Ara

Şükür Bir İtâattir / Abdülkādir Geylânî (rh.a)

Şükür Bir İtâattir / Abdülkādir Geylânî (rh.a)

Nîmetlerin Kul Tarafından Ītirâf Edilmesi

İnsanoğlunun kalbi hayır ve şer, izzet ve zillet, zenginlik ve fakirlik ile istikāmet kazanır, hattâ kişi Allâh’ın kendisine verdiği nîmetleri ītirâf eder. Şükür; bu nîmetlerin kul tarafından ītirâf edilmesidir. Şükür bir itâattir.

Ey ahmak! Sen namazda ihlâssız bir şekilde oturup kalkıyorsun, insanlara namaz kıldırıyorsun, oruç tutuyorsun fakat gözün insanların tabaklarında ve evlerindeki eşyâlarda.

Ey insanların arasından çıkan! Ey sâdıkların ve Rabbânîlerin safını terk eden kişi! Sana nasîhat ediyorum ve sana acıyorum. Senin zındık, ikiyüzlü ve deccal olarak ölüp, kabrinde münâfıkların göreceği azâbı görmenden korkuyorum. İçinde bulunduğun yaşantını düzeltip kusurlarını azalt. Giydiğin elbiselerden sıyrıl ve üzerine takvâ elbisesini giy. Sen yakında öleceksin. Seninle aramda hiçbir düşmanlık yoktur, sana anlattıklarımı ileride hatırlayacaksın: Sâlih kişinin görünüşü hâlini belli eder. Allâh’ı (cc) mârifetullah boyutuyla tanıyan kişinin dili tutulur. O’nunla konuşur, O’nunla başkalarından müstağnî olur ve O’na muhtâc olur.

Gerçek Mü’min Kalp Gözü Açık Olandır

Gerçek mü’min baş gözünü kapattığı zaman kalp gözleri açılan ve orada olan şeyleri gören kişidir. Kalp gözlerini yumduğu zaman da baş gözleri açılan kişidir. O, Allâh’ın gerek kâinât gerekse mahlûkāt üzerindeki etkisini ve tasarrufunu aynen Yüce Rabbimizin Hz. Mûsâ'ya (as) hitâbındaki gibi müşâhede eder.

“Allah (cc): Ey Mûsâ! dedi, Ben risâletlerimle (sana verdiğim görevlerle) ve sözlerimle seni insanların başına seçtim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol.” (A’râf, 7/144)

 

Hakk’a karşı perdelenmenin tedâvisi, perdelenmenin sebeplerini araştırmak sonra da ondan dolayı Allah'tan tevbe dilemektir. O'nun huzûrunda iz’ân sâhibi olmaktır.

Allah dostlarının gece ve gündüzleri yoktur. Onların yemeleri hastaların yemelerine, uyumaları da denize dalan insanın göz yummasına benzer. Onlar ancak zarûret esnâsında konuşurlar, zarûretin dışında aslâ konuşmazlar.

Bugünü kaybeden ziyâna uğramıştır. Birinci adımı atmadan ikincisine yeltenme, birinci adım atılmadan ikinci adım gelmez. Birinci adım, varlık evinden çıkman, ondan sıyrılmandır; ikinci adım ise O’nun nîmeti olduğunu görmen ve şöyle demendir:

‘Âlemlerin Rabbine hamd olsun.’ (Fâtiha, 1/1)

Hakk’ın kapısında durduğun esnâda:

‘Ey Rabbimiz! Sâdece Sana kulluk eder ve sâdece Senden yardım dileriz.’ (Fâtiha, 1/4)

Hakk’ı görme esnâsında ise:

‘Secde et ve yaklaş.’ demendir. (Alak, 19)

 

Hakk’ı gördükten sonra, artık o nîmetleri başkasına izâfe ederek onlardan bilme, o nîmetlerin sâdece Hakk’tan olduğunu bil. O nîmetleri başkasından bilirsen; tam bir müşrik olursun. Sen Allah’ın nîmetlerini değiştirdin, başkasına izâfe ettin, Allah (c.c) da sendeki nîmetlerini değiştirdi. Zünnârını çıkart ve dönüş yap. Sen iç âleminde tevbe edip, sırrınla samîmî bir şekilde Rabbine yönelmedikçe, senin dış görünüşünün hiçbir kıymeti yoktur.

Kalbin Kurtuluşu İçin Gerekli Olanlar

Dört şey kalbin kurtuluşuna sebeptir:

  1. Lokmaya bakacaksın; helâl mi, haram mı?
  2. Allah (cc)’a itâate yönelmek.
  3. Asâlet ve değerini korumak.
  4. Seni Allah (cc)’dan alıkoyacak her türlü meşgaleyi terk etmek.

Helâl Lokma

Helâl lokma çok önemli bir mesele, fakat senin bu konu hakkında hiçbir bilgin yoktur. Bu ancak üst düzey takvâ sâhibi olmakla halledilir. Her an Hakk’ın huzûrunda bulunduğunu hissetmekle ve dînin sınırlarını korumak için Allah (cc)’a aşkla bağlanmakla halledilir.

Gerçek mü’min, yediği ve içtiği şeylerde durup düşünen kimsedir. Bunların helâl mi haram mı olduğunu düşünür ve bunlar hakkında Allâh’ın kitâbından ve Rasûlünün sünnetinden, helâl olduklarına dâir izin talep eder.

Mü’min Mevlâ’sına yaklaştıkça, O’nun emriyle emir verir, O’nun yasaklamasıyla yasaklar, O’nun bilgisiyle bilir, O’nun yardımıyla yardım eder. Ölmeden önce ahidlerinizi yenileyin. Toz duman dağıldığında yakında neyin ne olduğunu göreceksiniz ey câhiller, ey gâfiller!

“O’nun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.” (Sâd, 38/88)

Ey Rabbimiz! Dünyâda da âhirette de bize iyilik ver ve bizi cehennem azâbından koru! (Bakara 2/201)

 

Kaynak: El-Fethu’r-Rabbânî

 

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak