Eğitim ve Öğretim Sistemi
Osmanlı İmparatorluğu hem kendi çağdaşları için, hem de kendinden sonra gelen nesiller için her zaman örnek alınacak bilgi birikimi ve tecrübeye sâhip bir eğitim, kültür ve sanat imparatorluğu olarak öne çıkmaktadır. Fetih sonucu elde ettiği toprakları adâleti ve kültürel birikimi ile yeni doğmuş medeniyetler gibi tekrar dizayn edip gönüllerde yer etmeyi bilmiştir. Böyle bir imparatorluğun mîrasçısı olan Anadolu Müslümanları ise târihsel süreç içerisinde bağlarından koparılarak sığ bir düşünce dünyâsında kalmaya mahkûm edilmiştir. Bu durum özellikle eğitim ve kültür dünyâsında kendini hissettirmiş, gerek kendi çağdaşlarının, gerekse geçmiş atalarının kurduğu medeniyetlerin gerisinde kalmıştır.
Bu noktadan hareketle, günümüz eğitim ve öğretim koşullarına kıyas ve karşılaştırma olması açısından Osmanlı imparatorluğunun kuruluş dönemi ile her alanda en parlak devri olarak nitelendirilen yükselme döneminde eğitim ve öğretim hayâtı konusunu ele almaya çalışacağız. Geniş bir konu olan ‘Osmanlı imparatorluğu kuruluş ve yükselme dönemi eğitim ve öğretim’ konusunu, daha önceki ‘Medreseden Mektebe’ adlı yazımızda görüşlerine başvurduğumuz Uludağ Üniversitesi emekli öğretim MUSTAFA ÖCAL hocanın ‘OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE DİN EĞİTİMİ’ adlı kitabını kaynak olarak alarak yazımıza devâm edeceğiz. Kaynak kitabımızda bu konu Bursa dönemi ve İstanbul dönemi olarak işlendiği için bu konuyu iki yazı dizisi hâlinde işleyeceğiz.
- BURSA DÖNEMİ MEDRESELER
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak