans sergileyerek filme uluslararası bir derinlik kazandırdı.
Çağrı, yalnızca İslam dünyasında değil, Batı’da da büyük yankı uyandırdı. Özellikle Batı seyircisine İslam’ın evrensel barış ve adalet mesajını taşıma amacıyla hazırlanmış bu film, Müslüman olmayan birçok kişi için İslam hakkında bilgi edinmenin ilk adımı oldu.
Mustafa Akkad, Çağrı’yı bir hizmet olarak gördü. Filmin mesajını anlatırken, İslam’ın yanlış anlaşılan yönlerini düzeltmeyi ve İslam’ın evrensel bir din olduğunu göstermeyi hedefledi. Bir röportajında filmin fikrinin çıkışını şöyle anlatır:
“Aslında böyle bir film ortaya koyma fikri, zihnimde yoktu. Amerika’ya gitmiş, yönetmenlik eğitimi almış ve bazı basit filmler çekmeye başlamıştım. Çocuklarım büyüdükçe, bazı şeylerin eksikliğini hissetmeye başladım. Bunlardan en önemlisi, çocuklarıma dinimizi, İslam’ı iyi bir şekilde öğretmekti. Ancak dinimizi güzel bir şekilde anlatmam gerekenler sadece çocuklarım değildi. İçinde bulunduğum Batı toplumu İslam hakkında pek çok yanlış yargıya sahipti. Bu olumsuz algının değişmesi gerekiyordu.
Biz gurbetteki Araplar, Arap devletlerini ve kurumlarını bize çocuklarımız için öğretmen göndermediklerinden daima eleştirirdik. Ancak bir müddet sonra iğneyi devletlerden ve kurumlardan evvel kendime batırmam gerektiğini fark ettim. Sinema benim ihtisas alanımdı ve ben kendi alanımda bir şey ortaya koymadan diğerlerini eleştiriyordum. Kendi alanımda bir şeyler yapmalıydım. Çağrı filmi işte böyle bir arayışın sonunda doğdu.”
Filmin tasarlanması, çekilmesi ve sonrası için Mustafa Akkad ve mücadelesini de gözden kaçırmamak gerekiyor. Hayatının sonlanışına baktığımızda bu film için ömrünü sermaye etmiş diyebiliriz. 2005 yılında bir terör saldırısında trajik bir şekilde hayatını kaybetmiş olsa da Akkad’ın mirası “Çağrı” ve “Ömer Muhtar: Çöl Aslanı” gibi eserleriyle yaşamaya devam ediyor. Akkad’ın mücadelesi bize, eleştiriden önce hareket etmeyi de anlatarak, konuşmadan önce “elinden gelenin en iyisini yap” mottosunu hatırlatıyor.
Ocak 2025, sayfa no: 22-23
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak