Ara

Tesettürde Esas

Tesettürde Esas
Tesettürün çeşitleri çoktur. Vücûdu sâdece bir bez parçasıyla örtmek değildir tesettür. Kumandası kalb olan tesettür, ana merkezden idâre edilir. Beyne verdiği komut ne ise, kafa o şekilde çalışır. İdâre hayırsa hayır, şerse şer hükmeder ülkesine. Ümerâsı ve ulemâsı düzgün olanlar, tebaasına salâh hâli yaşatır. Ayak, bir başkasının nâmusunu iğfâle, şahsiyetini rencide etmeye değil, iffetinin benliğinin korunmasına adım atar. Şahsın hatâ ve kusurları örtülerek, gösterilir asıl tesettür. Îsâ (as) “birisinin üstü açılsa ne yaparsınız?” der havârilerine. Onlar da “örteriz” deyince, “hayır, siz daha da açıyorsunuz. Bir kusuru olsa kişinin, âleme yayarak perişan ediyorsunuz” buyurur. Göze bile Cenâb-ı Hakk öyle bir perde lütfetmiş ki, târif edemeyiz. Bu ne esrar Yâ Rabbi! Bakılması câiz olmayan nesneyi görmemek için, göz kapağı örter kusûru. Baş, sağa sola dönmek sûretiyle utandırmaz kimseyi. Yerine göre göz kör, kulak sağır hükmünde olursa, mahcup etmez kimseyi. Hatem-i Esam (ks) kendisine soru sormak için gelen bir hâtunun, beşeriyet iktizâsı meydana gelen kusûrunu, sağır olduğunu hissettirerek, utandırmaz kadını. Kendisini öldürme kastında olan kardeşlerine, Yûsuf (as)’ın söylediği söz, mânevî tesettürün en güzel misâlidir. “Yûsuf dedi ki: “Bugün size kınama yok. Allah Teâlâ sizi bağışlasın. O, merhametlilerin en merhametlisidir.” (Yûsuf, 92.) Bütün güzelliklerin menbaı olan Aleyhissalât ü Vesselâm Efendimiz, mânevî tesettüre söz ve hayatlarıyla ne güzel örnektir. Rabbimiz (cc) “Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve kendini bilmezlere aldırma.” (A’râf, 199.) “Şimdilik onları bağışla, kendilerine güzel davran.” (Hicr, 85.) “İnsanları bağışlarlar. Allah iyilik edenleri sever.” (Âl-i İmrân, 134.) “Kim sabredip bağışlarsa, bu ancak büyüklerin yapabileceği değerli bir davranıştır.” (Şûrâ, 4.) Efendimiz (sav) Uhud cenginde, diş-i saâdeti kırılıp yüzü kanlar içerisinde kaldığında, Abdullah İbni Mes’ûd radıyallâhu anh hâdiseyi şöyle naklediyor: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in, peygamberlerden birinin hâlini anlatışı hâlâ gözümün önündedir. O peygamberi kavmi kanlar içinde bırakmışlardı. O bu haldeyken bile yüzündeki kanları silerken şöyle diyordu: “Allâh’ım kavmimi bağışla! Çünkü onlar doğruyu bilmiyorlar.” Peygamber Efendimiz, kendisine yaptıkları kötülüklerden dolayı kavmini bağışlamakla kalmadı, onları Cenâb-ı Hakk’ın da bağışlaması için duâ etti. YÜCE DÎNİMİZ İSLÂM’DA TESETTÜR “Mü’min kadınlara söyle: Yabancı erkeklere bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, el, yüz gibi görünen kısmı hâriç, ziynetlerini (saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri) göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar (saç, kulak ve boyunlarını) örtsünler!” (Nur, 31.) “Ey Nebî, hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına dışarı çıkarken cilbablarını (dış kıyafetlerini) giymelerini söyle! Bu, onların tanınıp, ezâ görmemelerine daha uygundur.” (Ahzab, 59.) Hazret-i Esmâ, ince elbise ile gelince, Resûlullâh Efendimiz baldızına bakmadı. Mübârek yüzünü çevirip “Yâ Esmâ, bir kız, namaz kılacak yaşa gelince, yüz ve elleri hariç, vücûdunu erkeklere gösteremez.” buyurdu. (Ebu Davud) Hazret-i Âişe vâlidemiz buyurdu ki: “İlk muhacir kadınlara Allah rahmet etsin! Tesettür âyeti inince, hemen futalarını yırtıp başlarını örttüler.” (Buhari, Nesai) TESETTÜR FARZDIR Kadınların Peygamber Efendimiz’e (sav) gelerek suâl sormaları, oturup dinlemeleri hicab, örtünme âyeti gelmeden önce idi. Hicab âyeti gelince, kadın erkek artık bir arada oturulmadı. Kadınlar soracaklarını, ezvâc-ı tâhirattan, annelerimizden sorup öğrendiler. VÜCÛD HATLARI BELLİ EDİLMEZ Sami Efendimiz (ks) Esad-ı Erbili (ks)’un zevce-i muhteremelerinin hatırını uzaktan sorar. O da, geniş bir örtünün içerisinde memnûniyetini izhâr eder. Erkekleşen kadınlara, kadınlaşan erkeklere lânet vardır. Tesettürün yaşı yoktur. Kilotlu bir çocuğu görünce Sami Efendimiz bu sözü söyler. Yaşlı da olsa kadınların pantolon giymeleri câiz değildir. Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Rasûlullâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lânet etti.” Aişe (r. anhâ)’ya: - Bir kadın erkek ayakkabısı giyiniyor, denildi. Bunun üzerine Aişe (r. anhâ): - Rasûlullâh (sav) kadınlardan erkekleşenlere lânet etti! dedi. (Ebu Davud, 4099, Buhari Fethu’l-Bari 10/333) Ebu Hureyre (ra)’den: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Kadın giyinişiyle giyinen erkeğe ve erkek giyinişiyle giyinen kadına Allah lanet etsin.” (Ebu Davud 4/355, Albânî Sahihu’l-Cami 5071) Dar giysiler câiz görülmemiştir dînimizde. Erkekte, diz kapağı da uyluktan sayılıp avret yeri sayılır. Efendimiz (sav): “Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır.” (Ahmed b. Hanbel) “Ümmetimin erkeklerine, ipek elbise ve altın haram kılındı…” (Tirmizi) Diğer bir hadîs-i şerîfinde de; “İpeği dünyâda giyen, âhirette giyemez” buyurmuşlardır. (Buhari) O (sav), yeşil ve beyaz giymeyi severdi. Üstümüzü başımızı setrettiğimiz gibi bir örtüyle, vahyin örtüsüyle de setredelim âzâlarımızı. İlâhî korku beziyle örtünen ayağımız, mü’minlerin arasını bozmak için fesâda gitmesin. İslâha irşâda, tebliğ ve cihâda koşsun. Elimiz harama uzanıp, başkasının hakkını gasp etmesin. Midemiz helâl gıdâ ile nimetlensin. Dilimiz ve nâmusumuz hatâ ve kusurdan korunarak, ateşe düşmesin. Göz ve kulak ne için yaratılmışsa, amacına uygun hareket etsin. Beyin, beyinler bir araya gelerek, ortak bir kararla Hakk’ın hâkimiyeti için çaba sarf etsin. Bilim ve teknolojide en üstün başarıya ulaşsın. Mezheb ve ırk ayırımı sona ersin. Terör ve anarşi bitsin. Küfrün birliğine karşı, ümmetin birliği damgasını vursun çağa.

Alemdar-Ali Ramazan Dinç Efendi (Mayıs 2016)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak