Ara

Söylenen Sözler Ancak Söyleyen Kişide Vücut Bulunca Kabûl Görür / Nuriye Eycan

Söylenen Sözler Ancak Söyleyen Kişide Vücut Bulunca Kabûl Görür / Nuriye Eycan

“Merhamet mâsum olduğu için her kalbe misâfir olmaz.” diyor İbn-i Haldun. Yüce Allâh'ın kullarına bahşettiği en değerli nîmetlerden biri de merhamet duygusudur. Kalp inceliği, şefkat duygusu, gönül yumuşaklığı ve insaflı davranabilmektir. Merhamet, Allâh'ın Rahmân isminin bir yansımasıdır. Buna en güzel örnekse Allah Resûlü (sav)’in merhamet ve şefkatinin tüm insanlığı ve bütün canlıları kucaklaması, onlara karşı olan davranış biçimidir. O (sav), gerçekten Yüce Rabbimizin Rahmân isminin tecellî ettiği biricik örneğidir. Nitekim Âyet-i Kerîme de Efendimiz (sav)’in fazîletini şöyle buyurmaktadır: “Allâh'ın rahmeti sâyesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı yürekli olsaydın, onlar senin etrâfından dağılıp giderlerdi…” (Âl-i İmran, 3/159.) 

Yine bir başka Âyet-i Kerîme’de: “Andolsun size içinizden öyle izzetli bir peygamber gelmiştir ki, sıkıntıya düşmeniz O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkündür. Mü’minlere karşı raûf (çok şefkatli) ve rahîmdir (son derece merhametlidir). ” (Tevbe, 128.) buyurulmaktadır.

Sahî günümüz dünyâsında onca hengâme ve koşturmacanın içinde hâlâ merhamet duygusunu yalın bir halde taşıyabiliyor mu kalpler? İnsan doğarken tertemiz bir fıtrat üzere dünyâya gelir, gözlerinde cenneti getirir dünyâya geldiği eve. İşte tam da orada başlar hayat. Misâfir olarak geldiği ve emânet olarak verildiği anne-baba ile olan yolculuğu. Her anne baba çocuğunun eğitiminden sorumludur. İnanç, kültür, âdab, görgü kuralları gibi her bireyin öğrenmesi gereken, sosyal hayâta daha kolay adapte olmasını sağlayan, yaşadığı toplum içinde hayat mücâdelesini kolaylaştıracak her türlü eğitim bunlara eklenebilir. Tüm bu eğitimler verilirken asıl dikkat edilmesi gerekense, çocuklarda oluşabilecek kalp katılığına ve merhametsizliğe sebebiyet verecek davranışlardan uzak durulması gerekliliğidir. Fakat günümüz yaşam koşulları, değişen âile yapısı, sosyal medya, okul, sınav ve buna benzer etkenlerin eklenmesiyle berâber çocuklar, gençler hattâ yetişkinler dahi biraz daha yalnız ve izole bir hayâtın içine hızla çekilmektedirler. Bireysel yaşamın çokça tercîh edilmesi, insanların birbirleri ile olan bağlarını kopartmış; yardımlaşma, paylaşma, merhamet etme gibi kişiye değer katan duyguları öteler hâle gelmiştir. Oysa daha dün denecek kadar yakın zamanda hemen hemen her evde bulunan ebe, dede, nine ve daha birçok yerde farklı sıfatlar eklenerek seslenilen ve seslenirken bize merhamet, şefkat ve yalın bir sevgiyi hatırlatan yaşlılar, çocuklara verilen değerler eğitiminde önemli bir paya sâhipti. Çocukların onlarla birlikte geçirdiği zaman dilimi çocuklar için; saygı duyma, yardımseverlik, şefkat, merhamet ve sorumluluk duygusu kazandıran ve daha buna benzer birçok güzel hasletin kalplere kolayca ekilmesine vesîle olan bir tür uygulamalı eğitim niteliği taşımaktaydı. Maalesef ki kendi inancımızdan, kültürel değerlerimizden uzaklaşmaya ve biz olmayı unutmaya başladığımız günden itibâren, yüce Allâh'ın bizleri yaratırken sadırlarımıza koyduğu tertemiz, saf ve yalın duyguların oluşturduğu merhamet gülleri, ağır ağır solmaya mahkûm oldu.

Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: “Nefsim kudret elinde bulunan Allâh'a yemîn ederim ki, birbirinize merhamet etmediğiniz müddetçe cennete giremezsiniz.” Sahabeler dedi ki: “Yâ Rasûlallah! Hepimiz merhametliyiz.” Allah Rasûlü (sav) şöyle buyurdu: “Benim kastettiğim merhamet, sizin anladığınız şekilde yalnızca birbirinize olan merhametiniz değil, bilakis bütün yaratılanlara şâmil olan merhamettir.” (Hâkim, Müstedrek, IV,185.)

Kişinin merhamet duygusunun yok olması, kalbinin katılaşmasıyla meydana gelir. Merhamet, ancak, katılaşan ve kabalaşmış, hoyratça hareket eden kişilerin kalplerinden çekilip alınır. Çevremizi gözlemlediğimiz zaman, günümüz insanının öğretilerinin ve hayâllerinin sâdece zenginlik, etiket sâhibi olma ve rahat bir yaşam olarak ön plana çıktığını görüyoruz. Aklı başında her insan dünyâdaki değişimin, kargaşanın farkına vararak, yürünen yolları, gidilen hedefleri yeniden belirlemeli, tüm bunların bir sınav süreci olduğu bilinci ile hareket etmeli.

O nedenledir ki çocuklarımızın, âile bireylerimizin kalplerinin katılaşmamasına, bencil bireyler olarak yetişmemelerine özen gösterelim. Onlara fedâkâr ve merhametli olmanın aptallık değil, özverili ve erdemli bir davranış olduğunu, empati kurabilmenin acı ve tatlı duyguları paylaşmak olduğunu, sürekli söyleyip anlatarak değil, bilhassa yaşayarak aktaralım. Çünkü en güzel nasihat ve öğretme, söylenen sözlerin söyleyen kişide vücut bulmasıyla anlaşılır ve kabûl görür.

Feridüddîn Attâr’ın Tezkiretü’l-Evliyâ” adlı kitabında, merhamet, sevgi, fedâkârlık gibi hasletlerin kişiyi ne derece yücelttiğini ve Allâh'ın (cc) Rahmetinden nasıl nasiplenmesine vesîle olduğunu anlatan, her birimizin gönül iklîmine dokunacak bir kıssa geçmektedir. 

Tâbiinden âlim, fâzıl, muhaddis ve sûfî Abdullah bin Mübârek, haccı îfâ ettikten sonra Mekke’de Harem’de yakaza hâlinde iken semâdan iki melek gelir. Biri diğerine:

  • “Bu sene 600 bin kişi haccetti. Hepsinin haccı, Şam’da Ali bin Muvaffak ismindeki bir ayakkabı tâmircisinin yaptığı sâlih amel hürmetine makbûl oldu. Bu kişi hacca gitmeye niyet etti, lâkin gidemedi. Onun yaptığı bir amel hürmetine bu kadar hüccâcın haccı kabûl edildi.” der.

Abdullah bin Mübârek uyku ile yakaza arası olan bu hâlden uyanınca, merak ve hayret içinde kaldı. Şam kervânı ile Şam’a gitti. O zâtı bulup sordu:

  • “Sen hacca gitmediğin hâlde ne amel işledin?”

Ali bin Muvaffak, Abdullah bin Mübârek gibi meşhur bir zâtı karşısında görünce önce çok şaşırdı. Heyecandan bayıldı. Kendisine geldiğinde ise şöyle anlattı:

  • “Otuz senedir hacca gitmeyi arzu eder dururdum. Ayakkabı tâmirinden 300 dirhem para biriktirdim. Hac yolculuğuna niyet ettim. Hâmile karım: ‘Komşudan et kokusu geliyor; bana bir parça et ister misin?’ dedi.

Komşuma gittim. Durumu anlattım. Komşum ağladı: ‘Yedi gün oldu ki, çocuklarım açtır. Yolda ölü bir hayvan buldum. Ondan bir parça kestim. Şimdi onu kaynatıp çocukları avutuyorum. Helâl bir gıda bulamaz isem, mecbûren onu yedireceğim. İsterseniz vereyim, fakat bu kaynayan et, bunlara ölümle burun buruna geldikleri için helâl, size ise böyle bir zarûretiniz olmadığı için haramdır.’ dedi.”

Ali bin Muvaffak devamla:

  • “Bunu duyunca, sanki içimden bir parça koptu. Binbir zorlukla biriktirdiğim bu 300 dirhemi ona verdim. ‘Yâ Rabbi, hac niyetimi kabûl et!’ diye Rabbime ilticâ ettim.” dedi.

Bunun üzerine Abdullah bin Mübârek:

  • “Rabbim bana rüyâda doğruyu bildirmiş!” dedi.

Bu hâdise, Rahmân ve Rahîm olan Rabbimizin bize gösterdiği bir merhamet bereketidir. Rüyâdaki zuhûratla hacdan misâl verilmesi, ibâdet hayâtında da merhametin ne derece mühim bir rol oynadığını ifâde etmektedir. 

Gönül bahçemizin yeniden yeşermesi, merhamet ve sevgi çiçeklerinin yeniden açması, toplumun birlik ve berâberliği için; önce kalpler doğru ve hak olanla dolmalı, tertemiz olan fıtrat Kur’ân ahlâkı ile şekillenmelidir. Merhamet, sevgi ve aşkla yoğrulmalı ruhlar, insanlığı tûfanlardan ve karanlıklardan kurtaracak nesiller doğmalı bu zamâna. Öyle ki; upuzun görünen ama kısacık olan yaşamının farkına varacak, öğrendiği ilimle hakîkat kapılarını aralayarak güzel amellerle, hayırlı işlerle, yaşadığı zamânı ve ömrünü bereketli kılacak, dünyâyı ve âhireti mâmûr edebilecek nesiller yetiştirebilmeli, bu zamânın ana-babaları.

Eğer hak ile bâtılı ayrıştıracak bir ferâsete sâhip olamazsak, yüce Allâh'ın bahşettiği ömrü hebâ eder ve sınavı kaybedenlerden oluruz. İnananlar için büyük nîmettir ferâset; onunla hakla bâtıl, helâlle haram ve zehirle bal birbirinden kolayca ayrılır; çünkü inanan kulunun yol göstericisi yüce Allah’tır. İnsanoğlunun maddenin kölesi olmaktan kurtulduğu gün, özgür olduğu gündür. Rûhunun kanat çırparak, sîretinden sûretine yansıyan inanmanın ve umûdun gücüyle o görünmeyen zincirlerini kırarak özgürleştiği, yaratılış fıtratında taşıdığı meleklerden bile üstün olduğu âyetine mazhar olduğu, insan olma özüne döndüğü gündür...

Mayıs 2024, sayfa no: 8-9-10-11

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak