Ara

Ölümden Sonrasına Hazırlıklı Olmak / Abdülkâdir Geylânî (rh.a)

Ölümden Sonrasına Hazırlıklı Olmak / Abdülkâdir Geylânî (rh.a)

Yazıklar olsun sana! İslâm gömleğin parçalanmış, îmân elbisen kirlenmiş, çıplak, câhil, sırrın kederli, gönlün İslâm’a açılmamış, iç âlemin mâneviyâtın harap, dış görünüşün mâmur, amel sahîfelerin kararmış haldesin, delicesine sevdiğin dünyâ senden uzaklaşmakta, kabir ve âhiret sana doğru yönelmiş gelmekte. Pek yakın bir zamanda karşılaşacağın o dehşetli günlerdeki işlerin için ve o dehşetli kabir için hazırlık yap ve uyanık ol.

Hiç belli olmaz, ölüm belki bugündür, belki de bu saat içerisindedir. İnsanoğluna ansızın gelen ölüm, onun gelecek zaman için yapmış olduğu planları altüst eder. İşte o zaman dünyâda elde etmeyi arzuladığın şeyleri elde edemezsin, onlara ulaşamazsın. Unuttuğun, hiç beklemediğin âhiret hayâtıyla yüz yüze gelirsin. Allâh’ın (cc) dışındaki şeylerle meşgûliyet boş bir hevesten ibârettir. Allâh’ın dışındakilerden korkman ve onlardan bir şey umman boş bir hevesten ibârettir. Allâh’ın dışındaki hiçbir varlık, bize ne bir fayda ne de bir zarar verebilir. Allah (cc) meydana gelen her şey için bir sebep yaratmıştır. Allâh’ın hükümleri de bir sebebe binâen gelmiştir. Sebepleri vesîle sayarak Allâh’ın hükümleri ile amel edersen, amelleri gerçekleştirmiş olursun; bu durumda aynen ağaçtan yaprakların düşüşü gibi sebepler de senin önünden düşer. İşte bu andan îtibâren sebepler ortadan kalkar ve sebepleri yaratan müsebbib zuhûr eder, kabuk gider öz kalır, öz ise müsebbibe bağlanmaktır. Asıl olan da budur. Ağaca nisbetle meyve mesâbesindedir.

Tevhîd Ehli

Tevhîd ehli dâimâ bir halden diğer bir hâle intikâl eder. Kırbadan kanala, kanaldan nehre, nehirden denizlere doğru gider. Sizden her kimin nefsinin bir isteği bir ihtiyacı olursa; o kişi nefsinin ağzına susma ve edep gemini vursun, aynı zamanda nefsine takvâ zırhını giydirsin. Bu durum nefsin itmînâna ermesine ve Rabbine vâsıl olmasına sebep olur.

Vuslat

Allâh’a (cc) vuslat iki türlü olur:

  • Genel olarak vâsıl olma
  • Özel olarak vâsıl olma

Genel olarak vâsıl olma; ölümden sonra Hakk’a kavuşmadır. Özel olarak kavuşma da; insan daha ölmeden önce dünyâda iken kalbinin Hakk’a ulaşmasıdır. Bu durum çok az sayıda insanda meydana gelir. Ölmeden önce vuslata eren kişiler; nefislerinin isteklerine dâimâ muhâlefet ederek, fayda ve zararın halktan değil de Hakk’tan olduğunu bilerek bu duruma ulaşırlar. Onlar bu nefis mücâhedesine devâm ettikten bir müddet sonra, avâmın ölümden sonra ulaştığı hâle onlar ölmeden önce ulaşırlar.

Seven Sevdiğinin Uğruna Her Şeyini Fedâ Eder

Ey cemâat! Her şeyi; herşeyin gerçek sâhibi olan Yaratıcı’dan isteyiniz. Her şeyinizle O’nun rızâsını kazanmak için çalışınız. Allah dostları, Rabblerine yakın olmak için her şeylerini vermişlerdir. Allah dostları neyi istediklerini çok iyi biliyorlardı, bundan dolayı da ruhlarını O’nun yolunda vermekten geri durmadılar. Ne istediğini bilen kişiye, istekleri doğrultusunda gerekli şeyleri sarf etmek kolay olur.

“Cennetin bedeli nedir?” sorusuna şu âyet-i kerîme ile cevap veririz:

“Allah mü’minlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır.” (Tevbe, 9/111)

 

Sen nefsini de malını da Allâh’a teslîm et, şüphesiz ki onlar sonunda yine senin olacaktır.

Ey evlâdım!

“Sen ‘Allah’ de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar!” (En’âm, 6/91)

De ki: “Beni yaratan ve bana doğru yolu gösteren O’dur.” (Şuarâ, 26/78)

Ey dünyâda zâhid kişi! Kalbin dünyâdan âhireti arzulayarak çıkarken şöyle de:

“Beni yaratan ve bana doğru yolu gösteren O’dur.” (Şuarâ, 26/78)

Sen, ey Hakk’ı isteyen! Ey Hakk’ı arzulayan! O’ndan başkasından yüz çeviren! Kalbin cennet kapısından Yüce Mevlâ’yı arzulayarak çıktığında şöyle de:

“Beni yaratan ve bana doğru yolu gösteren O’dur.” (Şuarâ, 26/78)

Yolun zorluklarıyla, sıkıntılarıyla değil; O’nun hidâyeti ile meşgûl ol.

Ey bu iki yola girmeyi isteyen! Daha önce bu yollara sülûk etmiş, buraların tehlikelerini öğrenmiş kişilerden kendine rehber edin. Onların sana yol göstermelerini iste. Onlar ilmiyle âmil olan ihlâs sâhibi mürşid-i kâmillerdir.

“Rabbimiz! Bize dünyâda da, âhirette de iyilik ver! Bizi cehennem azâbından koru!” (Bakara, 2/201)

Kaynak: El-Fethu’r-Rabbânî

 

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak