Ara

Peygamber Efendimiz (sav)’in Kur'ân’daki Değeri

Peygamber Efendimiz (sav)’in Kur'ân’daki Değeri

Allah Resûlü Hazreti Muhammed’in yüce Rabbimiz katında çok özel, üstün ve kıymetli bir değeri vardır. O hem yaradılış olarak hem de görev ve misyon olarak seçilmiş en üstün, en fazîletli, en değerli insandır. 

Efendimiz Aleyhisselâm’ın bu özelliklerini, güzelliklerini ana kaynağımız Kur'ân-ı Kerîm’de de yeterince ve hattâ şaşırtıcı derecede yoğun olarak görüyoruz. O’nun Allah (cc) katındaki değerini öğrenmek için Kur'ân-ı Kerîm’e bakmamız yeterlidir. 

Son ilâhî kitâbımızda bazı peygamberlerden ismen, bazı peygamberlerden kısaca bahsedilir, bazılarına ise genişçe yer verilir. Doğrudan veya dolaylı olarak pek çok âyet ve sûrede, Peygamber Efendimiz (sav)’in şahsı, dâveti, insanlarla ilişkileri ve mücâdelesiyle ilgili, tesbit ve tavsiyelerde bulunulmaktadır.

Allah Resûlü’nün (sav) Şahsı ile İlgili Tesbitler

Peygamber Efendimiz’in; Hz. İbrâhim’in bir duâsı (Bakara 2/124, 129), Hz. Mûsâ ile Hz. Îsâ’nın geleceğini müjdelediği (A'raf 7/157, Saf 61/6), Tevrat ve İncil’de ismi geçen, müjdelenen (A'raf 7/157), Allâh'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allâh'ı çok zikredenler için kendisinde güzel örneklerin olduğu (Ahzab 33/21), mü'minlere karşı merhametli ve şefkatli (Tevbe 9/128) olduğu belirtilir. 

Hz. Muhammed (sav)’de her canlı gibi ölümlüdür (Âl-i İmran 3/144, Enbiyâ 21/34). O’nun vefât etmesiyle bu dâvâ bitmeyecek (Âli İmrân 3/144), bir melek olmayıp çarşıda gezen, yiyen, içen bir insandır (En’am 6/ 9,50, Mü’minûn 23/24). Bir beşerdir ama özelliklidir, kendisine Allah’tan vahiy gelmektedir (Kehf 18/110, Furkan 25/20, Fussilet 41/6). O’na bu dünyânın ötesinden, madde ötesinden, Allâh'ın nîmetleri, sırları ve âyetleri gösterilmiş, lütfedilmiştir (İsrâ 17/1, 60, Necm 53/13-18). Bu sebeple O’na uyan doğru yolu bulur (A'raf 7/158).

Allah, O’nu yetimken barındırmış, hidâyet yolunu bilmezken, doğru yolu göstermiş, (Yûsuf 12/5, Sebe 34/50, Şûrâ 42/52, Duhâ 93/6-7), fakir olarak bulup lütfuyla zengin etmiş (Duhâ 93/8), şânını ve ününü yüce kılmıştır (İnşirah 94/4).

Hz. Muhammed (sav), Mü'minlerin dostu (Mâide 5/55, Tevbe 9/16) olup Allah tarafından mü'minlere bir lütuf olarak gönderilmiştir (Âl-i İmran 3/164) ve mü'minlere canlarından daha ileridir (Ahzab 33/6). 

Geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmış, üstün ve yüce bir ahlâk üzere olup (Kalem 68/4), O’na saygı gösterilmelidir (Fetih 48/9). O, bir öğüt vericidir (Tur 52/29, Ğaşiye 88/21). Nur saçan, etrâfını aydınlatan bir kandildir. (Ahzab 33/46)

Allah ve melekler, O’na salevât getirirler. (Ahzab, 33/56)

Bütün bir insanlığa (Cuma 62/3), âlemlere rahmet olarak gönderilmiş (Tevbe 9/61, Enbiyâ 21/107, Kasas 28/46), âhirette bütün ümmetlere karşı bir şâhittir. (Nisâ 4/41, Nahl 16/89) 

Allah, onu insanların görmediği bir ordu ile desteklemiş (Tevbe 9/40), ona yardım etmiştir (Enfâl 8/62). 

Allah Resûlü (sav)’in Peygamberliği ile İlgili Tesbitler

O’na Kur'ân-ı Kerîm verilmiştir (Bakara 2/99, Nisâ 4/163, Kehf 18/1). İnsanları Kur'ân’la İslâm’a dâvet etmiştir (Ahzab 33/46). Bu sebeple, O’na itâat eden, Allâh'a itâat etmiş demektir (Nisâ 4/80), O’nun belirlediği bir esâsı, verdiği bir emri sorgulamak aslâ olmaz. Çünkü Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir (Bakara 2/252, Âl-i İmran 3/114, Yâsîn 36/3, Fetih 48/29).

Efendimiz Aleyhisselâm yaptığı işten dolayı aslâ bir çıkar, gelir elde etmemiş, yaptığı bu görevden dolayı hiç kimseden bir ücret istememiştir (Yûsuf 12/104, Furkan 25/57, Sebe 34/47, Şûrâ 42/23).

İnsanları cennetle, nîmetlerle müjdeleyip, cehennem ve azapla uyarmış, korkutmuştur (Bakara 2/119, Ahzab 33/45, Sebe 34/28, Fetih 48/8). Beşîr ve Nezîrdir.

Son dâvetçi, Peygamberlerin sonuncusudur (Ahzab 33/40). Kendisinden önceki peygamberleri de onaylamış, doğrulamıştır (Ahzab 33/37). Evvelki peygamberler de kendine ulaşmasa da O’nun geleceğine inanmış, O’nu insanlara haber vermiş, O’nu tasdîk etmişlerdir (Âl-i İmran 3/81). Kendi mesajı ile önceki peygamberlerin mesajı özde aynıdır (Fussilet 41/43).

O bir muallimdir. İnsanlara bilmediklerini öğreten, hikmeti tâlim edendir (Bakara 2/151). Dosdoğru bir yol üzere olup (Yâsîn 36/4, Şûrâ 42/52, Zuhruf 43/43, Fetih 48/2, Necm 53/1-2), insanları doğru yola iletir (Ra’d 13/7, Neml 27/79). Ve O, Allâh'a ortak koşmaktan uzaktır (En'am 6/19). 

Hz. Muhammed (sav) için bitip tükenmez, kesintisiz bir mükâfat vardır (Kalem 68/3). Bu sâdece kendisine has değildir. Resûlullah’a inanıp saygı gösteren, yardım eden ve Kur'ân’a da kayıtsız şartsız inananlar için de geçerlidir. Onlar da kurtuluşa erenlerdir (A'raf 7/157, Tevbe 9/40). Ve mü'minler, Allah Resûlü'nün getirdiği tüm kurallara îmân ederler (Nisâ 4/136,170, A'raf 7/157,158, Fetih 48/9,13, Hadîd 57/7, Saf 61/10-13).

Allah Resûlü’ne Karşı İnanmayanların Tavırları

Kur'ân-ı Kerîm’de Efendimiz Aleyhisselâm ile ilgili kâfirlerin iddia ve yaklaşımlarına da yer verilir. Örnek olması açısından bazılarına bakalım:

Eğer bir melek olsaydı O’na inanırdık, oysa bizim gibi bir insan (En'am 6/50). 

O cinlenmiştir, dediler; halbuki O, aslâ mecnun biri (değil)dir (Sebe 34/46, Kalem 68/1-8, Tekvir 81/22).

Şâirdir, dediler. Ama O, bir şâir değildir (Tûr 52/30). 

Allah Resûlü'yle alay ettiler. Daha önceki peygamberlerle de alay etmişlerdi (R’ad 13/32, Enbiyâ 21/41, Zuhruf 43/7).

Yalanladılar. Daha önceki peygamberleri de yalanlamışlardı (Hac 22/42, Fâtır 35/4). 

Peygamberimiz Vesîlesiyle Rabbimizden Mü'minlere Uyarılar

Peygamber size ne verdiyse (emrettiyse) onu alın ve size neyi yasakladıysa ondan da kaçının (Haşr 59/7).

Allâh'ı seven Peygambere itâat eder (Âl-i İmran 3/31-32). Peygambere itâat, Allâh'a itâat etmek demektir (Nisâ 4/80, Mâide 5/92, A'raf 7/158, Enfâl 8/1,20,46, Tevbe 9/71, Nûr 24/51,52,54,56). Allâh'a ve Resûlü'ne karşı gelen, devamlı bir ateşe atılır (Nisâ 4/14,115, Enfâl 8/27), cehenneme sokulur (Tevbe 9/61). 

Gerçekten Allâh'a ve âhiret gününe inananlar, anlaşmazlığa düştükleri bir meseleyi, Allâh'a ve Resûlü'ne sunarlar (Nisâ 4/59). Peygamberi dünyâdayken dinlemeyenler, Âhirette, yerin dibine batırılmayı temennî ederler (Nisâ 4/42). 

O’na saygısızlık etmeyin, önüne geçmeyin (Hucurât 49/1-5), sesinizi yükseltmeyin, konuşmadan önce sadaka verin (Mücâdele 58/12-13). 

Allâh'a ve Resûlü'ne itâat eden; ilâhî rahmete kavuşur (Âl-i İmran 3/131), ebedî cennete yerleşir (Nisâ 4/13), Allâh'ın nîmetlerle ikrâm ettiği, peygamberlerle, sıddîklarla, şehitlerle, sâlihlerle berâber olur (Nisâ 4/69).

Bu âyetler Efendimiz Aleyhisselâm’ın Yüce Rabbimiz katında nasıl bir kıymete sâhip olduğunu ortaya koymaktadır. Bu sebeple O’nun vasıflarını methetmek, onu değerli göstermek, övmek için zayıf ve uydurma rivâyetlere başvurmaya, onları yaymaya hiç gerek yoktur. Kur'ân-ı Kerîm bize adresi göstermekte, önderimizi belirlemekte, yol haritasını da O’na vermektedir.

Allah ile Peygamber'i, Kur'ân ile sünneti ayırmak, dinde bölücülüktür.

Allâh'ı seven, Peygamberini de sever.

Allâh'a itâat eden, Resûlü'ne de itâat eder.

Allâh'ın cennetini uman, azâbından kaçınan kişi hem Allâh'a hem de Son Elçisine kulak kesilir.

Şubat 2024, sayfa no: 13-14-15

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak