Ara

Portakal ve Limondaki Kimyâsallar

Portakal, mandalina ve limon hârika vitamin kaynaklarıdır. Fakat bu leziz ve şifâlı meyvelerde muhtevî herşey maalesef sağlıklı değildir. Zehirli kimyâsallar bu meyvelere yalnız yetişme safhasında değil hasad edildikten sonra da püskürtülür. BÖCEKLER PORTAKAL, MANDALİN VE LİMON AĞAÇLARINI TEHDİT EDİYOR Portakal, mandalina ve limon yetiştirmek çocuk oyuncağı değildir. Çeşitli ağaç ve yaprak bitleri,  koşnil (cochineal), Akdeniz meyve sineği, beyaz sinek ve daha birçok parazitlerin hedefi nârenciye/turunçgil ağaçlarıdır. TURUNÇGİL AĞAÇLARI SIK İLAÇLANIR Bütün bu zararlı böcekler yaprak, çiçek, genç sürgünler ve olgun meyvelere musallattır. Bu parazitler ağaçlarda ne kadar çok bulunursa meyve verimi de o kadar çok azalmaktadır. Yetiştiricilerin daha ilk böceklenme belirtilerinde ağaçları ilaçlamaya girişmesi anlaşılır birşeydir. Tabii bütün bu böcekler yılın aynı vaktinde ortaya çıkmazlar ve böylece yıl boyu çeşitli kimyâsallarla ilaçlama işlemleri devâm eder. UĞURBÖCEĞİ PORTAKAL VE MANDALİNA AĞACI YETİŞTİRMEKTE YARDIMCI Geleneksel yetiştiricilik yapılan alanlarda bile bilinir ki –meselâ- Avustralya torbalı koşniline karşı hiçbir şey, bir sağlıklı uğurböceği popülasyonu kadar etkili olamaz. Bir uğurböceği, bu zararlının mevcûdiyetini uzun mesafelerden farkeder ve uçup yanına gelir. Bir limon bahçesini bu böceklerden tamâmen temizlemeleri sâdece 1 ay sürer. Her zararlı böcek için böyle bir veya daha fazla tabii düşman vardır. Ama uğurböceğinde olduğu gibi, zararlılardan kurtulmak birkaç hafta sürer. BÖCEK İLAÇLARI FAYDALI BÖCEKLERİ DE ÖLDÜRÜR Tabii her çiftçi faydalı böceklerin zararlıları öldürmesini bir ay bekleyecek sabra sâhip değildir. Zararlı böceklerin hepsi ortadan kalkmadıysa yine ilaçlamaya başlanır. Bu takdirde ise yalnız hedef böcekler değil kimyâsallara çok hassas tepki veren uğurböcekleri ve daha birçok faydalı böcek de ölür. Biyolojik denge tahrip olmuştur. YABÂNİ OT, MANTAR VE OLGUNLAŞMADAN DÖKÜLMEYE KARŞI İLAÇLAMA Kimyâsallar yalnız böceklere karşı kullanılmaz; yabâni otlar, çeşitli mantar hastalıkları ve (hasattan önceki haftalarda) erken meyve dökülmelerine karşı da kullanılmaktadır. YEŞİL TURUNÇGİL NASIL RENKLENDİRİLİYOR? Meyveler nihâyet olgun ve güzel hâlde kasalarda yerlerini aldıklarında portakal, mandalina ve limon için kimyâsal bir banyonun vakti gelmiştir. Hasat sırasında mevsim sıcaklığı hâlen çok yüksek olduğundan turunçlar yeşil olarak toplanır. Burada meyvenin renginin, olgunlaşma miktârıyla değil yalnız hava sıcaklığıyla alâkası vardır. Bu sebeple tropik ülkelerdeki marketlerde sıklıkla yeşil nârenciye görülür. Bunlar tamâmiyle olgunlaşmış ve bol sulu, tatlı ve lezzetli meyvelerdir. Akdeniz bölgesindeki portakal ve mandalinalar -çok erken cinsler/türler sözkonusu olduğunda- yalnız yeşil olarak toplanır. Yeşil turunçgil artık istenen “turuncu (turuncî)” renge boyanmalıdır. Bu işlem olgunlaşma odası denilen yerlerde gerçekleştirilir. Burada meyveler etilen gazına mâruz bırakılır. Etilen meyvelerin hoş/güzel bir turuncu veya –limonlarda- sarı renk almasına vesîle olur. Neyse ki etilen sorunlu bir kimyâsal madde değil birçok meyvenin kendi bünyesinde oluşan bitkisel bir hormondur. HASATTAN SONRA KİMYÂSALLAR Meyveleri korumak için kullanılan maddeler bâriz olarak daha zararlıdır. Bu kimyâsallardan bâzıları portakal, mandalina ve limonların depolanması ve nakledilmesi esnâsında meyveleri küflenme ve çürümeye karşı korumakta kullanılır. Diğerleri kurumayı engeller. Bu kimyâsal maddeler oldukça zararlı oldukları için bunlar da meyve kasası veya filesi üzerindeki etikette belirtilmelidir. Bâzıları şunlardır: İmazalil, biphenyl/bifenil (E230), orthophenylphenol/ortofenilfenol (E231), sodyum orthophenylphenol/ortofenilfenol (E232) veya thiabendazol. Sonuncular meyvelere püskürtülür, bunların isimleri de etikette yazmalıdır. Yalnız tiabendazolün etikette ismen yer alması yasal bir mecbûriyettir. Diğer kimyâsallar etikette ismen yer almayıp ‘koruyucu madde’ olarak zikredilmiş olabilir. FUNGUSİT İMAZALİL KANSEROJEN KABÛL EDİLİYOR İmazalil bütün dünyâda üretilir. Küf ve mantara karşı bir ilaçtır. Hayvan deneylerinde bu kimyâsal madde karaciğer ve tiroid tümörlerine sebep olmuş ve canlının gelişme ve üreme fonksiyonlarını olumsuz etkilemiştir. Bâzı vakalarda da kan basıncı düşmesi, koordinasyon/uyum bozuklukları ve titreme gözlenmiştir. Ayrıca balıklar için toksik ve çevreye zararlı bir maddedir. ORTOFENİLFENOL – GIDÂ VE BİTKİ KORUYUCU MADDESİ Portakal, mandalina ve diğer turunçgiller için kullanılan diğer iki madde ortofenilfenol ve sodyum ortofenilfenoldür. Her ikisi de E numaralı gıdâ katkı maddesi ve koruyucu maddedir. Ama bu, kısa süre içinde değişebilir çünkü bunlar hakîkaten tehlikeli maddelerdir. Diğer birçok kimyâsal bitki koruyucu maddeleri gibi bunlar da su kaynakları ve çevre için çok zehirlidir. Hayvan deneylerinde mesâne kanserine sebep olmuştur ve insanlarda –düşük miktarda alındığında bile- mide bulantısı ve kusmaya yol açabilir. Cildi hassas olan insanlar bu maddelere ve bu maddelerle muamele görmüş meyvelere temâs etmemelidirler.  THİABENDAZOL – MANDALİNADA SOLUCAN TEDÂVİSİ Tiabendazol turunçgil meyveler için hakîkaten en sık kullanılan koruyucu maddedir. Portakal ve mandalina kabukları üzerine sıkılmadığı zaman antihelmintik (bağırsak solucanlarına karşı) ilaç olarak da kullanılabilir.  Thiabendazol ayrıca  -tabii ki alınan doza bağlı olarak- karaciğer hasârına sebep olabilir ve safra fonksiyonlarını bozabilir. PORTAKAL VE LİMON KABUKLARINDA BALMUMU Neyse ki koruyucu maddeye mâruz kalmış meyve, etiketinde bilgi verilmemiş bile olsa kolayca tanınabilir çünkü aşırı bir parlaklığı vardır. Fakat meyveler yalnız koruyucu kimyâsal maddeler dolayısıyla değil içine daldırıldıkları balmumu sebebiyle de parlarlar. Balmumuna daldırma işlemi meyvelerin hızla kurumasına mâni olmak ve gerektiğinde onları aylarca depo edebilmek için yapılır. Kullanılmış olan doğal veya yapay balmumu olabilir. Meselâ şellak (E904) doğal bir parlatıcıdır, bir böceğin reçinemsi salgısından elde edilir. Carnauba mumu (E903) de doğal bir balmumudur, carnauba palmiyesinin yapraklarından üretilir. Yapay balmumları da parafin (E905) ve oksitlenmiş polietilen balmumudur (E914). Yemek için ne doğal ne de yapay balmumları uygundur. Bunların verdiği zararlar bilinmemektedir çünkü çoğunlukla değişmeden vücuttan atılırlar. PAKETLEME BANTLARINDA ÇAPRAZ KONTAMİNASYON/BULAŞMA MÜMKÜN Turunç meyvelerin bünyesinde sâdece bilinerek kullanılan ilaçlar olmayabilir, diğer ilaçlardan da rahatlıkla bulunabilir. Alman Meyve Ticareti Birliği ve Hohenheim Üniversitesi’nin 2010 yılında yaptığı bir araştırmada tesbit edildi ki ürünün geçtiği paketleme bantlarında da meyveden meyveye karşılıklı kimyâsal bulaşma yaşanabilir. Yüksek oranda kimyâsal madde yüklenmiş meyveler geçtiği yerlere bunları bulaştırır ve arkasından gelen belki daha az koruyucu madde taşıyan meyvelere bu maddeler de yüklenir. Defalarca kullanılan meyve kasalarında da aynı şekilde bir kontaminasyon düşünülebilir. PORTAKAL, MANDALİNA VE DİĞER TURUNÇLARDA ZEHİRLİ ARTIKLAR Hasattan önceki ve sonraki bütün ilaçlamalar gözönünde bulundurulduğunda, yapılan ilaç artığı analizlerinde 80 çeşit kimyâsal ilaç tesbit edilmesi kimseyi şaşırtmamalıdır. Meyvenin toplandıktan sonra kimyâsal muameleye uğrayıp uğramadığının kasa veya filenin etiketinde belirtilmesi faydalı olacaktır. Organik olan portakal, mandalina ve diğer meyveler hasattan sonra daha önce olmadığı kadar iyi muameleye mâruz kalırken hasat öncesi bolca ilaçlanmış olan meyveler toplandıktan sonra en azından doğal bir balmumu ile de kaplanmış olabilir ve bu durum her hâlukârda etikette belirtilmiş olmak zorundadır. Organik turunçgiller çoğunlukla mat bir yüzeye sâhiptir ve kimyâsal muamele görmemişlerdir. İLAÇLI İŞLEM GÖRMÜŞ MEYVE KABUKLARI YENMEMELİDİR Kimyâsal olarak muamele gördüğüne dâir somut bilgiye sâhip olunan meyve kabuklarını pasta veya yemeklerde kullanmaktan kaçınmalıdır. İlaçlı nârenciye kabukları gübreye de kesinlikle katılmamalıdır çünkü bu, toprağın zehirli kimyâsallarca zenginleşmesine sebep olur. Doğal bir bahçe inşâ etmek isteyenler böyle bir gübreden kaçınmalıdır. Meyveleri soymadan önce sıcak veya en azından sıcak-ılık suda özenle ovalayarak yıkamak uygun olabilir. Fakat bu işlem bile artıklardan tamâmıyla kurtulmaya yetmez. Meyveyi soyduktan sonra ve meyveyi yemeye başlamadan önce eller mutlaka güzelce yıkanmalıdır. Meyveyi soyan bir çocuksa tabii ki o da mutlaka hemen ellerini yıkamalıdır. Maalesef meyveyi soyma esnâsında kabuktaki kimyâsallar elimizden kabuksuz meyveye çoktan bulaşmış da olabilir. Elle hemen soyuluveren ve çocukların da anaokulu veya okullarda memnûniyetle yediği mandalinalar hiçbir şekilde, ilaçlı muamele görmüşlerden seçilmemelidir. Her zaman organik ve ilaçsız olanlar tercih edilmelidir. Aynı şekilde, kabukları yenmek üzere kullanılmak istenen meyveler de mutlaka organik olmalıdır. Öyleyse; tohumundan toprağına, hasat öncesinden hasat sonrasına kadar tabii olarak yetiştirilmiş ve kimyâsal muamele görmemiş, bunun yerine uğurböceği ve diğer faydalı böcekler yardımıyla büyütülmüş muhteşem mandalina ve portakallar varken kimyâsal madde tüketme riskini almak niye? Organik meyvelere hem gönül rahatlığıyla dokunabildiğinizi hem de onların çok daha lezzetli olduğunu en kısa zamanda farketmelisiniz! Ümit Gedik Kaynak: http://www.zentrum-der-gesundheit.de/chemikalien-in-orangen-zitronen-ia.html

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak