Ara

Pencere / Tuba Karatop

Pencere / Tuba Karatop

Bir pencere düşlesek. Hayâtımızda olan ve olmayan bütün imtihanlara hayır penceresinden bakabileceğimiz bir pencere. Adı kardeş, arkadaş, dost, yâren, ne derseniz, ötesi… Hayırhah. Herkesin iyiliğini isteyen, iyiliğin kanına, canına, rûhuna, aklına, fikrine işlediği, amaçsız hâlinin olmadığı, hayır ile coşup taştığı hayırhah…

Düşlediğim öyle çok zor değildi. Sevinçliyken, aradığımızı bulmuş, beklediğimiz olmuş/gelmişken, şükür penceresini açan olsa hayırhahımız? Rabbimizin karşılık beklemeden bol bol veren Vehhâb olduğunu, bir isminin de Şekûr olduğunu bize söylese. Hüzün etrâfımızı sarmış, yüreğimizde Kabz hâli misâfir. İyiyi görebilme, iyiye yorma penceresini açsak birbirimize… Hayır esintileri esse... Fettâh u Alîm olanı kulağımıza fısıldasa hayırhah. Gönlümüz şenlense. Yenildiysek, kaybettiysek, esmâ pencerelerini açıp ne kadar nasipli olduğumuzu gösterse… O’nun (cc), dilemediği şeyin gerçekleşmesine müsâade etmeyen, kötü şeylere engel Mâni’ olduğunu, bütün işleri isâbetli ve hedefine ulaştırıcı Raşîd olduğunu duyursa kulağımıza, kalbimizi teskîn etse, O’nun esmâlarından birinin de Velî olduğunu haykırsa… Sağa sola bakmadan, eğleşip oyalanmadan yürüyeceğimiz bu yolda ola ki tökezlersek önemli olanın yolda olmak ve yeniden kalkıp yürümek olduğunu söyleyiverse… Tevvâb penceresini açsa… Daralan, incinen, kaybeden, tökezleyen rûha nefes olan hayırhah penceremiz olsa, hatırlatsa bize dermânı.  Her insanın bir hayırhah penceresi olsa… Fenâ mı olur? Kendisi için ne istiyorsa karşıdaki için de isteyen, hattâ ben değil o diyerek îsâr rûhuyla aydınlanan…

Öyle yan yana olmaya da gerek yoktur hani. Araya mesâfeler girmiş olsa da birbirlerine bu denli kenetlenmiş insanlar için uzaklık hiç mühim değildir. Çünkü bilirler En Sevgili’nin (sav) sözünü; “Arşın gölgesinde gölgelenenlerden birinin de birbirlerini Allah için sevip, buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insanı.” Öyleyse çevirip bakmak lâzım değil mi? Var mıdır böyle pencerem, rûhuma nefes aldıracak, hayır konuşup hayır duyuracak, hayra yönlendirecek hayırhahım var mı? Olmazsa olmaz bir penceredir bu. Hayır penceresi… Şerre kapalı. Hayır penceresi barındırmadığımızda istikāmet tam tersi olur. İçimizi ferahlatacak bir soluk için başka kapılara gider, nefes almaya çalışırız lâkin alamayız. Buradaki nefes noksan ve çelimsiz olup temiz değildir. O havayı solumak bize yaramaz, zîrâ fikren, amelen değişir insan. “Kişi refîkından azar”1 sözünün haklılık payı var.

Fakat hayırhah penceresi öyle bir penceredir ki bu penceredekiler bir vücûdun uzvu gibidirler.2 Biri rahatsızlansa diğeri de uykusuz kalır acıya ortak olurlar.

Elhâsıl; Nefes kadar elzemdir yolunuza yoldaş olup hep hayır dileyen hayra meftûn yol arkadaşı…

“İnsanlardan öyleleri var ki, hayrın (önünü açan) anahtarları gibidir ve şerrin de (önünde duran, ona mânî olan) sürgüleri gibidir. Kimisi de şerrin anahtarı ve hayrın sürgüsü gibidir. Yüce Allâh’ın hayrın anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere ne mutlu! Ve ne yazık Yüce Allâh’ın şerrin anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere!”

Dipnotlar:

1 Sa’düddîn Ökten

2 “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücûda benzerler. Vücûdun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak