Ara

Savunma ve Havacılık Sektörü’nde Kayseri Sanâyii’nin Yeri

Savunma ve Havacılık Sektörü’nde Kayseri Sanâyii’nin Yeri

Savunma ve Havacılık Sektörü’nde Kayseri Sanâyii’nin Yeri Haber: Ahmet Cankuşu

“Savunma ve Havacılık Sektörü’nde Kayseri Sanayii’nin Yeri” paneli Kayseri Ticaret Odası’nda düzenlendi.
Haber: Ahmet Cankuşu

Panele Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Kayseri Valisi Şehmus Günaydın, milletvekilleri ve dâvetliler katıldı.

Panelin açılışında konuşan Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Etrâfımızdaki siyâsî ve askerî çatışmalardan dolayı ülkemize dönük çeşitli riskler, tehlikeler, tehditler var. Bunlara karşı asil milletimizin egemenliği ve bağımsızlığını, cennet vatanımızın savunmasını yapabilmemiz için hazır olmamız, çalışmamız lâzım” değerlendirmesini yaptı.

Öncelikli görevlerinin 780 bin kilometrekare vatan toprağı ile 462 bin kilometrekare mavi vatanın güvenliğinin sağlanması olduğunu vurgulayan Bakan Akar, bu konudaki çalışmaların azim ve kararlılıkla devâm ettiğini aktardı. Terörle mücâdeleye de değinen Akar, bu alandaki başarıda personelin kahramanlık ve fedâkârlıklarının yanı sıra yerli ve millî savunma sanâyiinin geliştirdiği üstün teknolojinin de önemli olduğunu söyledi.

Savunma sanâyiinin sâdece ekonominin konusu olmadığına işâret eden Akar, geçmişte savunma sanâyii alanında yaşanan sıkıntıları hatırlattı. Geçmişte parası verilmesine rağmen alınamayan silah ve sistemlerin olduğuna dikkati çeken Akar, “2011’de anlaşması yapılmış İHA’larımızın motorlarının bakımını, parasını verdiğimiz halde yaptıramadık. ‘Kötü komşu ev sâhibi yapar.’ atasözü gerçekleşti ve sivil-asker, özel-kamu imkânlarımızı aktive ederek bugünkü hâle geldik. Bugün şu anda bizim özel, kamu şirketlerimiz İHA yapıyor ve bunu ihrâç ediyor. Bu noktaya geldik.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde yerlilik ve millîlik konusunda savunma sanâyiinde önemli adımların atıldığını belirten Akar, 2002’de yüzde 20’lerde olan yerlilik ve millîlik oranının yüzde 70’lere dayandığını ifâde etti.

“Sonuna Kadar Direnmemiz ve Çalışmamız Lâzım”

Târihin rehâveti, atâleti, tembellik ve gafleti affetmediğini dile getiren Akar, “Her alanda hepimizin uyanık, diri olmamız lâzım.” diye konuştu. Târihteki başarılı çalışmalardan ilham, hatâlardan ders alınmasının önemine değinen Akar, şöyle devâm etti:

“Kişilikli, kimlikli, iddia sâhibi olacağız. Planlarımızı, programlarımızı, çalışmamızı ona göre yapmalıyız ki ambargolardan, tahditlerden korkmayalım. Birtakım silahları, araçları aldık alamadık; S400, F-35 geldi mi geliyor mu, Patriot verdiler mi vermediler mi diye bunlarla uğraşmayalım. Aksi halde büyük sıkıntılar yaşanır, sonu belli olmayan hikâyelerin içine girilir ve bunların bize bedeli çok ağır olur. Buna müsâade etmemek lâzım. Kendimize güvenmemiz ve kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi lâzım.”

“Zahmetsiz rahmet olmaz.” sözünü hatırlatarak çalışmanın önemini vurgulayan Akar, kamu ve özel sektörün omuz omuza vererek çalışmasının önemli olduğunu dile getirdi. Bakan Akar, dost ve kardeş ülkelerin Türkiye’den büyük beklentilerinin olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bilinçli şekilde bizim ilerlememizin engellenmesi konusu var. Bu önemli. Târihe baktığınızda bunu göreceksiniz. Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil, Şakir Zümre, bunlar kahraman ve fedâkâr insanlar. Sâdece kılıçla bombayla tüfekle kahramanlık olmuyor. Bu insanlar ülkemize, milletimize bir şeyler kazandırabilmek için çalışmış, uğraşmışlar fakat bunların önü kesilmiş. Bu tekrâr edebilir mi? Edebilir. Ne yapmamız lazım? Mücâdele. Teslîm olmak yok. Bu konuda herkesin kendi alanında mevcut yolları sonuna kadar deneyip bu yolların açılması için vebâli var. Bizim savunma sanayiimizin millîliği ve yerliliği konusunda sonuna kadar direnmemiz ve çalışmamız lâzım.”

“Bize Kefen Biçiyorlar”

Coğrafyanın ülkelerin kaderi olduğuna yönelik söylemleri aktaran Bakan Akar, şunları kaydetti:

“Coğrafya her ne kadar kaderse Türkiye olarak biz de bu coğrafyanın kaderiyiz. Yeni Zelandalı katliamcı, ırkçı, terörist, kâtil: ‘Türkler boğazın batısına geçmesin.’ diyor. Dolayısıyla bize kefen biçiyorlar. Bu şaka değil, ciddîye alın bunları. Bunlar bir kişinin hayâlleri, kafasından uydurduğu hezeyanları değil. Bir şeyler konuşuluyor, tartışılıyor bir yerlerde. Eğer biz varsak, bu memlekete sâhip çıkarsak bu memleket var. Eğer bu konuda bir zâfiyet gösterilirse, siyâsî, askerî, ekonomik birtakım belâlarla karşılaşırsak kimsenin insâfı yok. Kimsenin insâfına kalamayız. Bu asil milleti kimsenin insâfına bırakamayız. Bu vatan topraklarının güvenliğini kimsenin insâfına bırakamayız. Savunma sanayiinde bizim yerlilik ve millîlik meselesini halletmemiz lâzım. Silahlı Kuvvetlerimiz bir taraftan en iyi şekilde personelini seçip onları eğitirken diğer taraftan o kahraman personelin eline en iyi silâhı, araç-gereci vermek durumundayız ki Silahlı Kuvvetlerimizin etkinliği, caydırıcılığı, saygınlığı tam olsun. Etkin, caydırıcı, saygın Silahlı Kuvvetler bizim en baş teminâtımızdır. Güçlü bir savunma sanayii bir tercih değil bir mecbûriyettir. Bunu yapmak zorundayız.”

Demir: “Savunma Sanayii Yetenek Envanteri (YETEN) Portalı’nı yakın zamanda hayâta geçireceğiz”

T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ise yaptığı konuşmada, başkanlık olarak Türkiye’nin istiklâl ve istikbâli için savunma sanayiinin gelişmesi, sürdürülebilirliğin sağlanması, geniş bir ekosistem olarak harbe hazır, yurt dışına ihrâç eden bir yapıda varlığını devâm ettirmesi için faaliyetleri hızla sürdürdüklerini söyledi. 

Yurt içindeki sanâyicilerin kâbiliyetlerinin savunma ve havacılık alanında da kullanılacak şekilde gelişmesinin önemli olduğunu düşündüklerini vurgulayan Demir, şunları kaydetti:

“Başkanlığımız tarafından, sanâyicilerimizin, KOBİ’lerimizin ve yan sanâyinin geliştirilmesi ve desteklenmesi çalışmaları kapsamında, projelerde yerli sanâyimizin imkân ve kâbiliyetlerinin maksimum ölçüde kullanılması, sistemlerin kritik bileşenlerinin yerli imkânlarla temin edilmesine yönelik olarak sektörün yeteneklerinin belirlenmesi ve tekrarların önüne geçilerek sağlıklı ve etkin yatırımların yapılabilmesi, harbe hazırlık faaliyetleri çerçevesinde farklı sektördeki benzer yeteneklerin tespit edilmesi amacıyla tüm sektör firmalarımızın detaylı ve güncel bilgilerinin derleneceği, değerlendirilebileceği Savunma Sanayii Yetenek Envanteri (YETEN) Portalı’nı yakın zamanda hayâta geçireceğiz. YETEN ile yan sanâyimiz ile entegrasyon sağlanması, sektördeki dar boğazların belirlenmesi, karar destek hizmeti verilerek doğru yatırımların yapılması ve doğru alanlarda desteklerin sağlanmasını hedefliyoruz.”

“Kümelenmeler sâyesinde uzmanlıkların artmasını bekliyoruz”

Demir, ayrıca Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programı EYDEP programı ile firmaların yeteneklerinin, ürün ve çözümlerinin yerinde saptanabileceği ve desteklenebileceği bir sistem kurgulandığını ifâde etti. Savunma alanında kümelenme faaliyetlerini desteklediklerini anlatan Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kümelenmeler ile firmaların savunma alanında birbirini tanıması, birlikte iş birliği yaparak boşluk alanlarında faaliyetlerini yürütmesi ve böylelikle firmalarımızın birbirini bütünleyici olarak savunma alanında yer almalarını istiyoruz. Bununla birlikte, havacılık, kompozit, seramik gibi tematik alanlarda kümelenmeler sâyesinde uzmanlıkların artmasını bekliyoruz. SAHA, OSSA gibi savunma ve havacılık alanındaki kümelenmelerimiz bu konudaki başarılı örneklerimizdir. Ankara Savunma Havacılık İhtisas Bölgesi (HAB), Kırıkkale Silah İhtisas OSB, İstanbul Teknopark gibi bölgesel ihtisas alanları ile yurt içinde ve yurt dışında tanınırlığı olan, bölgesel kalkınmaya önemli seviyede katkıları olacak sanâyi kümelenmeleri önem arz etmektedir. HAB, havacılık alanında amiral gemimiz olan TUSAŞ’ın hemen yanında havacılık ekosistemi olarak büyüyecek, Kırıkkale Silah İhtisas OSB ise MKEK’nin yanında silah ve mühimmat ekosistemi olarak genişlemeye devâm edecektir.”

Kayseri’nin 1970’li yıllarda başlatılan ağır sanâyi hamlesinde makine üretimi konusunda önemli yatırımlar yapan bir kent olduğunu aktaran Demir, 2. Hava İkmal Bakım Fabrikası’nın havacılık bakım-onarımı konusunda sanâyie yön vermeye devâm edeceğini anlattı. ASPİLSAN’ın, batarya üretimi konusunda Kayseri’yi özel bir yere taşıyacağından emîn olduklarını dile getiren Demir, şöyle devâm etti:

“Kayseri’de makine üretimi kâbiliyeti anlamında TAKSAN o zamanki adıyla takım tezgâhları başta olmak üzere birçok makine üretimi konusunda uzmanlaşmıştı. O zaman çevresinde kümelenen sanâyicilerimiz şimdi belirli bir olgunluğa geldi ve yurt dışına makine ihrâç edebilen üretimleri gerçekleştirmekteler. Kayserimiz bölgesel olarak makine üretimi konusunda organize olabilir. Özellikle takım tezgâhları üretimini başkanlık olarak çok önemsiyoruz. Bu konuda yerli ve millî çözümlerin oluşmasını istiyor, akabinde sanâyimizin yerli üretim takım tezgâhlarının kullanımını teşvîk edecek mekanizmalar geliştirmeyi planlıyoruz.”

Hisarcıklıoğlu: “Savunma Sanâyii olarak pek çok sorunumuz çözüldü” 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da savunma sanâyii sektörünün taleplerini daha önce Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a ilettiklerini belirterek “Bakanımız bizim taleplerimizden sonra hemen tâlimatları verdi ve savunma sanâyii olarak pek çok sorunumuz çözüldü. Bu icrâcı yönetim anlayışından dolayı teşekkür ediyorum. Sayın Bakanımızın yurt içinde ve dışında terör örgütlerine karşı verdiği başarılı mücâdele her türlü takdîrin üzerinde.” diye konuştu. 

Savunma Sanâyii Başkanı İsmail Demir’in savunma sanâyiinin hem yerli üretimde hem de ihrâcatta yakaladığı başarının en önemli mîmarlarından biri olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, TOBB ile Türkiye Savunma Sanâyii Meclisi’nin çok büyük bir ciddiyet ve azimle çalışıp kamu-özel sektör birlikteliğini sağladığını kaydetti.

Toplantının Kayseri için büyük önem taşıdığını, Kayseri’nin 100 yıl öncesinde, sanâyii olmayan bir şehir olduğunu ifâde eden Hisarcıklıoğlu, şöyle devâm etti: 

“1926 yılında Kayseri Tayyare Fabrikası ve Bünyan Halı İpliği Fabrikası, 1935 yılında Sümerbank Bez Fabrikası’nın faaliyete geçmesiyle, sanâyileşmede ilk adımlar atıldı. Yine Kayseri’de kurulan tank tamir-bakım fabrikası bu alanda bir merkeze dönüştü ve âdetâ bir tank hastânesine dönüştü. Buradan yetişen ustalar ve girişimciler sâyesinde Kayseri müthiş bir atılım başlattı. Sâdece ticârette değil, sanâyi, turizm ve eğitimde de marka şehri hâline geldi. Bugün 3 organize sanâyi bölgesi, bir serbest bölgesi ve bir teknoloji geliştirme bölgesiyle hepimizin iftihâr ettiği bir konuma ulaştı. 2,5 milyar dolara yaklaşan, tamâmına yakını sanâyi ürününden oluşan, katma değeri yüksek bir ihrâcât hacmimiz var. Geçen sene ülkemiz ihrâcâtı yüzde 7 artarken, Kayseri Türkiye’yi 4’e katladı ve ihrâcâtını yüzde 27 artırdı.”

Konuşmaların ardından, yurt dışından ithâl edilen savunma sistemleri parçalarının millîleştirilmesi kapsamında 165 kalem malzemenin yerli ve millî imkânlarla üretilmesi için ilgili kurumlarla Stratejik İşbirliği Anlaşması imzâlandı. 

Nisan 2019, sayfa no: 22-23-24-25

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak