Ara

Tehlikeli, Görünmez Elektro-Sis (2)

Tehlikeli, Görünmez Elektro-Sis (2)

Tehlikeli, Görünmez Elektro-Sis (2)

Ferda Ümit Gedik

Elektro-Sis, İlaçları Negatif Etkiler Milyonlarca kadına meme kanseri sonrası tedâvi için en sık yazılan ilaç Tamoxifen’dir. Çok mühim bir çalışma gösterdi ki, bu ilaç elektromanyetik radyasyona mâruz kaldığında kanser hücrelerinin çoğalmasını frenleme kabiliyetini kaybediyor. Buna sebep olacak yoğunlukta radyasyon ise saç kurutma makinesi, elektrikli süpürge, bilgisayar, mikrodalga fırın, masa lambası, mikser ve elektronik saatler gibi her gün kullandığımız cihazlarda bulunuyor. Melatonin’in insan meme kanseri hücrelerinin çoğalmasını laboratuvarda durdurabildiğini, fakat bahsedilen yoğunluktaki radyasyona (12 mG) mâruziyet sonrası bu özelliği tamâmen kaybettiğini gösteren bir çalışma daha da endişe vericiydi. Elektro-Sis Kaynaklı Depresyonlar Bir çalışmada 60 Hz kuvvetinde manyetik alana mâruz bırakılan maymunların beyin fonksiyonları incelendi. Serotonin ve Dopamin seviyelerinin hemen düştüğü, sâdece Dopamin’in (beyin süreçleri üzerinde etkisi olan, hareketleri kontrol eden, duygu, yeterlilik, sevinç ve ağrıları hissetmeyi sağlayan nörotransmitterin) birkaç ay sonra tekrar ilk seviyesine ulaştığı tesbit edildi. Dr. Becker’e göre depresyonun iki tipi vardır: İlki psikososyal faktörlerden, diğeri ise epifizde psikoaktif maddeler üretilmesine sebep olan dış faktörlerden kaynaklanır. Epifiz ve manyetik alanlar arasındaki bilinen irtibat dolayısıyla, depresyonun sebebi aranırken elektromanyetik alanların verdiği muhtemel zarar da göz önünde bulundurulmalıdır. Stres Hormonları ve Elektromanyetik Alanlar Kuvvetli elektromanyetik alanlara mâruz kalanların adrenalin değerleri de yükselir. Adrenalin “Kaç veya savaş” hormonudur ve böbreküstü bezlerinde (adrenal bezlerde) üretilir. "Electrical Fields"in (Elektrikli Alanlar) yazarı B. Blake Levitt diyor ki: “Kronik stres her vücut sürecine, en nihâyetinde de üreme sistemine zarar verir. Bilinçaltı (bilinç dışı) stres tansiyonu yükseltebilir, bu da kalp hastalıkları ve inmelere sebep olabilir ve bağışıklık sistemini zayıflatır.” Elektro-Sis Kortizol’ün Yükselmesine Yol Açar Diğer stres hormonu, süregiden stres hâllerinde rol alan kortizoldür. Bu hormon da adrenal bezlerde üretilir ve glikoz metabolizmasında, kan basıncının düzenlenmesinde, insülin salınmasında, iltihaplı durumlarda, hormonların ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde yer alır. Kortizol seviyeleri performansı ve hâfızayı da etkiler. Elektromanyetik radyasyonun vücutta kortizol yükselmesine de sebep olduğunu keşfetmek tabii ki şaşırtıcı değildir. Cep Telefonları ve Yakın Alan Radyasyon Elektromanyetik radyasyonun, beyin ve vücut fonksiyonlarına zarar veren çok tehlikeli özel bir formu olduğunu biliyoruz. Bu sinyal cep telefonlarının iç antenlerinden kaynaklanmakta ve yakın alan radyasyonu oluşturmaktadır. Cep Telefonu Radyasyonu – Enerji Darbesi Radyasyon iç antenden çıkıp 15-18 cm çapında her yöne yayılır. Sinyalin belki kilometrelerce ötedeki bir istasyona ulaşabilmesi için kuvvetli bir şekilde yollanması gerekir. Telefon kapalı olduğunda bile, haberleri almak veya göndermek için yayılan tehlikeli ışınlara mâruz kalırız. Telefonu kulağımızda tutuyor, bel kemerinde veya çantada taşıyor olmamız hiç farketmez. Bütün Çevre Tehdit Altında En yeni araştırmalar gösteriyor ki birçok gereçteki ve yeni kablosuz cihazlardaki arka plan radyasyonun yoğunluğu, yakın alanda yüksek frekanslı bir taşıyıcı dalga oluşturur. Elektro-Sis, Kan-Beyin Bariyerini Aşabilir Kan-beyin bariyeri, beynin kan damarlarındaki özel bir filtredir. Tehlikeli kimyâsalların beynin hassas dokusuna ulaşmasına ve DNA yapılarını tahrip etmesine mâni olur. Yakın alan radyasyonu bu bariyeri bozar ve zehirli kimyâsallar kolayca beyne nüfûz edebilir. Elektro-Sis Kaynaklı Genetik Hasarlar Yakın alan radyasyonu DNA hasarlarında da rol oynar. Birçok araştırmada, cep telefonu kullanan insanların kanında mikronükleuslar (çevresinde fizyolojik hiçbir hedefi olmayan bir membran bulunan DNA parçaları) bulunmuştur. Mikronükleuslar hücre artık kendi kendini tâmir edemez olduğunda ortaya çıkar ve genetik hasarlara işâret eder. Beyin hücreleri artık kendi kendini tâmir edemediğinde tümörler oluşabilir. Mikronükleusların mevcûdiyeti; zayıflamış bir bağışıklık sistemi, uyku bozuklukları, dikkkat bozuklukları, otizm ve Alzheimer gibi başka sağlık sorunlarına da işâret ediyor olabilir. Vücûdun en mühim bezleri (epifiz, hipofiz ve hipotalamus) beyinde yer aldığından, hormonal haberleşme sistemindeki büyük bozukluklar aşırı cep telefonu kullanımından ileri gelebilir. Elektro-Sis Sebepli Kısırlık Bir cep telefonu kemerde veya pantolon cebinde taşındığında onun radyasyon alanı bilhassa en yakındaki organ ve dokulara zarar verir. İki ayrı çalışma gösterdi ki cep telefonu kullanan erkeklerde %30 daha az sperm bulunuyor. Aynı şekilde kadınlar telefonu kemerinde taşıdığında üreme organları zarar görebilir. Kulaklıklar Radyasyonu Arttırır Yine kulaklıklardan çıkan radyasyon da küçümsenmemelidir. Kulaklık aslında radyasyondan korunma yöntemi değildir, aksine beyne nüfûz eden radyasyonu %300 arttırabilir. Bluetooth teknolojisi bilhassa tehlikelidir. Tek güvenli kulaklık eski kablolu kulaklıklardır. Tabiatta Bilinmeyen Bir Frekans Bilim dünyâsı bugün biliyor ki cep telefonlarının problemi enerji salımından (ısıtma etkisinden) değil daha ziyâde antenden gönderilen veya alınan ve bilgi nakleden yüksek frekanslı taşıyıcı dalgalardan kaynaklanmaktadır. Burada söz konusu olan; ses, yazı metni veya resimler gibi özel bilgi paketlerini aktarabilen bir frekanstır. Tam buradaki başka bir problem de bu frekansın tabiatta daha önce hiç varolmamış olmasıdır. Hücrelerimiz bu frekansı tanımaz ve tehlikeli bir istilâcı kabûl eder. Hücre zarlarımızda mikrotübüli denilen, frekansları algılayan husûsî reseptörler bulunur. Bu reseptörler yüksek frekanslı taşıyıcı dalgaları ‘tanınmayan, tehlikeli enerji’ olarak yorumlar ve hücre zarını hemen koruma moduna alır ve kapatır. Artık besleyici maddeler hücrenin içine giremez, zehirli ve atık maddeler hücreden dışarı atılamaz. Hayâtî hücre iletişimi önlenmiştir. Hücredeki bu tepki derhâl oluşur ve yüksek frekanslı dalgalara mâruz kalındığı süre boyunca devâm eder. Bu mâruziyet ne kadar uzun sürerse meydana gelen biyolojik zararlar da o kadar fazla olur. Sıklıkla serbest radikaller oluşur, genetik mutasyonlar, hücre enerjisi kaybı, erken yaşlanma ve sonunda dejeneratif hastalıklar meydana gelir. Hücre Kaosu Kaçınılmaz Hiçbir besleyici maddeyi alamayan, hiçbir atık maddeyi atıp kurtulamayan ve artık diğer hücrelerle haberleşemeyen hücreye ne olduğunu düşünün: Tam bir hücre kaosu! Vericiler ve cep telefonu kullanıcılarıyla kuşatılmış olduğumuzdan, yüksek frekanslı taşıyıcı dalgaların sürekli ve amansız tesiri altındayız. Bunlardan ve bunların vücûdumuza verdiği hasardan kaçıp kurtulmamız tamâmen imkânsız hâle geldi. Kablosuz Teknolojiyle Artan Riskler Daha önceki çoğu şikâyet cep telefonlarının sebep olduğu sağlık sorunlarıyla alâkalıydı. Bununla birlikte yaklaşık 2 yıldır, muhtemel bütün kablosuz cihazların yaydığı taşıyıcı dalgalardan kaynaklanan şikâyetler artıyor. Çevredeki bu yüksek frekanslı taşıyıcı dalgaların yoğunluğu, cep telefonları tarafından yayılan dalgalara yaklaşıyor. Bu ne demektir? Bu demektir ki bu cihazları kendiniz kullanıyor olmasanız bile sizin ve çocuklarınızın hücreleri, kablosuz teknolojinin yoğun olarak yayılmasından dolayı hasar görecek ve vücûdunuzdaki fizyolojik süreçler zarara uğrayacaktır. Artık saklanacak hiçbir yer kalmamıştır. Cep Telefonu: Çocuklarımızın Sağlığı Tehdit Altında Dr. Carlo: “….. Araştırmalar, öğrenme ve gelişim bozukluklarından kansere kadar varan istenmeyen netîceleri gösteriyor. Eğer bunlara karşı durmazsak uğrayacağımız sağlık sorunları çocuklarımıza ve torunlarımıza da taşınacaktır.” Kötü haber şu ki benzeri görülmemiş bir sağlık sorunu ile karşı karşıyayız. İyi haber de şu ki, işe yarayan ve bilimsel olarak isbatlanmış koruyucu tedbirler mevcut. 3 Karşı Tedbir Elektro-Sis problemiyle mücâdele için üç farklı önlem alınmalıdır:
  • Birincil müdahale teknolojileri, hücre zarının kendini koruma fonksiyonunun lüzumsuz olarak harekete geçmesini engeller. Sağlık probleminin “sebebi” ile mücâdele eder. Zararsız kulaklıklardan kullanmak bu yollardan biridir.
  • İkincil müdahale teknolojileri, hücrelerarası haberleşmeyi tekrar yoluna koyar ve elektromanyetik radyasyonun netîcelerine set çeker. Bu bilhassa birincil teknolojilerle birlikte kullanıldığında iyi işe yarar.
  • Üçüncül müdahale teknolojileri hücre hasarlarını tâmir etmeye hizmet eder. Bu yollar arasında sağlıklı bir beslenme, yüksek nitelikli katı ve sıvı yağlar (meselâ tereyağ, zeytinyağı) kullanma sayılabilir.
En yüksek bir korunmayı temin etmek için bu üç faz eşzamanlı kullanılmalıdır. Kendi Mesûliyetinizin Farkına Varın Bu heyecan verici yüksek teknoloji dünyâsına kafaüstü dalmışken şunun farkında olmalıyız ki, hepimiz birden devâsâ bir deneyin parçalarıyız. Elektro-Sis, şimdiki ve gelecek nesiller için çok hakîkî bir tehdittir. Etkili karşı önlemler lüks değil aksine basit mecbûriyetlerdir. Hoşlanan olsun veya olmasın, elektromanyetik radyasyonun genişleyen ve herşeyi yutan imparatorluğundan kendimizi her dâim korumalıyız. Kendini, âilesini ve gelecek nesilleri korumak için önleyici tedbirleri almak her bir ferdin kendi sorumluluğundadır. Kaynak: https://www.zentrum-der-gesundheit.de/elektrosmog-ia.html

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak