Ara

Savaşın Ortasında Anne Olmak / Zeynep Ceylan Kadı

Savaşın Ortasında Anne Olmak / Zeynep Ceylan Kadı

Her anne çocuğuna güvenilir bir gelecek hazırlamak ister. Huzur dolu bir ortamda yetişsin, ayağına taş değmesin ister, saçının teline gelecek zarardan sakınır yavrusunu.

Ne yazık ki bâzı annelerin bunu gerçekleştirecek imkânları olmuyor. Evet, savaşın cefâkâr annelerinden bahsediyorum. Savaşta eşini, yavrusunu, yakınlarını kaybeden kadınlar, yaşadıkları târif edilmez acıya rağmen anne olduklarını unutmuyor. Hikâyeleri farklı olsa da ortak acıları savaş ve gözyaşı olan bu kadınlar, evlatlarına çocukluklarını yaşatmak ve onların savaştan etkilenmemeleri için var gücüyle çabalıyor. Kendileri ise belki de çocuklarının sevgisi ile hayâta tutunuyor, tek güçleri bu. Annelik…

Bir an kendimizi onların yerine koyalım. Başınızdan bombalar durmaksızın yağarken, yanınızda evlatlarınız dizinizin dibine korkuyla sığınırken, ne kadar dayanabilirsiniz? Oturup bize ne zaman sıra gelecek diye mi beklersiniz, yoksa en yakınınızdaki güvenli bölgeye mi kaçarsınız? Cevapları duyar gibiyim. Söz konusu evlat olunca, evet, en yakındaki güvenli bölgeye sığınır insan. Kendi canından geçmiştir belki ama evlatlarının canından geçemez anne yüreği. Çünkü bir anne, evlatlarının en kıymetli sığınağıdır.

Bir de savaşta evlatlarını kaybeden anneler, ah o anneler. Yürekleri dağlanır da dağlanır, ömür boyu geçmeyecek bir yara, bir iç çekiş kalır geriye. Kalplerindeki yangının ateşi dinmek bilmez, hafiflemez bile, evlâdının nasıl bir korku ve ızdırapla gittiğini düşündükçe... Hani bir anne vardı Suriye’de, yavrusunun cansız bedeni üzerine konulan buzlar için “koymayın, üşür” demişti. İşte böyledir savaşta anne olmak, evlâdının cansız bedenine bile kıyamamaktır. 

Savaşın ortasında anne olmak, savaşa rağmen çocuğun için hayâller kurmaktır, masallar kurgulamaktır. Onun için yaptığın her türlü ritüeli savaşa rağmen yapmaktır. Bir çift göz bize bakarken, anneliği, çocuk olmayı düşleyebilir miyiz bilmem. Ama onlar her zorluğa rağmen yaşamayı seçiyor. Sanırım bu da bize bir hayat dersi veriyor.

Nizar Kabbani’nin “Resim Dersi” isimli şiirinden satırlarla sonlandırıyorum yazımı.

“Oğlum kalemlerini, boya kutusunu önüme koyuyor,

Bir vatan çizmemi istiyor benden.

Fırça titriyor elimde,

Ağlayarak düşüyorum...”

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak