Hemen belirtelim ki, sâdece unutma vakalarında değil Rasûlullâh’ın hayâtında görülen diğer bir kısım “sehiv” ve “reyinden dönme” gibi vakaların açıklamalarında da başvurulan mühim bir rivâyeti burada hatırlatmamız gerekecek. Rivâyet Muvatta’da gelmiştir. Muvatta’nın mutlak muallâk olan dört rivâyetinden biridir. Orada şöyle buyurulur: “Ben muhakkak ki unutur veya unutturulurum, tâ ki sünnet koyayım.”1
Şu halde Hz. Peygamberin nisyân, sehiv, hatâ gibi fiiilerinde dîni kemâle erdiren, Allâh’ın, kullarına olan nimetlerini tamamlayan feyizler, bereketler, hikmetler vardır.2
Bâzılarını şöyle sıralayabiliriz:
- Peygamberin hatâ yaptığı hususlarda, aynı şekilde hatâ yapacak ümmetine bu hatâ karşısında nasıl hareket edeceğini göstermek. Nitekim sehiv secdesi, Aleyhissalâtü vesselâm’ın sehvi üzere teşri olunmuştur.
- Herkesin hatâ yapabileceği prensibinin takrîri. Böylece İslâm âlimleri, “Peygamber “Ben de sizin gibi bir insanım, sizin gibi ben de hatâ yaparım” dedikten sonra, onun dışında kalan kim hatâ yapmaz ki?..” diyerek, seleflerinde gördükleri ve hattâ sezdikleri hatâları- bu selef ne kadar namlı ve şanlı olursa olsun- cesâretle tenkîd edebilmişlerdir.3
- Bu aynı zamanda peygamber dışındaki insanların mâsumluk iddialarını reddetmiş bir delildir.
- Mevki ve makamca büyük olan kimselere, hatâ yaptıkları zaman hatâlarında ısrar ve taannüdde bulunmadan hatâlarını itirâf ederek gerçeği benimsemeye Hz. Peygamber’den örnek buluyorlar.
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak