Ara

Tarçın: Diyabete Karşı & Yağ Yakıcı

Tarçın: Diyabete Karşı & Yağ Yakıcı

Tarçın: Diyabete Karşı & Yağ Yakıcı

Ferda Ümit Gedik

Tarçın son derece etkili bir şifâlı bitkidir. Kan şekeri seviyesini ve kolesterolü düşürür. Aynı zamanda metabolizmayı ısıtır ve harekete geçirir, kilo vermede yardımcıdır. Tarçın ikincil bitki maddelerince de çok zengindir, yâni kanserden korunmakta kullanılabilir. Tarçın birçok tedâviye eşlik edip onların etkilerini arttırabilir, birçok hastalık için mükemmel bir besin takviyesidir.

Tarçın – Küçümsenen Şifâlı Bitki

Tarçın, tropik tarçın ağacının kabuğudur. Tarçın eldesi için tarçın ağacının dalları kesilip alınır ve bunların iç kabukları çıkartılıp kurutulur. Sonuç tarçın çubuğudur. Bunlar öğütülüp toz tarçın elde edilir.

Tarçın – Altından Daha Kıymetli

Tarçın dâhilen ve hâricen, ayak mantarından mide-bağırsak enfeksiyonlarına kadar neredeyse herşeye karşı kullanılır. Ayak pudrası: Tarçın ayakkabı içine veya ayakların üzerine serpildiği takdirde ayak kokusunu alır.

Tarçın Kan Şekeri Seviyesini Düzenler

Tarçının en iyi bilinen ve en göz kamaştırıcı özelliği kan şekerini düşürücü etkisidir.

Bir Çalışma: Diyabette Tarçın

Bu çalışmada senelerdir Tip 2 diyabet tedâvisi gören 60 hasta yer aldı. Bu deney kapsamında hiç insülin iğnesi kullanmaması gereken katılımcılar, -insülin salgılanmasını sağlama/arttırma amaçlı- ilaçlarına ise devâm ettiler. Denekler 6 gruba ayrıldı. 500mg/0,5gr’lık tarçın kapsüllerinden ilk grup günde 2 tâne, ikinci grup 6 tâne, üçüncü grup ise 12 tâne aldı. 4, 5 ve 6. gruplar tarçın kapsülsüz/plasebolu grup oldu. Kapsüller yemek öğünlerinden sonra içildi. 1. grup kahvaltıdan ve akşam yemeğinden sonra 1’er kapsül içti. 2. ve 3. gruplar ise 3 öğün sonrası kendi dozlarının 3’te 1’ini içti. Katılımcılar tamâmen normal öğünler yediler ve reçetelerindeki ilaçlarını içtiler. 20 gün tarçın alımı sonrası sâdece 6gr/12 kapsül alan grupta önemli ölçüde daha düşük seviyede kan şekeri tesbit edildi. 40 gün sonra ise 1 gr ve 3 gr alan gruplardaki hastalarda da 3. gruptakiler gibi memnûniyet verici netîcelere ulaşıldı. Plasebo gruplarında herşey eskisi gibi kaldı. Herhangi bir kan şekeri seviyesi değişikliği gözlenmedi. Bu demektir ki tarçının kan şekeri düzenleyici tesiri doza bağımlı değildir. Düzenli olarak günde 1 gr alındığında 20 gün sonra olmasa da 40 gün sonra yine, yüksek dozla erilen aynı etkiye ulaşılır. Tarçın, çalışmaya katılan hastaların sâdece kan şekeri seviyelerini düşürmekle kalmadı aynı zamanda LDL-kolesterol ve Trigliserid değerlerini de düşürdü. İyi kolesterol HDL değeri ise düşmedi. Tedâvinin bitişinden 20 gün sonra bile hastalar tarçının müsbet etkilerini kendilerinde gözlemeye devâm etti. Bilhassa ilginç olan şu ki; en düşük doz olan 1gr tarçın dozunu almış olan hastalarda uzun süreli etkilerin en belirgin olduğu gerçeği, günde iki tarçın kapsülünün (1 gr Tarçın) kâfî olduğunu gösterdi. 2007 yılında American Journal of Clinical Nutrition dergisinde yayımlanmış olan bir başka çalışma da tarçının mide boşalmasını geciktirebildiğini ve bu yolla vücûdun âniden yüksek kan şekerine boğulmadığını, tarçın vesîlesiyle glikozun kana yavaş yavaş salındığını gösterdi. (Prediyabet de denilen) İnsülin direncinden veya metabolik sendromdan muzdarip olan milyonlarca insan göz önüne alındığında bu çalışma sonuçları elbette hârikadır.

Tarçın Yağ Yıkımını Teşvîk Eder

Tarçının da eşlik ettiği sağlıklı bir beslenme ile, insülin seviyesinin haddinden fazla yükselmesi için bir sebep yoktur. Düşük bir insülin seviyesi de yağ hücrelerinin yağ stoklarından kurtulması, böylece vücuttaki yağ oranının düşmesi demektir. Tarçın vücutta belirli bir ısınmaya yol açan bir baharattır. Bu ısı üretimi (termogenez) tabii ki çok miktarda enerji ve de kalori tüketir. Bu iki husûsiyet (ısıtıcı ve kan şekeri seviyesini düzenleyici etkiler) tarçını kilo kontrolünde iyi bir destekçi yapar.

Tarçın Koklamak Beyni Canlandırır

Tarçının faydaları sâdece yenilerek ortaya çıkmaz. Tarçının hârika kokusu da beyninizde sıçramalara sebep olabilir yâni anlama/kavrama performansını daha iyi hâle getirir. Amerika’daki Batı Virginia Wheeling Jesuit Üniversitesi’nde öğrenci olan Phillip Zoladz bunu tesbit etti. Zoladz koklama duyusunun insan beyni üzerindeki tesirini konu alan diploma tezi üzerinde çalışırken bâzı kokuların olağanüstü pozitif etkiye sâhip olduğunu farketti. Yaptığı çalışmada yer alanlar, tarçınlı bir sakız çiğnerken veya uçucu yağ formunda tarçın solurken belli bâzı işleri yerine getirmek zorundaydı. Tatsız sakız çiğneyen ve kokusuz hava soluyan deneklerle karşılaştırıldığında; yaptıkları işi en iyi şekilde sonuçlandırabilenler tarçın grupları oldu. Tarçın grubunda daha hazırcevaplı tartışmalar ve sorunlara daha hızlı çözüm bulmalar yaşandı. Yine bu gruptakilerin yargılama gücü, hâfıza performansı ve konsantrasyon kâbiliyeti daha iyiydi. Zoladz’ın yaptığı çalışmanın yüreklendirmesiyle, tarçının yaşlı insanlarda ve endişeye eğilimli kişilerde zihinsel kâbiliyetleri yükseltmek için kullanılıp kullanılamayacağını görmek üzere daha başka araştırmalar da yapılmaya başlandı.

Kasia Tarçın’daki Kumarin

(Kasia tarçın Seylan’a göre daha koyu renkli, içlere doğru kıvrım gösteren tek ve çok sert bir katmandan oluşur. Türkiye’de en çok kasia tarçın kullanılır. Kokusu Seylan cinsine benzese de tad olarak Seylan cinsinden geride kalır. Fito-farmasötik sağlık faydaları sağlayan aktif maddeler daha fazladır./kadioglubaharat)

Yapılan çalışmalarda kasia tarçının Kumarin isimli bir madde ihtivâ ettiği ve çok miktarda tüketildiğinde karaciğer ve böbrek hasarlarına sebep olabileceği bulundu.

Kumarin için sınır değer toplam vücut ağırlığında kilo başına 0,1 mg.dır. Bu demektir ki, bir insan hayâtı boyunca günde bu kadar miktar kumarin tüketebilir. Kumarinin tarçındaki oranı ise en fazla % 0,45’dir, 1 gram tarçında 4,5 miligramdır. Bu da günde 1 gram tarçın tüketilerek -50 kg ağırlığındaki birinde bile- sınır değerin aşılmamış olacağını gösterir.

Kansere Karşı Tarçın

Tarçının anti-tümör etkisini gözlemlemek için yapılmış olan iki çalışmayı size kısaca sunmak istiyoruz: 2010 yılında Hindistanlı araştırmacılar kasia tarçınla elde edilmiş sulu tarçın ektresinin, servix/rahim ağzı kanseri hücrelerinin ölmesini sağlayabildiğini gösterdiler. Tarçının rahim ağzı kanserinden korunmak için de kullanılabileceğini buldular. Regensburger Eczacılık Enstitüsü’nden Alman araştırmacılar ise 1990’lı yıllarda kemirgenlerde tesbit ettiler ki saf Kumarin bâzı prostat kanseri tümörlerini küçültüyor. Günlük 40 mg doz ile de akciğer metastazları %40-50 oranında azaltılabiliyor.

Tarçını Doğru Saklama

Baharat dolabınızda uzun süredir bekleyen tarçın mı var? Öyleyse paketi veya kabı açarken bakın, kuvvetli kokusunu muhafaza ediyorsa kullanın. Aroması çok hafiflemiş ve tadı acılaşmışsa en iyisi onu çöpe atın ve tâzesini satın alın. Tarçını ağzı iyi kapatılmış kapta, kuru ve karanlık ortamda saklayın. Hâmilelikte tarçın yalnızca baharat olarak ve küçük miktarlarda yenmelidir. Besin desteği olarak kullanılmamalıdır. Kaynak: http://www.zentrum-der-gesundheit.de/zimt.html#ixzz45Mc3bWkh

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak