Ara

Pozitif Bilim Açısından Oruç Tutmanın Faydaları

Pozitif Bilim Açısından Oruç Tutmanın Faydaları

Dînimizce yüce ve kutsal kabûl edilen mübârek bir ay olan Ramazan ayının kudsiyeti ve fazîleti Kur'ân ve sünnetle sâbittir. Halk arasında da Onbir Ayın Sultânı olarak bilinen bu ayın önemini Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(sav) şu şekilde bizlere aktarıyor: “Ramazan, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem ateşinden kurtuluş ayıdır. Her kim bu ayda idâresi altında bulunanların iş yükünü hafifletirse, Allah onu mağfiret eder ve cehennem azâbından kurtarır.” İslâm dînimizin beş şey üzerine kurulduğu ve bunlardan sonuncusunun da Ramazan ayında oruç tutmak olduğu bilinmektedir. Oruç Ramazan ayında ve Ramazan ayı boyunca farz kılınmıştır. Oruç ibâdeti tan yerinin ağarmaya başladığı andan itibâren Akşam namazına kadar devâm etmektedir ve bu zaman diliminde yemekten, içmekten, cinsî münâsebetten ve orucu bozan unsurlardan kendimizi men etmemiz gerekir.

Orucun insanoğlu için faydalarını, tam olarak sonsuz bilgiye sâhip Allâhü Teâlâ'dan başka kim bilebilir ki! İnsan olarak bütün ibâdetlerimizi öncelikle Allâh'ın (cc) emri olduğu için ve O'nun rızâsını almak için gerçekleştiririz. Yaradanın yasak ettiği herşey nasıl bizler için kötülükse, emrettiği şeyler de mutlaka insan için hayırlı olandır. Bundan dolayı emrettiği şeylerdeki faydaları Yaradandan başkası bilemez. Fakat Allah insanın da görebileceği ve anlayabileceği yani insanın gücünün yetebileceği kadar sözü edilen bu emirlerin faydalarını görmemizi nasîb etmiştir. Orucun mânevî açıdan faydaları çok derin ve etkiliyken pozitif bilimler açısından faydaları hakkında birçok kişi bilgi sâhibi değildir. Örneğin, oruç insanı her türlü ferâgat ve fedâkârlığa alıştırır. İlâveten oruç insana nefsin arzularını yenebilme gücünü de sağlar. Peygamber Efendimizin (as) “Oruç tutun sıhhat bulun.” sözü de çok bilinen bir sözdür. Prof. Dr. Çelikkaya’nın 1969 yılında İslâm Medeniyeti Dergisi'nde yayınlamış olduğu “Ramazan ve Oruç” başlıklı makalesinde söylediği gibi yiyecekten, içecekten mahrum kalan bir insanın başta mide olmak üzere çalışan her organı dinlendirilerek sıhhate erişebilir. Orucun vücûdumuzda ne gibi kimyasal tepkimeler oluşturduğu ve bunun netîcesinde sağlık açısından ne gibi faydalarının olduğunun bilinmesi de bir o kadar önemlidir. Bu ayki köşe yazımda Rabbimin verdiği güç ve kudret ile bilgimiz yettiğince aktarmaya çalışacağım.

Esâsen orucun pozitif bilimler açısından nasıl bir olumlu etkisinin olduğu 2016 yılında Japon bilim adamı Prof. Dr. Yoshinori Ohsumi’nin Nobel Ödülünü kazanmasıyla dikkat çekmiştir. Oruç tutmak ile sağlıklı ve uzun bir ömür sâhibi olunabileceğini göstermiş olan Prof. Dr. Ohsumi yaptığı çalışmada otofajiyi anlatmıştır. Oruç ile hücrelerin kendilerini ve içeriklerini nasıl yeniledikleri, oruç tutmanın otofajiyi tetiklediği rapor edilmiştir. Özellikle gayrimüslim akademisyenler orucu, İslâmî oruç ve aralıklı oruç olarak ikiye ayırsa da makalelerin çoğunda İslâmî orucun faydalarından daha çok bahsedilmektedir. Fakat bazı radikal gayrimüslimler İslâmî orucun zararları hakkında da bilgiler vermektedir. Bunun en önemli sebebi İslâmî orucun bir günde 13 ilâ 18 saat sürmesi ve bunun netîcesinde aşağıdaki risklerin gözlenmesidir:

  1. Oruçlu kişide baş ağrısı,
  2. Mide ekşimesi,
  3. Kabızlık oluşturması,
  4. Dehidrasyona,
  5. Anemiye sebep olması,
  6. Zayıf uyku kalitesinin oluşması.

Tabii bu olumsuz durumlardan kaçınma yollarının da olduğu her defasında söylenmektedir. 26 Şubat 624 târihinden itibâren farz kılınan İslâmî orucun varlığı yok sayılarak aralıklı oruç ortaya çıkartılmakta ve aralıklı orucun daha iyi olduğu ifâde edilmeye çalışılmaktadır. Gayrimüslimlerin bu kötüleme oyununu yine gayrimüslim bir akademisyenin bozduğu görülmektedir. Sonuçta Enfâl Sûresinin 30. ayetinde de geçtiği gibi Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. 12 ilâ 24 saat süresince tutulan oruçta daha iyi otofajinin sergilendiği rapor edilmiştir. Bu açıklamalardan kastım aralıklı orucun hiç faydasının olmadığından ziyâde tüm oruçların temelinde İslâmî orucun olduğunu hatırlatmaktır. Hattâ bazı kaynaklarda İslâmî oruçtan farklı olarak aralıklı İslâmî oruç terimlerinin de geçtiği gözlenmektedir. İslâmî orucun tutulmasıyla kilo kaybı, azalan insülin direnci, azalan kan şekeri, azalan kan basıncı ve iyileşen lipid profili, kalbin korunması, obezite, diyabet ve kanserin önlenmesi ve tedâvisi, nörodejenerasyona karşı koruma, iltihaplanmanın azalması, sağlık süresinin ve yaşam süresinin uzaması gibi çeşitli faydaların olduğu bilinmektedir: 

Kilo Kaybı

Oruç tutmakla kilo kaybı sağlanabileceği ve mevcut kilonun korunabileceği bilinmektedir. Yapılan klinik araştırmalar netîcesinde oruç tutan bireylerde anlamlı kilo kayıplarının yaşandığı gözlenmiştir. Vücûda alınan enerji miktârının azalmasının ve leptin, insülin ve kortizol seviyelerindeki değişikliklerin kilo vermeye sebep olabileceği düşünülmektedir. Buna ilâveten uyku düzenindeki değişiklik, günlük yaşamda sıvı alınmayışı ve yalnız geceleri yiyeceğin ve içeceğin serbest olması kilo vermeyi tetiklemektedir. Bir araştırmada Ramazan ayında İslâmî oruca bağlı 8 erkeğin kütle kayıpları incelendiğinde, kaybedilen kilonun Ramazan sonrası hızlı bir şekilde geri alındığı gözlenmiştir. Söz konusu kilo kaybının korunabilmesi için kontrollü bir yaşam tarzının benimsenmesi gerekmektedir.

Düşük İnsülin Direnci

Kilolu (Obez) kişiler yüksek plazma leptin/adiponektin oranına sâhiptir. Bu yüksek oran bu kişilerin hem yüksek leptine hem de düşük adiponektine sâhip olmasından dolayıdır. Bu oranın yüksek olması ise insülin direncine yol açmaktadır. Oruç tutan kilolu bireylerde bu durumun tersine dönme ihtimâli vardır. Oruçlu bireyde plazmadaki leptin düzeyi azalmakta ve böylece insülin direnci kırılabilmektedir. Yapılan klinik araştırmalar netîcesinde oruç tutan kadınlarda insülin direcinin azaldığı tespit edilmiştir.

Düşük Kan Şekeri

Oruç tutmayla kan şekerinin azaldığı hakkında iddialar ortaya atılmış olsa da buradaki oruç alternatif gün orucu (ADF) olarak belirtilmiştir. İslâmî oruçta yaşanan uyku bozukluklarının leptin, nöropeptid-Y, insülin, melatonin ve steroid hormonlarının düzeylerinde değişikliğe sebep olmasından dolayı etkili olmayacağı düşünülmüş olup, ADF temelinde 8 erkek ve 8 kadının oluşturduğu gruplarda kan şekerleri ölçülmüştür. Lâkin yapılan klinik deneyler sonucunda herhangi ciddî bir değişikliğin olmadığı rapor edilmiştir. ADF’nin kan şekerini azaltmadığının bilinmesiyle birlikte İslâmî oruç ile bu durumun nasıl değiştiği hâlen merak konusudur.

Düşük Kan Basıncı

Orucun hipertansiyonu azaltmak için etkili ve uygun bir farmakolojik olmayan önlem olduğu bilinmektedir. Özellikle oruçlu bireylerin sistolik ve diyastolik kan basıncının önemli ölçüde azaldığı rapor edilmektedir. Buna ilâveten İslâmî oruçla özellikle Ramazan orucunda arteriyel sertliğin azalabileceği öngörülmektedir. 

Kanserin Önlenmesi ve Tedâvisi

Oruç tutmanın, hücreleri DNA hasârına karşı korumak için insülin benzeri büyüme faktörü –1’i (IGF-1), daha önce bahsettiğim gibi insülin ve glikoz seviyelerini azalttığı bilinmektedir. Bu azalma işlemiyle birlikte hücre büyümesi azalır ve hasarlı hücrelerin apoptozu artar. Özellikle birçok kanser türüne karşı oruç tutmanın etkili bir yol olabileceği öngörülse de oruç tutmayla meme kanseri insidansının azalabileceği rapor edilmektedir. Uzun süreli gece açlığının, glikoz regülasyonunun ve uyku düzeninin iyileşmesinin meme kanseri tekrarlanma riskini azalttığı rapor edilmiştir. Ayrıca ADF’nin reaktif oksijen türlerinin oluşumunu da azalttığı bilinmektedir. Ayrıca kemoterapi ve orucun, kanser hücrelerinde DNA kırılmalarını sinerjik olarak teşvîk edebileceği rapor edilmiştir. 

Enflamasyonun Azaltılması

Pro-inflamatuar sitokinlerinin yüksek seviyelerde oluşu birçok hastalık için önemli bir risktir. Söz konusu hastalıklara örnek olarak insülin direnci, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar gibi inflamatuar hastalıklar verilebilir. Sağlıklı oruç tutan kişilerde TNF-α ve IL-6 dâhil birçok sitokinin ekspresyonunun azaldığı rapor edilmiştir. Söz konusu benzer bir çalışma 2020 yılında Taştemur ve arkadaşları tarafından yapılmış olup, 28 günlük oruç süresi boyunca TNF-α ekspresyon seviyesinin ciddî bir azalma gösterdiği lâkin IL-8’de ciddî bir değişiklik olmadığı rapor edilmiştir. Ayrıca pek çok proteinin ya da genin katlanmasında görev alan ve onların aktifleşmesini sağlayan HSP-70 proteininin de ekspresyon seviyesinin kısmen arttığı gözlenmiştir. Sonuç olarak, yaptıkları çalışmada pro-inflamatuar sitokinlerin ve oksidatif stres parametrelerinin Ramazan orucu ile azaldığı, HSP-70’in ise arttığı rapor edilmiştir. 

İslâmî orucun insana mânevî katkısı olduğu gibi sağlık açısından da katkısının olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Hattâ öyle ki, bazı kaynaklarda kişinin ömrünün uzadığı dahi söylenmektedir. Oruç tutmayı bize farz kılan Allah (cc)’ün herşeyi insanların hayrı için yaptığını ve emrettiği herşeyde bir hayrın olduğunu unutmamak gerekir. Oruç tutmanın bizler için faydalı bir ibâdet olduğunu, orucun vücûdumuzda gerçekleşen kimyasal süreçler netîcesinde sağlığımıza olumlu etki ettiğini de göz ardı etmemek gerekir. Öncelikle emredildiği için, Allah rızâsı için ve sonra sağlığımız için oruç tutalım ve insanlara da bu bilgilerimizi doğru aktararak çevremizi teşvîk edelim. Herşeyi lâyığıyla bilen Rabbimize hamd olsun. 

Kaynaklar
Abdellatif, M., & Sedej, S. (2020). Cardiovascular benefits of intermittent fasting. Cardiovascular research116(3), e36-e38.
Anton, S. D., Moehl, K., Donahoo, W. T., Marosi, K., Lee, S. A., Mainous III, A. G., ... & Mattson, M. P. (2018). Flipping the metabolic switch: understanding and applying the health benefits of fasting. Obesity26(2), 254-268.
Brennan, L., & McNulty, B. (2017). New technology in nutrition research and practice. Proceedings of the Nutrition Society76(3), 173-174.
Çelikkaya, H. (1969). Ramazan ve Oruç. İslâm Medeniyeti Dergisi2(24), 11-14.
Davoodi, J., & Sarfallah, A. (2014). Biochemical Basis for the Benefits of Fasting. Science Cultivation5(1), 56-61.
Golbidi, S., Daiber, A., Korac, B., Li, H., Essop, M. F., & Laher, I. (2017). Health benefits of fasting and caloric restriction. Current diabetes reports17, 1-11.
Horne, B. D., Muhlestein, J. B., & Anderson, J. L. (2015). Health effects of intermittent fasting: hormesis or harm? A systematic review. The American journal of clinical nutrition102(2), 464-470.
Longo, V. D., Di Tano, M., Mattson, M. P., & Guidi, N. (2021). Intermittent and periodic fasting, longevity and disease. Nature aging1(1), 47-59.
Pakkir Maideen, N. M., Jumale, A., Alatrash, J. I., & Abdul Sukkur, A. A. (2017). Health benefits of Islamic intermittent fasting. Journal of Nutrition, Fasting and Health5(4), 162-171.
Persynaki, A., Karras, S., & Pichard, C. (2017). Unraveling the metabolic health benefits of fasting related to religious beliefs: A narrative review. Nutrition35, 14-20.
Rachid, H., Charaf, K., Hosbane, S., & Agoub, M. (2021). The benefits of ramadan fasting on the cognitive function of medical students. Journal of Nutrition, Fasting and Health9(2), 120-124.
Rahman, S. (2022). Ramadan Fasting and its Health Benefits: What’s New?. Open Access Macedonian Journal of Medical Sciences10(E), 1329-1342.
Salijanovna, K. L., & Gabitovna, D. A. (2024). Types of Fasting and Their Role in Health Benefits. European Journal of Modern Medicine and Practice4(2), 62-65.
Tastemur, Y., Ergul, M., Taskiran, A. S., Altun, A., & Ataseven, H. (2020). The Effects of Diurnal Intermittent Fasting On Proinflammatory Cytokine, Oxidative Stress and Heat Shock Protein 70 Levels. Int. J. Sci. Res6(3), 334-41.
Venegas-Borsellino, C., Sonikpreet, & Martindale, R. G. (2018). From religion to secularism: the benefits of fasting. Current nutrition reports7, 131-138.
Visioli, F., Mucignat-Caretta, C., Anile, F., & Panaite, S. A. (2022). Traditional and medical applications of fasting. Nutrients14(3), 433. 

Nisan 2024, sayfa no: 26-27-28-29

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak