Ara

Nereye Dönerseniz Dönün Allâh'ın Yüzü Oradadır

"Allah Teâlâ güzeldir, güzeli sever." , "İşini düzgün ve sağlam yapanı Allah sever." hadis-i şerifleri güzel sıhhate işarettir.
İslam'ın vazgeçilmez temel esaslarından biri sanattır. Allah'ımızın isimlerinden biri de EL-MUSAVVİR'dir. Her mahlûka suret veren demektir. Öyle bir suret verir ki:"Şanım hakkı için biz insanı çamurdan, süzülmüş bir hülasadan yarattık. Sonra Onu sağlam bir yerde ana rahminde bir 'NUTFE', hakir bir damla sudan, süzülmüş bir hülasadan yarattık. Sonra o nutfeyi 'Alaka' olarak yarattık. Sonra o alakayı bir 'Mudga' olarak yarattık, Sonra bu mudgayı bir takım kemikler halinde yarattık. Sonra bu kemiklere bir et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla, İnsan olarak meydana getirdik. İşte yaratanların en güzeli olarak Allah ne Yüce'dir." (Mü'minun, 23/ 12-14) Ayette geçen Nutfe meni içinde erkek spermlerini ihtiva eden sıvıdır. Alaka ise ana rahmi duvarına tutulmuş asılı biri hücre topluluğu halindeki dönemdir. Mudga da dişle çiğnenmiş ete benzeyen bir parçanın adıdır. "Allah Teâlâ güzeldir, güzeli sever." "İşini düzgün ve sağlam yapanı Allah sever." hadis-i şerifleri güzel sıhhate işarettir. Öyle bir çatı kurmuş ki Mevla:"O ki yeri göğü tabaka tabaka, bir biri ile ahenkli olarak yarattı. Rahman olan Allah'ın yarattığında hiçbir düzensizlik göremezsin. Haydi gözünü bir çevir de bir bak, hiç bir çatlak görecek misin? Sonra gözünü tekrar tekrar çevir ve yine bak, O göz aradığı kusuru bulamadan zelil ve bitkin bir halde sana dönecektir." (Mülk, 67/ 3-4). Sinek kanadından tutun da, semadaki kandillere kadar öyle bir düzen var ki akıl, O'nun karşısında hayrete düşerek "Sübhanallah" der. "Allah'ım her türlü noksanlıktan uzaksın, Senin dilediğin ne güzeldir." der, ibadet ve taate koşar. Allah Teâlâ'nın sanatının yanında insanın sanatının sözü mü olur? Kılıçarslan bir konak yaptırır. Halka şöyle der:"Yedi sene konağın hatalarını söyleyin. Fakat bundan sonra da kim bir hatasını söylerse, onu asarım." Yaşlı bir pir çıkar, "Padişahım bunun iki hatası apaçık görülüyor." der:"Biri, sen öleceksin. İkincisi, bu konak bir gün yerle bir olacak." Ecdadımız, yaptığı eseri, ibadetle bütünleştirmiştir. Caminin yanına mescide temiz girmek için, hamam ve şadırvan koydurarak bedenin temizliğini temin etmiştir Medrese ve dergâhları ile de kafa ve gönlü ihyaya vesile olmuştur. Bu sanatla halk cehaletten kurtulup ilme yönelmiştir. Sanat dinle bağlantılı olunca müslümanlar insan şeklinin dışındaki işçiliklere, taş ve ağaç oymacılığına, hüsnü hatta yönelmiştir. Evlerin giriş kapısına "Hâzâ min fadlı Rabbî" , "Bu benim Rabbimin fazlındandır." şeklindeki Neml Suresi'nin 40. âyetinin bir bölümü, "Maşallah", "Mülk Allah'ındır" gibi ibareler birer bedii sanat şaheseri olarak adeta resmedilmiştir. Şadırvanlarda, insan Suresi'nin 21. âyetinin "Ve rab'leri onlara tertemiz bir içecek, cennet şarabı içirmiştir." mealindeki "ve sakâhüm rabbühüm şarâben tahûrâ" ibarelerinden oluşan kısmı, levha hâline getirilmiştir. Dergâhların kapısında ise "Ah edeb" ve "Edep Yahu" ibareleri kullanılmıştır, bunlar, Müslüman zihniyetin her an Allah'ının huzurunda olma bilincinin amellerini Allah'ın rızasına göre tanzim etmek hususundaki kalbî niyetlerinin bir yansımasıdır.

Alemdar-Ali Ramazan Dinç Efendi (ks)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak