Ara

Telefon Bağımlılığıyla Savaş – 2 / Okan Kumbaracı

Telefon Bağımlılığıyla Savaş – 2 / Okan Kumbaracı

Her telefonu olan,
sürekli telefona bakan,
elinden telefon düşmeyen
bağımlı mıdır?

Dostlar merhaba,
Geçen ayki yazımızda telefon bağımlılığıyla mücâdelede öncelikle bizim bu teknolojiyi iyi derecede bilmemiz gerektiğinden bahsetmiştik. Şimdi bağımlılık konusuna başlayabiliriz. 

Aman hocam şimdi bir sürü tanıma, terime, bilmediğimiz kelimelere falan gerek var mı diyebilirsiniz. Bu şekilde yazmak pek tarzım değildir ama bu konuda biraz da olsa bunu yapmak zorundayız dostlarım.

Yeşilay’a göre bağımlılık “kişinin kullandığı bir madde, nesne veya yaptığı bir davranış üzerinde kontrolünü kaybetmesidir.”

O zaman, burada kontrolünü kaybetmesi, bilinçsizlik yâni istemeden yapmak anlamına gelir. İstenmeyen davranışları sürekli yapmak ise psikolojide takıntı (obsesyon) olarak tanımlanır. O zaman telefon bağımlılığı davranışsal (psikolojik) bir rahatsızlıktır.

Bu bağımlılıkla birlikte nomofobi terimi ortaya çıkmıştır. Nomofobi, kişilerin cep telefonuyla kurdukları iletişimden kopma korkusudur.

İşin kötüsü nedir biliyor musunuz? Her bağımlılıkta olduğu gibi telefon bağımlısı olan kişiler de öncelikle bu durum kendilerine ifâde edildiğinde kabûl etmezler çünkü bağımlı olduklarının farkında bile değillerdir. Bu hepimiz için geçerli bir durumdur. O zaman önce aşağıdaki maddeleri bir okuyalım. Okurken lütfen her maddeden sonra bir durup, o maddede bahsedilen durumla ilgili önce kendimizi sonra da çocuklarımızı düşünelim.

  • Telefonu bir türlü kapatamamak
  • Görmediğiniz bir mesaj, arama var mı diye sürekli olarak telefonu kontrol etmek
  • Şarjınız olmasına rağmen telefonu sürekli şarj etme ihtiyâcı duymak
  • Gittiğiniz her yere, tuvalete bile telefonu götürmek
  • Telefonunuzun yanınızda olup olmadığını sürekli kontrol etmek
  • İnternete bağlı olup olmadığınızı sürekli kontrol etme
  • Telefonunuz yokken olabilecek kötü durumlarda size ulaşamayacakları korkusunu yaşamak
  • Birisine mesajınız iletilmediğinde endişelenmek
  • Telefonda vakit geçirmek için, yapmanız gereken bazı işleri yapmamak, ertelemek

Okurken eğer “aynı ben” veya “aynı bizim kız/oğlan” dediğiniz maddeler çoğunluktaysa sizde veya çocuğunuzda nomofobi tehlikesi görünüyor diyebiliriz, yâni telefon bağımlılığı.

Bağımlılığı anlamanın diğer bir yolu ise ekran karşısında geçirilen süredir. Kullandığınız akıllı telefonun bir özelliği size gün gün telefonda ne kadar süre geçirdiğinizi, hangi uygulamaları ne kadar kullandığınızı göstermesidir. Peki bunun belirli bir süresi var mıdır? Yeşilay, ekrana bakma sürelerinin şu şekilde olmasını tavsiye etmektedir: 

0-3 yaş: Ekrandan uzak tutunuz.

3-6 yaş: Günlük en fazla 20-30 dakika

6-9 yaş: Günlük en fazla 40-50 dakika

9-12 yaş: Günlük en fazla 60-70 dakika

12 yaş ve üzeri: Günlük en fazla 120 dakika

Bu süreler sürekli olarak aşılıyorsa bağımlılık tehlikesi var demektir. Bağımlılıkla mücâdelede ilk adım bir farkındalık oluşturmaktır. Yukarıda da belirttiğim gibi bağımlıların en göze çarpan özelliği bağımlı olduklarının farkında bile olmamalarıdır. Bu çok tehlikeli bir durumdur çünkü farkında olmadığınız bir rahatsızlığı tedâvi edemezsiniz. 

Şimdi telefon bağımlılığıyla olan savaşımızın ilk hamlesi olan farkındalık çalışmasını sizler de kendinize ve çocuklarınıza uygulayabilirsiniz. Bunu nasıl yapacağız? Tabii ki yazarak yapacağız. Önce elimize bir kalem alıp aşağıdaki tabloyu dolduralım. Hangi etkinliğe kaç saat ayırdığımızı bir yazalım.

Saat

Uyku

Yemek

Yol

Okul / İş

Kişisel bakım

Teknoloji

İbadet

Ders çalışma

Sosyal

Diğer

Toplam

Sizlere bu tabloyla ilgili öğrencilerimle yaptığım çalışmalarda genellikle rastladığım bir durumu anlatayım. Gençler genelde toplam süreyi 30 saat ve üzerinde hesaplıyorlardı. Bir gün 24 saat iken nasıl oluyor da daha fazla çıkabiliyor? Bunun sebebi basit, teknoloji ile geçirilen sürenin farkında bile olmuyorlar. Genellikle de diğer maddelere âit zaman kısılıp teknolojide harcanıyor. 

Şimdi yukarıda yazdığımız sürelere göre kendimize bir not yazalım mı? Tek yapmanız gereken önce aşağıdaki boşlukları yukarıdaki sürelerle doldurup sonra da parantez içinden bir kelime seçmek.

Merhaba Kendim,

Nasılsın? Sana şimdi bir günümü nasıl geçirdiğini anlatacağım. Biliyor musun bir günde …………. saat uyuyorum ve bu süre benim dinlenmem için oldukça (yeterli/az). Kalan sürenin ………… saati okulda veya işte geçiyor, bence (normal/fazla). Yemekti, temizlikti derken …….. saat de bunlarla geçiyor. İbadet için …………. saat harcıyorum ve bu süreden (memnunum/memnun değilim). Bunun yanında da teknolojiyle ……… saat geçiriyorum, şimdi diğer harcadığım sürelere bakınca bu gözüme (gereksiz fazla / normal) göründü.

Kısacası ben harcadığım zamanı, doğru yerlere ve gerektiği kadar harcadığımı (düşünüyorum / düşünmüyorum)

Kasım 2023, sayfa no: 62-62-64

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak