Ara

Sevgiyle Olmak, Sevgiyle Kalmak

Sevgiyle Olmak, Sevgiyle Kalmak

Yüce Rabbimizin bir adı da el-Vedûd’dur. Bu kelime, kulları için hep hayrı isteyen, her hâlükârda onlara bol bol ihsân eden; hayrı, ihsânı ve iyi kullarını çok seven; hem çok seven hem de çok sevilen, iyilik-hayır ve sevgi kaynağı olan anlamlarına gelir. “Elbette benim Rabbim rahmet ve sevgi kaynağıdır.”1 “O, çokça bağışlayan ve pek sevendir.”2 “Îmân eden ve îmanların gereğini yerine getirenler için Rahmân sevgi yaratacaktır.”3 O’nun sevgisinin görüntüsü kulundan râzı olması, O’nun affetmesi, kulunun isteklerine cevap vermesi, onu koruması, ona dünyâ ve âhiret nimetlerini bol bol ihsân etmesidir. O’nun bu engin sevgisinden nasiplenebilmek için O’nun ahlâkıyla ahlâklanmamız, sevgi temelli bir yaşantı sāhibi olmamız gerekir. Bunun için de Yüce Yaratıcıyı her şeyimizden çok sevmeli, her şeyimizi sevdiğimizin uğruna fedâ etmesini bilmeli ve yaratılanları da Yüce Yaratıcıdan ötürü sevmeliyiz. Aynı anlamda el-Muhabbet ismi de O'nun isimleri arasında sayılmıştır.

 

O'nun bir adı da el-Muhib ismidir. Seven, sevgi kaynağı demektir. Allâh'ın kulunu sevmesi, ondan râzı ve hoşnûd olması, nimet ve hayırları ona göndermesi, kulluğuna karşılık onu sevap ve ikramlara boğması demektir. O, maddî ve manevî kirlerden arınanları sever. İyilik ve ihsan sāhiplerini sever. İnsaflı ve adâletli olanları sever. Takvâlı olanları sever. Sabırlıları sever. Kendisine güvenip dayananları sever. Kâfirleri, zālimleri, hāinleri, haddi aşanları, bozguncuları, şımarık kibirlileri, israfçıları, günaha batmış olanları ise sevmez. O hâlde O'nun sevdiklerini severek ve onlardan olmaya gayret ederek; O’nun sevmediklerinden uzak durarak ve onlardan olmayarak O’nun sevgisini kazanmaya gayret etmeliyiz. Âyetler O’nun sevdiği ve sevmediği kimseleri şöyle açıklar:

“Doğrusu Allah, iyilik yapanları sever.”4 “Doğrusu Allah mānen ve maddeten temizlenenleri sever.”5 “Allah, müttakîleri sever.”6 “Allah sabredip yılmadan direnenleri sever.”7 “Allah, tevekkül edenleri sever.”8 “Allah, adâlet sāhiplerini sever.”9 “Allah, kendi yolunda, duvarları birbirine perçinlenmiş bir binâ gibi, saf tutarak çarpışanları sever.”10

 

“Doğrusu Allah, haddi aşanları sevmez.”11 “Allah kâfirleri sevmez.”12 “Allah zālimleri sevmez.”13 “Allah, bozguncuları sevmez.”14 “Allah, nankörlük ve günaha batmış olanları sevmez.”15 “Allah, böbürlenip duran ve dâimâ kendini beğenenleri sevmez.16 “Allah, şımarıkları sevmez.”17 “Allah, kibirlileri sevmez.”18 “Allah, sürekli hāinlik eden günahkârları sevmez.”19 Allah, israfçıları sevmez.”20

Yüce Yaratıcı sevdi ve biz insanı yarattı. İnsanı sevdi, her şeyi onun için yarattı ve onun hizmetine sundu. Onu sevdi, onu sınav dünyâsında başıboş bırakmadı. Ona Peygamber gönderdi, kitap indirdi. Onu sevdi, ona akıl verdi, ona konuşma, düşünme, anlama, anlatma, üretme gibi pek çok özellikler bahşetti. İnsan, üzerindeki Rabbinin nimetlerini saymaya kalksa sayıp bitiremez. Bütün bu nimetler, Yüce Rabbin onu ne kadar sevdiğinin göstergesidir. İbn Arabî’nin dediği gibi: Biz, sevgiden sudûr ettik, sevgi üzerine yaratıldık, sevgiye doğru yöneldik ve sevgiye verdik gönlümüzü.

Yüce Allâh'ın kuluna verdiği hastalık, kazā-belâ gibi bir kısım sıkıntılar bile onun hayrınadır. Zîrâ mü'min, başına gelen sıkıntılara sabrederek Allah katında sevap kazanır, belâ ve musibetlere katlanmakla Rabbi katında değeri artar. Onun için hadiste şöyle buyrulmuştur:

Allah bir kulunu sevdiği zaman, onu sıkıntılara sokar ki yalvarıp yakarmasını dinlesin.21

 

Mü'minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hâli vardır Onun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe nimete kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa musibete uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.22

 

Sevgi ve nefret, kalpte yerleşip söz ve davranışlara yansıyan birer duygudur. Dolayısıyla sevgi ve nefret kuru bir iddia değildir. Onun için seven, sevgisini söz ve eylemleriyle ortaya koyar/koymalıdır. Zîrâ söz ve davranışlara yansımayan sevgi ve nefretin bir anlamı yoktur. Nitekim bir âyette Allah sevgisinin gereği açıklanırken, Allah Rasûlü'nün izinde gitmek olduğu şöyle ifâde edilmiştir: Allâh'ı seviyorsanız bana uyun. Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder.23

Mü'min, sevgi ve nefret duygularını yönetebilmelidir. Bunda ölçü Yüce Allâh'ın rızāsını kazanmak olmalıdır. Amellerin en faziletlisi Allah için sevmek ve Allah için nefret etmektir.24 Allah için sevme, Yüce Rabbin sevdiklerini, O’nun sev dediklerini, O’nun rızāsını kazanma adına sevmedir. Nefret de öyle, O’nun sevmediklerini, sevmeyin/dost edinmeyin dediklerini, yine O’nun hatırına sevmemektir. Nitekim bir hadiste Peygamberimiz (sav), mü'minin sevgi rotasını şöyle çiziyor: Şu üç özellik kimde bulunursa o kişi îmânın tadına erer: Allah ve Rasûlü’nü herkesten çok sevmek, sevdiği kişiyi sâdece Allah için sevmek, îmandan sonra küfre dönmekten, ateşe atılmaktan çekindiği gibi çekinmek.”25

 

Dâvûd (as) da Allah’tan sevgi isterken şöyle duā etmektedir: “Allâh'ım, senden seni sevmeyi, seni seven kişiyi sevmeyi, senin sevgine ulaştıran ameli isterim. Allâh'ım, senin sevgini bana kendimden, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli eyle”26

 

Yüce Allâh'ın sevgisini kazanmanın göstergesini de şu hadis açıklıyor: “Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrâil’e, ‘Allah falan kulu seviyor, sen de onu sev!’ diye seslenir. Cebrâîl de o kulu sever. Sonra Cebrâil gök halkı içinde, ‘Allah falanı seviyor, onu sizler de sevin!’ diye nidâ eder. Bunun üzerine o kulu gök ehli de sever. Sonra yeryüzündeki insanların gönlüne o kimsenin sevgisi yerleştirilir.”27

Şimdi Şu Sorularla Kendimizi Sevgi Testine Tâbi Tutalım

Yüce Allah, bizi seviyor ve sevgisini bizi yaratarak, yaşatarak, nimetlerini üzerimize yağdırarak gösteriyor. Peki, biz sevgimizi nasıl gösteriyoruz?

Yüce Allâh'ı ve O’nun Rasûlünü seviyor muyuz?

Sevgi sıralamasında Allah ve Rasûlünün sevgisi, kaçıncı önceliğimiz?

Allah ve Rasûlünün ölçüleri doğrultusunda yaşayarak bu sevgimizi ne kadar ispat edebiliyoruz?

Allâh'ın sevdiklerini seviyor muyuz?

Allâh'ın sevmediklerinden uzak duruyor muyuz?

Çevremizdekilere sevgiyle yaklaşabiliyor muyuz? Sevgiyle konuşup, sevgiyle alıp, sevgiyle verip, sevgiyle hareket edebiliyor muyuz?

Allâh'ın mü'min kulları tarafından ne kadar seviliyoruz?

Allah katındaki yerini öğrenmek isteyen kimse, Allâh'ın kendi­sinin yanındaki yerine baksın.28 hadîsi doğrultusunda biz nerede duruyoruz?

Dipnotlar:

1 11 Hûd 90.

2 85 Burûc 14.

3 19 Meryem 96.

4 2 Bakara 195, 3 Âlu Imran 134, 148, 5 Mâide 13,93.

5 2 Bakara 222, 9 Tevbe 108.

6 3 Âlu Imran 76, 9 Tevbe 4, 7.

7 3 Âlu Imran 146.

8 3 Âlu Imran 159.

9 5 Mâide 42, 49 Hucurât 9, 60 Mümtahıne 8.

10 61 Saff 4.

11 2 Bakara 190, 5 Mâide 87, 7 A'raf 55.

12 3 Âlu Imran 32, 30 Rûm 45.

13 3 Âlu Imran 57, 140, 42 Şûrâ 40.

14 5 Mâide 64, 28 Kasas 77.

15 2 Bakara 276.

16 4 Nisâ 36, 31 Lokmân 18, 57 Hadîd 23.

17 28 Kasas 76.

18 16 Nahl 23.

19 4 Nisâ 107, 8 Enfâl 58, 22 Hac 38.

20 6 En'am 141, 7 A'raf 31.

21 Kenzu’l-Ummal, III, 325.

22 Müslim, Zühd 64.

23 3 Âlu ımran 31.

24 Ebû Dâvûd, Sünnet, 2.

25 Buhārî, Îmân, 9.

26 Tirmizî, Deavât, 72.

27 Buhārî, Edeb, 41.

28 Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, VI, 49.

 Ekim 2022, sayfa no: 6-8

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak